Header $articleheadline_he$ "ArticleHeadline" Detay Sayfa Header

 

 

     

 

 

 
2021-08-24

Detay Sayfa

Tüm Dosyaların Listesi

News Database Template Page Example

TBMM Susurluk Raporu 01

4/3/1997 - 11:01 - AtinÄ°lgili BaÄŸlantı Yorumlar Bu Yazıyı Bir Tanıdığına Yolla Bu Yazıyı Yazdır  

      

Birinci Bölüm

TBMM Susurluk Komisyonu Raporu

I - BASLANGIÇ

II-KOMISYONUN KURULUSU

III-KOMISYONUN SÃœRESI

IV-KOMISYON ÇALISMALARI

1-Komisyonda uzman görevlendirilmesi

2-Ankara'daki faaliyetler

A-Kurum ve Kuruluslarla yapilan yazismalar ve talep edilen belgeler

B-Bilgisine basvurulanlar

3-Ankara disindaki faaliyetler

4-Çesitli yollarla komisyona gönderilen toplu dilekçeler

5-Komisyon kararlari

V-IDDIALAR

1-Anavatan Partisi Genel Baskani Mesut Yilmaz'in iddialari

2-Isçi Partisi Genel Baskani Dogu Perincek'in iddialari

3-Anavatan Partisi Manisa Milletvekili Tevfik Diker'e verilen ve onun tarafindan komisyona intikal ettirilen Mustafa Deniz'in yazisindaki iddialar

4- Yazar Ãœmit Oguztan'in iddialari

5- CHP Istanbul Milletvekili Algan Hacaloglu kanaliyla Komisyona sunulan Faruk Kusaksizlardan tarafindan yazilan mektubdaki iddialari

6- CHP Milletvekili Mahmut Isik tarafindan Komisyon baskanligina sunulan rapordaki iddialar

7- Söylemez ailesi ile ilgili olaylarda tutuklu olanlarin iddialari

a) Mehmet Sena Söylemez'in iddialari

b) Ömür Söylemez'in iddialari

c) Nafiz Yavuz'un iddialari

8- Komisyona bilgi verenlerin iddialari

VI. KAVRAMLAR VE KONUYLA ILGILI ÖNCEKI MECLIS ARASTIRMA KOMISYONU RAPORLARI

1-Kavramlar

2-Konuyla ilgili önceki Meclis Arastirma Komisyonlari Raporlari

a-Hayali Ihracaat

b-Faili Mechul Cinayetler

VII. INCELEMELER

A-Susurluk. 22

B-Ömer Lütfü Topalin Öldürülmesi. 48

C-Söylemez Kardesler Çetesi. 66

D-Mehmet Hadi Özcan. 75

E-Yasar Öz. 80

F-Tevfik Nurullah Agansoyun öldürülmesi. 87

G-Mehmet Ali Yaprak 90

H-Dilek Örnek 93

I-Anap Genel Baskani Mesut Yilmaz 96

J-Alpaslan Pehlivanli. 98

K-Kartal Demirag 99

L-Hursit Han. 99

M-Ahmet Tekin Baykal 100

N-Esref Bitlis. 101

O-Tarik Ãœmitin. Kaybolmasi 101

P-Yüksekova Çetesi. 104

VIII.BILGISINE BASVURULANLAR

1- Korkut Eken 119

2-Kemal Yazicioglu. 120

3-Meral Çatli 122

4-Mehmet Eymür 125

5-Tuncay Özkan 127

6-Dündar Kiliç. 128

7-Esat Canan 130

8-Mehmet Hadi Özcan 130

9-Sahin Tekdemir. 135

10-Necdet Küçüktaskiner. 137

11-Ridvan Yenisen 137

12-Ahmet Baydar. 139

13-Ekrem Marakoglu 142

14-Sedat Bucak 145

15-Hasan Celal Güzel 148

16-Hanefi Avci 156

17-Emin Aslan 157

18-Mehmet Agar. 157

19-Dogu Perincek. 158

20-Necdet Menzir. 161

21-Nuri Gündes 162

22-Deniz Gökçetin. 162

23-Sedat Demir 162

24-Ayhan Çarkin. 163

25-Oguz Yorulmaz. 164

26-Ercan Ersoy. 164

27-Tuncay Yilmaz 166

28-Metin Günyol 169

29-Mehmet Emin Yurdakul 171

30-Mehmet Ali Yaprak 173

31-Avsar Kederoglu. 174

32-Seyit Ahmet Altintas 175

33-Senar Er. 176

34-Sönmez Köksal 177

35-Alaattin Yüksel 178

36-Hande Birinci 181

37-Ibrahim Sahin. 182

38-Bilgi Ãœnal. 185

39-Habib Aslantürk. 186

40-Abdullah Çetin 187

41-Arzu Yaman 188

42-Abdullah Kederoglu. 188

43-Cemalettin Ãœmit 190

44-Oral Çelik 192

45-Mesut Yilmaz 194

46-Eyüp Asik 203

47-Mehmet Sena Söylemez. 205

48-Abdülgani Kizilkaya 206

49-Mustafa Altinok 207

50-Enver Ulu. 208

51-Burhanettin Bigali 209

52-Hüseyin Oguz 212

53-Dilek Örnek. 222

54-Hursit Han. 223

IX. DEGERLENDIRMELER

A-Susurluk. 225

B-Ömer Lütfü Topalin Öldürülmesi. 249

C-Söylemez Kardesler Çetesi. 255

D-Mehmet Hadi Özcan. 258

E-Yasar Öz 259

F-Tevfik Nurullah Agansoyun öldürülmesi. 261

G-Mehmet Ali Yaprak . . 264

H-Dilek Örnek. 268

I-Anap Genel Baskani Mesut Yilmaz 270

J-Alpaslan Pehlivanli 270

K-Kartal Demirag 272

L-Hursit Han 272

M-Ahmet Tekin Baykal. 273

N-Esref Bitlis. 273

O-. Tarik Ãœmitin. Kaybolmasi 275

P- Yüksekova Çetesi 286

X. GENEL DEGERLENDIRME

I- BASLANGIÇ:

03.11.1996 tarihinde, Sanliurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak'a ait 06 AC 600 plaka sayili Mercedes marka otomobil, Hüseyin Kocadag sevk ve idaresinde Kusadasi'ndan hareketle Istanbul Iline seyir halinde iken, Susurluk Ilçesi Uçakyolu Mevkiinde, olay yerinin sol tarafindaki benzinlikten yola çikan ve ayni istikamette seyir eden Hasan Gökçe sevk ve idaresindeki 20 RC 721 plaka sayili kamyona saat 19:15 siralarinda sag arka yan tarafindan çarpmistir. Asiri hizla seyrettigi belirlenen 06 AC 600 plaka sayili otomobilin, bu sekilde kamyona çarpmasi suretiyle meydana gelen trafik kazasinda; Otomobil içerisinde ön sag koltukta oturmakta olan Sedat Edip Bucak yaralanmis,arka koltugunda oturmakta olan Mehmet Özbay sahte kimlikli kisi, Gonca Us isimli bayan ve otomobilin sürücüsü Hüseyin Kocadag olay mahallinde ve hastanede ölmüslerdir.

