Ülkemizde son yıllarda bir moda gibi kullanılan kavramlardan birisi de sivil toplum örgütü kavramıdır.
Özellikle politikacılar, mal bulmuş magribi gibi, bu kavrama sımsıkı sarılmaktalar.
Tabii ki amaç belli, bu örgütlere kendilerini şirin göstererek oy toplamak.
Halbuki bir partinin kendisi zaten bir sivil toplum örgütü.Ülkenin en büyük partisi o ülkenin en büyük sivil toplum örgütü.
Kaldı ki sivil toplum örgütleri yeni yeni kurulmaya başlanan örgütler değil.
Yüce Devlet (Osmanlı Devleti) dönemindeki ahilik ve lonca teşkilatları, yüzlerce vakıf sivil toplum örgütlerinin en güzel örneklerindendir.
Sivil toplum örgütleri kuruluş amaçları doğrultusunda topluma hizmet amacıyla kurulmuş olmaları gerekir.
Ülkemizde bu örgütlerin yönetim kademesine seçilenler bu örgütleri hangi amaçlarla kullanıyorlar, buna bakmamız gerekiyor.
Siyasete geçiş için basamak aracı,
Çevre edinme,
O örgütün devlet nezdindeki olası itibarından istifade etme,
Üyelerini yanlış yönlendirerek bundan kendileri için bir menfaat temin etme,
Gerektiğinde örgütün cahil üyelerini kaba kuvvet aracı olarak kullanma.
Hükmetme ve yönetme gibi duygularını tatmin etme.
Daha bir çok madde yazabiliriz.
Ülkemizde nasıl siyaset ağalığı, medya ağalığı varsa, aynı şekilde sivil toplum örgüt ağalığı da vardır.
Tabii bu şekilde işleyen sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına çok az kişi katılmakta, bu da bu ağaların işini daha da kolaylaştırmaktadır.
Aslında çoğunluğun umurunda da değildir, maalesef yalakalık, ikiyüzlülük, suistimal her konuda olduğu gibi bu konuda da başını almış gidiyor. |