Bu kisilerden, Sedat Edip Bucak'in Sanliurfa Milletvekili, Hüseyin Kocadag'in Istanbul, Kemalettin Eröge Polis Okulu Müdürü, Gonca Us'un Izmir'de ikamet eden bir kisi ve Mehmet Özbay'in bayan arkadasi olduklari, Mehmet Özbay sahte kimlikli kisinin de Abdullah Çatli olduklarinin açiklanmasi ile birlikte, 9.10.1978 tarihinde ideolojik amaçli 7 kisinin öldürülmesi olayinda sanik konumunda bulunan Abdullah Çatli'nin diger 3 sanik ile birlikte giyabi tevkifli (firarda) olmalarindan dolayi dosyadan ayrilarak yeni bir esasa kaydedilerek adi geçenler hakkinda yargilamanin devam etmesine ve giyabi tutukluluk durumlarinin devam etmesine 26.12.1995 tarihinde karar verilmis olmasi,27.01.1977 tarihinde 6136 sayili Kanuna muhalefet ve polise ates etmek suçundan aranmasi, 11.7.1978 yilinda Doç.Dr.Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayinda fail olarak Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesince hakkinda giyabi tutuklama karari verilmesi,Ankara Il'i Balgat semtinde (7) kisinin öldürülmesi olayinin zanlisi olarak Ankara 4.Kolordu ve Sikiyönetim Komutanliginca aranmasi,1982 yilinda uyusturucu madde kaçakçiligi suçundan dolayi Isviçre'nin Zürih kentinde tutuklanmasi, 1984 yilinda Isviçre'de ele geçen 250 gram eroin ile ilgili olarak Isviçre Bale-ville Savciliginca hakkinda giyabi tevkif müzekkeresi düzenlenmesi,1984 yilinda Fransanin Paris kentinde Hasan Kurtoglu sahte kimlik ve pasaportla ve 455 gram eroin ile yakalanmasi üzerine 5 yil 1 ay hapis cezasi aldigi ve cezaevinde yatmasi, 1990 yilinda cezaevinden firar ettigi Isviçre makamlari ve Interpol tarafindan kirmizi bültenle aranilmakta oldugu,1996 yilinda Ömer Lütfi Topal'in öldürüldügü silahin üzerinde parmak izinin bulunmasi nedeniyle suç faili yada suça azmettiren konumunda degerlendirilebilmesi,gibi suçlardan sanik konumunda olan Abdullah Çatli ile bir Milletvekili ve Emniyet Müdür Yardimcisinin bir araçta ve bir arada bulunmalarina dayali olarak, kamuoyu nezdinde olusan; vatandasi, temsil görevi alan porlementonun siyasetçi-polis-mafya üçgeni içindeki iliskilerin ortaya çikarilmasi için yapacagi çalismalara iliskin beklentilerin yogun bir sekilde basin ve medya yoluyla dile getirilmesi ve Cumhuriyet Halk Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine gensoru önergesi vermesinden sonra Içisleri Bakani Mehmet Agar 8.11.l996 tarihinde Içisleri Bakanligi görevinden istifa ederek ayrilmislardir.

Bir yandan Isçi Partisi Genel Baskani Dogu Perinçek tarafindan Cumhurbaskanligina sunulan dosyayi 8.11.1996 tarihinde, Ana Muhalefet Partisi Genel Baskani Mesut Yilmaz'in 12.11.1997 tarihinde Cumhurbaskani Süleyman Demirel'e yaptigi ziyaret sirasinda sundugu, 11.12.1996 tarihli mektubu, 13.11.1996 tarihinde incelenmek ve sorusturulmak üzere, Basbakan Necmettin Erbakan'a talimat olarak iletilmesi üzerine, Basbakan Necmettin Erbakan Basbakanlik Teftis Kurulu Baskanligina 18.11.1996 tarihinde verdigi yazili talimat ile Cumhurbaskanimiz tarafindan kendilerine iletilen dosyalarda mevcut iddialarin incelenmesini gerekiyorsa sorusturulmasini istemistir.

Bu talimat çerçevesinde Basbakanlik Teftis Kurulu Baskan Vekilinin Baskanliginda Basbakanlik, Içisleri ve Adalet Bakanliklari Teftis Kurullari Baskanlari toplanarak yapilacak sorusturmanin nasil yürütülecegi görüsülmüs,bunu takiben Basbakanlik Teftis kurulu Baskan Vekilinin Baskanliginda, ayni Bakanliklardan görevlendirilen Müfettislerinin katilimi ile olusturulan bir heyet vasitasiyla iddiaya esas bütün konular inceleme teknigi ile her yönden irdelenip degerlendirilmis ve 9.1.1997 tarihinde bitirilen rapor ve 11 klasörden olusan ekleri Basbakanlik Makamina sunulmustur.

10.1.1997 tarihinde rapor ve eklerinden bir takiminin komisyonumuza gönderilmesini temin için yazi yazilmis, 6.3.1997 tarihinde rapor ve ekleri Basbakanlik Teftis Kurulu Baskanliginca komisyonumuza iletilmistir.

Diger taraftan Basbakanligin 19.11.1996 tarih ve 1902/01236 sayili talimatlari ile MIT Müstesarligindan Devlet içinde ve yasadisi örgütlenmeye gidilerek yasadisi eylemler yaptirildigi iddialari hakkinda incelemeler yapilmasi istenilmis,MIT Müstesarliginin 9.12.1996 tarih ve 156/24745 sayili yazisi ile incelemelerin alinan emir dogrultusunda sürdürülmekte oldugu,tekemmül ettirildiginde sunulacagi Basbakanliga bildirilmis, 25.12.1996 tarih ve 156/24756-40757 sayili yazi ile de incelemelerin sonucu Yasadisi Örgütlerin Devletle Olan Baglantilari Ile Susurlukta Meydana Gelen Kaza Olayinin Arkasindaki Iliskilerin Aydinliga Kavusturulmasi Amaciyla Kurulan Meclis Arastirma Komisyonu Baskanligina bildirilmistir.

Diger taraftan Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Esref ERDEM ve 23 arkadasinin, Demokratik Sol Parti Istanbul Milletvekili Mehmet Cevdet SELVI ve 21 arkadasinin, Anavatan Partisi Batman Milletvekili Ataullah HAMIDI ve 22 arkadasinin, Cumhuriyet Halk Partisi Içel Milletvekili Oya ARASLI ve 20 arkadasinin, Anavatan Partisi Istanbul Milletvekili Halit DUMANKAYA ve 23 arkadasinin verdikleri bes ayri önerge ile; ``Yasa Disi Suç Örgütlerinin Faaliyetleri ve Devletle Olan Iliskileri'' konusunda bir Meclis Arastirmasi açilmasini arz ve talep etmislerdir. (Ek:1-6)

II-KOMISYONUN KURULUSU:

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20. dönem yasama yili, 16. birlesimi, 12.11.1996 Sali günü yapilan genel kurul toplantisinda 472 karar sayili karari ile ``Yasadisi Örgütlerin Devletle Olan Baglantilari Ile Susurluk'ta Meydana Gelen Kaza Olayinin ve Arkasindaki Iliskilerin Aydinliga Kavusturulmasi Amaciyla Meclis Arastirilmasi yapilmasina, komisyonun 9 üyeden kurulmasina, komisyon süresinin Baskan, Baskanvekili, Sözcü ve Katip üye seçiminden itibaren üç ay olmasina ve gerektiginde Ankara disinda da çalisabilmesine karar vermis, bu karar 15.11.1996 tarih ve 22818 Sayili Resmi Gazetede yayinlanmistir. (Ek:7)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanliginin 14.11.1996 tarih ve 10/89, 10/110, 10/124, 10/125, 10/126 sayili yazilari ile Türkiye Büyük Millet Meclisi grubunda bulunan bes partiden komisyona verecekleri üyelerin sayisi kadar aday ismi bildirilmesi istenilmis, bu talep üzerine Refah Partisinden Nevsehir Milletvekili Mehmet ELKATMIS, Karabük Milletvekili Hayrettin DILEKCAN, Gaziantep Milletvekili Mehmet Bedri INCETAHTACI, Dogruyol Partisinden Tekirdag Milletvekili Nihan ILGÜN ve Van Milletvekili Mahmut YILBAS, Anavatan Partisinden Sinop Milletvekili Yasar TOPÇU ve Izmir Milletvekili Metin ÖNEY, Demokratik Sol Partiden Aydin Milletvekili Sema PISKINSÜT, Cumhuriyet Halk Partisinden Içel Milletvekili D.Fikri SAGLAR aday olarak gösterilmislerdir.(Ek:8-12)

Genel Kurulun 26.11.1996 tarihli 22. birlesiminde alinan 475 sayili karar ile de komisyon üyeliklerine aday gösterilenler, üye olarak seçilmislerdir. Bu seçime iliskin karar 30.11.1996 tarih ve 22833 sayili Resmi Gazete'de yayinlanmistir.(Ek:13-14)

26.11.1996 tarihli Komisyon üyelerinin kendi aralarinda yaptiklari toplanti sonucunda Nevsehir Milletvekili Mehmet ELKATMIS Baskanliga, Van Milletvekili Mahmut YILBAS Baskanvekilligine, Gaziantep Milletvekili Mehmet Bedri INCETAHTACI Sözcülüge, Izmir Milletvekili Metin ÖNEY'de Katip üyelige seçilmisler, seçim sonucu 26.11.1996 tarih ve 1 sayili karar ile Meclis Baskanligina bildirilmistir.(Ek:15)

Bunun üzerine komisyonumuz çalismalarina fiilen baslamistir.Bu çalismalar cümlesinden olarak ilk önce önerge sahiplerinin dinlenmesine karar vererek çalismalarini sürdürmüstür.Komisyonun kurulmasina esas olan önerge sahiplerinden:

-ANAP Istanbul Milletvekili Halit DUMANKAYA'nin Komisyonumuza verdigi 24.12.1996 tarihli ifadesinde özetle; ``Anayol Hükümeti döneminde Söylemez Çetesinin üzerine gidildigini, Söylemez Çetesinin üzerine gidilmesi sonucu, bir kamyon olayi ile Susurluk olayinin meydana geldigini, kendilerinin bunu bir arastirma önergesi olarak o günkü bilgileri çerçevesinde Meclis göndemine getirdiklerini'',

-DSP Istanbul Milletvekkili M.Cevdet SELVI'nin Komisyonumuza verdigi 24.12.1996 tarihli ifadesinde özetle; `` Kendisinin medyada yeralan haaberlerin ötesinde herhangi bir belgeye sahip olmasinin mümkün olmadigini, Istihbarat Teskilatimiz basta olmak üzere Emniyet Teskilatinda hepimizi üzen, rahatsiz eden bir kavga, bir bölünme, birbirlerine girme, bir çikar çatismasinin açikça görüldügünü, bunu MIT'in belgelerinin, her yeni çikan, hatta kamuoyuna, basina sizdirilan belgelerin ortaya koydugu, Güneydogu'da PKK terörüne karsi mücadelede aflar çikarilarak, itirafçilar affedilerek olayin çözümü düsünüldügü gibi, bunun daha dikkatli bir biçimde, bu çirkinliklerin örtülmesi için istemeden elini pislige bulastiran, hakikaten sartlandirilmis, insani öldürürken devlet adina öldürdügünü zanneden; ama baskalarina hizmet eden insanlarin da varligi düsünülerek, Meclis'teki, bu Komisyonun getirecegi öneri ve yönlendirmenin çok önemli oldugunu, herkesin itiraf etmesi için; af gerekiyorsa af, ceza indirimi gerekiyorsa, ceza indirimi gibi yollarin bu islerin temizlenmesi bakimindan yararli olacagini sandigini,''

-CHP Içel Milletvekili ve Grup Baskanvekili Prof.Dr. Oya ARASLI'nin 26.12.1996 tarihli ifadesinde özetle; ``Abdullah ÇATLI'nin Bahçelievler'deki TIP'li 7 kisinin öldürülmesi olayinda sorumlu oldugunu herkesin bildigini, Abdi IPEKÇI'nin öldürülmesi olayinda, AGCA'nin kaçirilmasinda, Papa suikastinde ve hatta Azerbaycan'daki darbe olayinda katkisi bulundugunu, haber ve iddialari

nin basinda yeraldigini, Abdullah ÇATLI'nin Söylemez Kardeslere karsi Sedat BUCAK'i korudugunu ve bu nedenle Alaattin ÇAKICI tarafindan ölümle tehdit edildigi iddialari

nin ortaya atildigini, Bu tür hukuk disi birlikteliklerin toplumda bu tür iddialari

n, söylentilerin politikaciya güveni sarstigini, daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne güvensizlige dönüsebildigini bildiklerini, Mafya, politikaci, polis isbirlikteliginin yeni bir halkasi olmasindan kusku duyduklarini ve bunun aydinlatilmasinin toplum, politikacilar ve rejimin sayginligi açisindan sayisiz yarar gördüklerini, hem zamanin Içisleri Bakani hakkinda bir gensoru önergesinin konusu haline getirdiklerini, hem de Içisleri Bakaninin istifasiyla böyle bir olayin arastirilmasina son verilmesini önlemek amaciyla Meclis Arastirmasi önergesi verdiklerini belirtmek suretiyle önerge sahipleri olarak verdikleri önergelerinin gerekçelerini Komisyona açiklamislardir. (Ek: 16-18)

III-KOMISYONUN SÃœRESI:

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12.11.1996 Sali günü yaptigi 16. birlesiminde 472 karar sayili yasadisi örgütlerin Devletle olan baglantilari ile Susurluk'ta meydana gelen kaza olayinin ve arkasindaki iliskilerin aydinliga kavusturulmasi amaciyla Meclis Arastirmasi Komisyonu kurulmasina iliskin karari ile komisyonun çalisma süresi üç ay olarak belirlenmistir.

Komisyonun 17.2.1997 tarih ve 5 sayili karari ile komisyon çalisma süresinin 3.3.1997 tarihinden itibaren bir ay süre ile uzatilmasi talep edilmistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nun 20.2.1997 tarih ve 59. birlesiminde alinan 485 numarali karari ile komisyonun çalisma süresi 3.3.1997 tarihinden itibaren bir ay süre ile uzatilmistir.(Ek:19)

IV-KOMISYONUN ÇALISMALARI:

10/89, 110, 124, 125, 126 Esas Sayili ``Yasadisi Örgütlerin Devletle Olan Baglantilari Ile Susurlukta Meydana Gelen Kaza Olayinin ve Arkasindaki Iliskilerin Aydinliga kavusturulmasi Amaciyla Kurulan Meclis Arastirma Komisyonu, kurulusunu takiben hemen çalismalarina baslamistir.Bu maksatla çesitli Kurum ve Kuruluslardan uzman istenilmesi kararlastirilmistir.

1-Komisyonda Uzman Görevlendirilmesi Komisyon Baskanligi Emniyet Genel Müdürlügünden 20.12.1996 tarihinde Emniyet Müfettisleri listesini istemis, 27.12.1996 tarihinde 66 kisilik liste gönderilmistir. (Ek:20)

Içisleri Bakanligindan, 20.12.1996 tarihinde Mülkiye Müfettislerinin listesi istenilmis, 23.12.1996 tarihinde 20 kisilik liste gönderilmistir. Komisyon Baskanliginin 21.2.1997 tarihli yazisi ile Mülkiye Basmüfettisleri Refik Ali UÇARCI ve Sami BULUT ile, Emniyet Genel Müdürlügü APK Uzmani Ali GÖKÇIMEN'in geçici olarak komisyonda görevlendirilmeleri istenilmis, 28.2.1997 ve 6.3.1997 tarihli Bakan onaylari ile görevlendirilen Müfettisler 6.3.1997 tarihinde, APK Uzmani 12.3.1997 tarihinde komisyon nezdinde çalismalarina baslamislardir.

Komisyon Baskanliginin 18.03.1997 tarih ve 294 sayili yazisiyla 3 Mülkiye Müfettisi'nin Komisyonda görevlendirilmeleri Içisleri Bakanligindan istenilmis, Mülkiye Basmüfettislerinden Hüseyin YAVUZDEMIR, Mehmet DÖNMEZ ve Osman ACAR 19.03.1997 tarihinde Komisyon nezdinde çalismalarina baslamislardir. (Ek:21)

Komisyon Baskanliginin 24.3.1997 tarih ve 308 sayili yazisi ile Basbakanlik Teftis Kurulu Baskanligindan 2 müfettisin komisyon çalismalarinda görevlendirilmeleri istenilmis, 24.3.1997 tarih ve 354 sayili yazi ile Basbakanlik Teftis Kurulu Baskanliginca Basmüfettis Mehmet Gürbüz ve Müfettis Kenan Isik'in görevlendirildikleri bildirilmis, 24.3.1997 tarihinde sözkonusu müfettisler komisyon nezdinde çalismalarina baslamislardir.(Ek:22)

Komisyon Baskanligimiz 27.12.1996 tarih ve 87 sayili yazisi ile Basbakanlik Hukuk Müsavirligi'nde sözlesmeli personel olup, Adiyaman Kahta Hakimi Dr.Akman AKYÜREK'in Komisyonda görevlendirilmesi talep edilmis, Basbakanligin 2.1.1997 tarih ve 315-1/097 sayili yazisi ile ilgilinin komisyonda görevlendirilmesi uygun görülmüs, 3.1.1997 tarihinde komisyondaki görevine baslamis, 13.3.1997 tarihinde vermis oldugu dilekçe ile Komisyondaki görevinden istifa ederek ayrilmistir.(Ek:23)

Komisyon Baskanliginca 6.2.1997 tarihli yazi ile Adalet Bakanligindan, iki Adalet Müfettisinin komisyon çalismalarinda görevlendirilmeleri istenilmis, Adalet Bakanliginin 24.2.1997 tarihli yazisi ile 2802 sayili kanunun 100. maddesi ve ilgili tüzügün 10. maddesi geregince Adalet Müfettislerinin görevlendirilmesinin mümkün olamiyacagi Komisyon Baskanligina bildirilmistir. (Ek:24)

Komisyon Baskanliginca 26.2.1997 tarihli yazi ile Adalet Bakanligindan, iki Tetkik Hakiminin komisyon çalismalarinda görevlendirilmeleri istenilmis, Adalet Bakanliginin 3.3.1997 tarihli yazisiyla Hakimler ve Savcilar Yüksek Kurulu tarafindan komisyon talebinin uygun görülmedigi Komisyon Baskanligina bildirilmistir. (Ek:25)

2- ANKARA'DAKI FAALIYETLER

A-Kurum ve Kuruluslarla Yapilan Yazismalar ve Talep Edilen Belgeler

Cumhurbaskanligi Milli Güvenlik Genel Sekreterligi KKTC Meclis Baskanligi KKTC Basbakanligi Anavatan Partisi Genel Baskani Mesut YILMAZ, CHP Genel Baskanligi, Isçi Partisi Genel Baskani Dogu PERINÇEK, Basbakanlik ve Bagli Kuruluslar Basbakanlik, MIT Müstesarligi, Teftis Kurulu Baskanligi, Hazine Müstesarligi Özellestirme Idaresi Baskanligi, Ankara Tapu ve Kadastro Müdürlügü, Bakanliklar Adalet Bakanligi, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlügü,Istanbul, Diyarbakir Devlet Güvenlik Mahkemeleri,Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi,Ankara, Istanbul, Mugla, Kirikkale, Gaziantep,Elmadag,Bakirköy, Sariyer, Yüksekova, Siverek, Sisli Cumhuriyet Bassavciliklari, Disisleri Bakanligi, Turizm Bakanligi, Sanayi ve Ticaret Bakanligi, Içisleri Bakanligi, Teftis Kurulu Baskanligi, Jandarma Genel Komutanligi, Olaganüstü Hal Bölge Valiligi,Bursa, Diyarbakir, Gaziantep, Van Valilikleri, , Istanbul, Izmir, Ankara, Gaziantep, Antalya, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Diyarbakir, Mardin, Bingöl Emniyet Müdürlükleri, Bodrum Ilçe Emniyet Müdürlügü, Istanbul Nüfus Müdürlügü Görele Ilçe Nüfus Müdürlügü Genel Kurmay Baskanligi, Istanbul 1. Ordu Komutanligi, Istanbul Merkez Komutanligi Kara Kuvvetleri Komutanligi Askeri Bassavciligi, Radyo Televizyon Üst Kurulu Baskanligi Türk Hava Yollari Botas Genel Müdürlügü Türk Telekom Genel Müdürlügü Türkiye Genelinde 15 ayri Banka Subesi, Star, HBB, Kanal 6, Flash, TGRT, Mesaj, ATV, Kanal D, Samanyolu, Show TV, Kanal 7, Kanal E, TRT Televizyonlari, Nokta, Aktüel, Tempo, Parlementodan Dergileri, Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Aksam, Türkiye, Sabah, Yeni Safak, Siyah Beyaz, Zaman, Turkish Daily News, Yeni Yüzyil, Yeni Günaydin, Radikal, Son Havadis, Ahit, Bugün, Demokrasi, Dünya, Evrensel, Global, Gözcü, Gündüz, Hergün, Hürses, Milli Gazete, Ortadogu ve Posta Gazeteleri, Genel Yayin Yönetmenleri, Genel Yayin Müdürleri ve Haber Müdürlerinden, Önerge Sahiplerinden, Komisyonun görev alanina iliskin konularda yukarida yazili kurum ve kuruluslardan ellerinde bulunan bilgi ve belgeler talep edilmistir.(Ek:26)

B- Bilgisine Basvurulanlar

Anavatan Partisi Genel Baskani A.Mesut YILMAZ, Isçi Partisi Genel Baskani Dogu PERINÇEK, Yeniden Dogus Partisi Genel Baskani Hasan Celal GÜZEL, CHP Içel Milletvekili Oya ARASLI, DSP Istanbul Milletvekili M.Cevdet SELVI, ANAP Istanbul Milletvekili Halit DUMANKAYA, ANAP Batman Milletvekili Ataullah HAMIDI, CHP Ankara Milletvekili Esref ERDEM, Bagimsiz Istanbul Milletvekili Necdet MENZIR, ANAP Trabzon Milletvekili Eyüp ASIK, Refah Partisi Van Milletvekili Mustafa BAYRAM, DYP Sanliurfa Milletvekili Sedat BUCAK, MIT Müstesari Sönmez KÖKSAL, Basbakanlik Teftis Kurulu Baskan Vekili Osman Nuri ODUNCU, Jandarma Genel Komutani Teoman KOMAN, Emniyet Genel Müdürü Alaattin YÜKSEL, MIT Daire Baskani Mehmet EYMÜR, Özel Harekat Daire Baskan Vekili Ibrahim SAHIN, Emniyet Genel Müdürlügü Istihbarat Daire Baskani Emin ASLAN, Baskan Yardimcisi Hanife AVCI, Istanbul Emniyet Müdür Yardimcisi Bilgi ÜNAL, Emekli Orgeneral Necdet ÜRUG ve Burhanettin BIGALI, Hakkari Eski Milletvekili Esat CANAN, Korkut EKEN, Diyarbakir Il Jandarma Alay Komutanliginda Astsubay Ahmet ALTINTAS, Jandarma Assubay Basçavus Hüseyin OGUZ, Istanbul MIT Eski Bölge Baskani Nuri GÜNDES, MIT'ten emekli Metin GÜNYOL, Kanal D Haber Müdürü Tuncay ÖZKAN, Meral ÇATLI, Avukat Ekrem BARAKOGLU, Habip ASLANTÜRK, Oral ÇELIK, Binbasi Mehmet Emin YURDAKUL, Avsar KEDEROGLU, Senar ER, Dündar KILIÇ, Hursit HAN, Mehmet Hadi ÖZCAN, Ayhan ÇARKIN, Enver ULU, Ercan ERSOY, Mustafa ALTINOK, Oguz YORULMAZ, Abdülkadir KIZILKAYA, Dilek ÖRNEK, Mehmet Sena SÖYLEMEZ, Sedat DEMIR, Deniz GÖKÇETIN Komisyon nezdinde bilgilerine basvurulmak maksadi ile yazili sekilde davet edilmislerdir. (Ek:27)



Emekli Orgeneral Necdet URUG 1.3.1997 tarihinde yazili olarak verdigi bilgi ile rahatsizligindan dolayi, (Ek:28)

Basbakanlik Teftis Kurulu Baskan Vekili Osman Nuri ODUNCU çagrildigi tarihte görev dolayisi ile Ankara disinda olacagindan, (Ek:29)

Jandarma Genel Komutani Orgeneral Teoman KOMAN'in 23.01.1997 tarihinde bilgisine basvurulmasi için 20.01.1997 tarihli yazi ile kendisine davetiye gönderildigi ve ayni zamanda da basina açiklandigi;Bunun üzerine Jandarma Genel Komutani Orgeneral Teoman KOMAN'in kendisinin ne sifatla bilgi vereceginin sifahi olarak dolayli yollardan Komisyonumuza ilettigi,bunun üzerine Komisyonumuz kendilerinin eski Mit Müstesari sifatiyla dinlenilecegi hususunu faks ile kendilerine bildirilmistir. Jandarma Genel Komutani Orgeneral Teoman KOMAN'in Komisyon olarak davet edilmesine raggmen kendisi usul ve teamüllere aykiri olarak 22.01.1997 gün ve 17816 sayili `` Kisiye Özel `` yazi göndermistir.Bu yazida özetle: `` Günlerden beri bazi basin organlarinda konu ile ilgili yayinlar yapildigini,zabitlarin yayinlandigini;Meselenin haber disinda adeta Temasa Olayi haline getirildigini.Olaylarin gidisinden kolayca anlasilacagi üzere maksatli olarak veya suurlu olmayan bir biçimde Meclis Arastirma Komisyonu ve davet ettigi kisiler arasindaki münasebetin Yüce Meclis ile Silahli Kuvvetler arasinda bir KUDRET GÖSTERISI haline dönüstürülerek saptirilmak istendigi hissedilmektedir. Ancak Milli Istihbarat Teskilati Kanunu 3,7,13,27 ve 29.cu maddelerine göre Mit Müstesarlarinin (Emekli dahi olsalar) Cumhurbaskani,Basbakan,Genel Kurmay baskani ve Millî Güvenlik Kurulu disinda bilgi vermelerinin mümkün olmadigini aksine davranisin suç oldugunu.Kaldi ki kendi görev süresinin 29 Agustos 1988 - 127 Agustos 1992 arasinda oldugunu,sorusturmaya konu cinayetler,kaçirmalar gibi diger olaylarin ise 1992 yilindan sonra vuku buldugunu belirtmistir.Sayet Müstesarlik dönemine ait bilinen müsahhas olaylar mevcut ise soruldugunda bunlara yazili olarak cevap verilecegini. Mit'in görevi sadece istihbarat saglamak olup,bunun disinda operasyon yapmakla görevli olmadigini ve esasen Komisyona gelmesi gereken gün Gölcük'te askeri tatbikatta bulunacagi `` belirtilerek Komisyonumuzun davetine icabet etmemistir.(Ek:30)

Refah Partisi Van Milletvekili Mustafa Bayram aile büyüklerinin ölümü sonrasi Van'a gitmek zorunda oldugundan çagrildigi tarihte toplantida bulunamayacagini yeniden çagrilirsa ifade verebilecegini 28.1.1997 tarihli yazisinda belirtmis, komisyonca yeniden çagirilamadigindan, (Ek:31)

Komisyon tarafindan dinlenilememislerdir. Eski Basbakan Yardimcisi Murat Karayalçin bizzat Komisyon Baskanligina sifaen basvurarak `` Sirnak'ta kendisinin öldürülmek istenmesi haberinin `` arastirilmasini istemistir. Türk Hava Yollari Pilotlari Cemiyeti Baskani Sayin Erkan PÖTÜKEN 4.3.1997 tarihli müracaatiyla, Devlet ve Çalisma eski Bakani Sayin Ziya HALIS, Gebze cezaevinde bulunan Tekin GEMER'in kendisi hakkinda basinda çikan sözleri sebebi ile komisyona yaptigi 19.2.1997 tarihli müracaatiyla Erzincan eski Senatörü Niyazi ÜNSAL'in 15.1.1997, 3.2.1997, 19.2.1997 ve 25.2.1997 tarihli dört ayri müracaatiyla, 18. ve 19 Dönem Diyarbakir Milletvekili Mahmut ALINAK'in 26.1.1997 tarihli müracaatiyla, 19. Dönem Malatya Milletvekili Mustafa YILMAZ'in 4.3.1997 tarihli müracaatiyla, Komisyon Tarafindan dinlenmelerini talep etmislerdir. (Ek:32)

Komisyon Baskanliginca komisyonun çalisma süresinin çok daralmasi ve sürenin çok az kalmasindan dolayi ve sonuç raporunun düzenlenmesi asamasina gelindiginden daha fazla sayida kisinin dinlenebilmesi mümkün olamamistir.Komisyon tarafindan alinan bir karar ile de Güneydogu Bölgesinde yapilacak çalismalar bu nedenle iptal edilmistir. Anavatan Partisi Izmir Milletvekili Isin ÇELEBI 26.2.1997 tarihli müraacati ile, Komisyonun yaptigi incelemeler konusunda bir ara rapor vermesini talep etmistir. (Ek:33)

Istanbul Barosu Baskani Avukat Yücel SAYMAN tarafindan Komisyon Baskanligina sunulan Istanbul Barosu bünyesinde olusturulan çalisma gurubunca hazirlanan raporda, yeni bir iddiada bulunmaktan ziyade arastirmanin nasil yapilmasi, özellikle neleri kapsamasi hususunda; Meclis Içtüzügünün 105 nci maddesinin son fikrasinda yer alan Devlet sirlari ve ticari sirlar konusundaki sinirlamanin kaldirilmasi, son yillarda meydana gelen ve basinda dile getirilen tüm olaylarin açikliga kavusturulmasi, mevzuattan gelen sinirlamalarin asilmasi, Türkiye'den geçen uyusturucu trafiginin önlenmesi için gerekli önlemlerin alinip alinmadigi hususlarinin arastirmanin sonucunda belirlenmesi konusunda, Komisyona genel anlamda öneri ve temennilerde bulunulmustur. (Ek:34)

Diyarbakir Eski Milletvekili Dr.Tarik Ziya Ekinci; Komisyona gönderdigi 1.01.1997 tarihli dilekçesinde; 24 Subat 1994 tarihinde faili meçhul bir cinayete kurban giden kardesi Avukat Yusuf Ekinci'nin öldürülmesi ile ilgili bazi süphe ve düsüncelerini ifade ederek; ``Hukuk devletini yasatmak, mesruiyetini korumak ve devleti suç isleyen bir kurum olma töhmetinden kurtarmak basta TBMM olmak üzere sivil, asker tüm devlet yetkililerine mevdu bir görevdir. Bu görevin ifasinda ilk girisimleri TBMM Susurluk Olaylarini Arastirma Komisyonu baslatmis bulunmaktadir. Toplumun gözü TBMM'nin üzerindedir. Yüce Meclis bu görevin üstesinden gelmek mecburiyetindedir.'' seklinde temennide bulunmustur. (Ek:35)

Yeniden Dogus Partisi Genel Baskani Sayin Hasan Celal Güzel 18.02.1997 tarihinde Komisyona bir yazi göndererek `` 17.2.1997 tarihinde Komisyona verdigi ifadesinin bir kisminin gerçeklere aykiri olarak bir kisminin da saptirilarak basina sizdirildigini ve bundan üzüntü duydugunu, görüslerini üç ayri çerçevede belirttigini, bunlari bizzat kesin bilgi sahibi oldugu hususlar, kesin bilgi sahibi olmayip intibalari ve mevcut sistemdeki yanlisliklar ve alinmasi gereken tedbirler seklinde anlattigini, Komisyonda verilen iddialari

n ve tutanaklarin gizliliginin çok önemli oldugu için bu nevi sizdirmalarin kendisini müskül duruma düsürmesinden ziyade Devlete ve Millete zarar vermesinden endise ettigini, bu itibarla ifadesinin ve tutanaklarinin gizlilige riayet edilerek muhafazasini temenni ettigini `` belirtmistir. (Ek:36)

Komisyon Baskanliginin 03.02.1997 tarih ve 202 sayili yazisiyla sorulan hususlara Türk Telekom Genel Müdürlügünden istenen bilgilerin verilmedigi için kanuna aykiri davranisa giren ve bu suretle komisyonun görev yapmasini engelleyen idarenin yetkilileri hakkinda gerekli cezai kovusturmanin açilmasi Ankara Cumhuriyet Bassavciligindan, 06.01.1997 tarih ve 103 sayili Komisyon Baskanligi yazisi ile talep edilmis, Ankara Cumhuriyet Bassavciliginin 25.02.1997 tarih ve Hz.1997/10691 sayili karari ile Genel Müdürlük sorumlulari hakkinda mahkemeye sevklerine yeter delil bulunamadigi gerekçesiyle takipsizlik karari verilmistir. Diger taraftan ayni husus 3.2.1997 tarih ve 201 sayili yazi ile Ulastirma Bakanligina iletilerek, Türk Telekom Genel Müdürlügündeki sorumlular hakkinda idari sorusturma açilmasi talebinde bulunulmus,henüz Ulastirma Bakanligindan Komisyonumuza bir cevap ulasmamistir. (Ek:37)

C- Ankara Disindaki Faaliyetler Komisyonun 19.2.1997 tarih ve 6 sayili karariyla 27.2.1997 - 3.3.1997 tarihlerini kapsayan dönem içerisinde 9 Komisyon üyesi ve 6 Meclis Personelinin katilimiyla faaliyette bulunmak üzere Istanbul'da çalismaya karar vermis. 28.2.1997 tarihinde Metris cezaevinde 6 kisi, 1.3.1997 tarihinde Dolmabahçe Sarayinda 3 kisi, 2.3.1997 tarihinde Kocaeli Cezaevinde 7 kisi olmak üzere toplam 16 kisinin bilgisine basvurulmustur.(Ek:38)

Komisyon çalismalari sirasinda komisyonun görev alanina giren konularda bilgi almak üzere, Ankara ve Ankara disindaki çalismalar sirasinda üst düzey yöneticiler, kamu görevlileri, sivil sahislar olmak üzere toplam 57 kisinin, bilgisine basvurulmustur. D- Çesitli Yollarla Komisyona Gönderilen Toplu Dilekçeler Vatandaslaar tarafindan Halkin Demokrasi Partisine verilen ve adi geçen parti tarafindaan Komisyon Baskanligina intikal ettirilen ve muhteviyati itibariyle münferit ve faili meçhul niteliginde bulunan 267 adet dilekçe, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafindan arastirma konusu yapilan 897 sira sayi ile 12.10.1995 tarihinde TBMM'ne verilen ``Faili meçhul siyasal cinayetler konusunda Meclis Arastirma Komisyonunun inceleme konusu içerisine giren ve rapora esas teskil eden konular olmasi sebebiyle her birisi için ayri ayri degerlendirme yapilmamis, genel degerlendirmede dikkate alarak kanaatlerin olustugu bölümde degerlendirilmistir.(Ek:39)

Bir kismi elle yazilmis, çogunlugu ÖDP'ye mensup partililer tarafindan yazilarak matbu hale getirilmis olan ve bu partinin organizasyonu ile vatandaslar tarafindan TBMM Baskanligi yoluyla veya dogrudan Komisyonumuza gönderilen ``Bilmek Istiyorum'' baslikli toplam 32 klasör dolusu dilekçelerin sekil ve içerik olarak ayni olmasi sebebiyle, herbirisi için ayri ayri degerlendirme yapilmamis, sonuç bölümünde dikkate alinacak kanaatlerin olusmasini saglama yönünden degerlendirilmistir.(Ek:40)

Vatandaslar tarafindan dogrudan veya TBMM Baskanligi kanali ile komisyon Baskanligina gönderilen 145 adet dilekçede belirtilen hususlar ya iddia bölümünde belirtilmis olan konulari kapsadigindan ya da 897 sira sayi ile 12.10.1995 tarihinde TBMM'ne verilen ``Faili Mechul Siyasal Cinayetler konusunda Meclis Arastirma Komisyonunun inceleme konusu içerisine giren ve o rapora esas teskil eden konular olmasi nedeniyle her birisi için ayri ayri degerlendirme yapilmamis, sonuç bölümünde dikkate alinacak kanaatin olusmasini saglama yönünden degerlendirilmistir.(Ek:41)

Özgürlük ve Demokrasi Partisi Genel Baskani M.Ufuk Aras ve 196 arkadasi tarafindan 2.12.1996 tarihinde Istanbul Cumhuriyet Bassavciligina verilen, buradan da 2.12.1996 tarih ve 1996/800 C.M. sayili yazi ile Adalet Bakanligi Ceza Isleri Genel Müdürlügüne gönderilen, Adalet Bakanliginca da 2.1.1997 tarihinde Komisyona intikal ettirilen dilekçeler sekil ve içerik olarak ayni olmasi sebebiyle herbirisi için ayri ayri degerlendirme yapilmamis, genel degerlendirme bölümünde dikkate alinmak üzere isleme konulmustur.(Ek:42)

E- Komisyon kararlari

1 No'lu Karar 27.11.1996 tarihinde Baskan,Baskan vekili,Sözcü ve katip üyeliklere yapilan seçime iliskin olarak olarak alinmistir. 2 No'lu Karar 27.11.1996 tarihinde önemli dönemlerde Meclis Genel Kurulunda görüsülen Hayali Ihracaat, Faili Meçhul Cinayetler, Özel Harp dairesi, Emlak Bankasi Inceleme raporlarinin arsivden teminine,Basbakanlik, Adalet, Içisleri Bakanliklari, Genel Kurmay Baskanligi Sayin A.Mesut YILMAZ ve Sayin Dogu PERINÇEK'ten ellerinde bulunan konu ile ilgili tüm bilgi, belge ve dökümanlarin yazi ile istenmesine,Medya Kuruluslari Radyo Televizyon Üst Kurulundan yazili ve videosal bant kayitlarinin istenmesine, Meclis Kütüphane ve Dökümantasyon Merkezinden Komisyon ile ilgili tüm bilgi ve haberlerin Komisyona iletilmesinin talep edilmesine karar verilmistir. 3. No'lu Karar 2.1.1997 tarihinde Karar eki listede belirtilen kurum ve kuruluslardan konuya iliskin bilgi ve belgelerin talep edilmesine karar alinmistir.4 No'lu Karar 26.12.1996-27.12.1996 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere Istanbul Valisi Ridvan YENISEN, Istanbul eski Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOGLU ve 3 Özel Tim görevlisinin çagrilmasina karar verilmistir.5 No'lu Karar 6.1.1997 tarihinde,7.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Istanbul Emniyet eski Müdür Yardimcisi Bilge ÜNAL, Özel Harekat eski Daire Baskan Vekili Ibrahim SAHIN ve Hande BIRINCI'nin çagrilmasina karar verilmistir. 6 No'lu Karar 7.1.1997 tarihinde,8.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, MIT Müstesari Sönmez KÖKSAL ve Emniyet Genel Müdürü Alaattin YÜKSEL'in çagrilmasina, 7 No'lu Karar 8.1.1997 tarihinde 13.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Jandarma Astsubay Ahmet ALTUNTAS ve Senar ER'in çagrilmasina karar verilmistir. 8 No'lu Karar 13.1.1997 tarihinde 14.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Mehmet Ali YAPRAK ve Avsar KEDEROGLU'nun çagrilmasina karar verilmistir.9 No'lu Karar 14.1.1997 tarihinde 16.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Elazig Milletvekili Mehmet AGAR'in çagrilmasina karar verilmistir.10 No'lu Karar 16.1.1997 tarihinde 21.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Sanliurfa Milletvekili Sedat Edip BUCAK'in, 22.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Meral ÇATLI, Ahmet BAYDAR ve Arzu YAMAN'in,23.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Jandarma Genel Komutani Teoman KOMAN, Istanbul Milletvekili Necdet MENZIR ve Abdullah KEDEROGLU'NUN çagrilmasina karar verilmistir. 11 No'lu Karar 23.1.1997 tarihinde 28.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Nuri GÜNDES, Habip ASLANTÜRK ve Cemalettin ÜMIT'in çagrilmasina karar verilmistir.12 No'lu Karar ile 28.1.1997 tarihinde sifahen çagrilan Abdullah ÇETIN, 29.1.1997 tarihinde Van Milletvekili Mustafa BAYRAM, Trabzon Milletvekili Eyüp ASIK, Hakkari eski Milletvekili Esat CANAN ve Oral ÇELIK'IN, 30.1.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Emniyet Genel Müdürlügü Istihbarat Daire Baskani Emin ASLAN, Daire Baskan Yardimcisi Hanefi AVCI ve Ekrem MARAKOGLU'nun çagrilmasina, 13 No'lu Karar 30.1.1997 tarihinde 5.2.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Avukat Necdet KÜÇÜKTASKINER'in çagrilmasina karar verilmistir.14 No'lu Karar 5.2.1997 tarihinde 17.2.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Yeniden Dogus Partisi Genel Baskani Hasan Celal GÜZEL ve Erzincan eski Senatörü Niyazi ÜNSAL'in, 18.2.1997 tarihli toplantida bilgisine basvurulmak üzere, Binbasi Mehmet Emin YURDAKUL, Astsubay Hüseyin OGUZ ve Tuncay ÖZKAN'in çagrilmalarina karar verilmistir.15 No'lu Karar 17.2.1997 tarihinde Çalisma süresinin 1 ay daha uzatilmasi için Meclis Baskanligina müracaat edilmesine karar verilmistir. 16 No'lu Karar 19.2.1997 tarihinde 27.2.1997-3.3.1997 tarihleri arasinda çalismalarin Istanbul'da sürdürülmesine karar verilmistir.17 No'lu Karar 19.2.1997 tarihinde Içisleri Bakanligindan uzman personel talep edilmesine karar verilmistir.18 No'lu Karar 17.3.1997 tarihinde Içisleri Bakanligi ve Basbakanliktan uzman personel talep edilmesine karar verilmistir.19 No'lu Karar 5.3.1997 Bilgisine basvurulmak üzere, Güneydogu Anadoluda çalisma ziyareti yapilmasi, Ömer Lütfi TOPAL'in aile efradinin, Veli KÜÇÜK'ün Özer Ve Tansu ÇILLER'in dinlenmesinin karar verilmistir. 20 No'lu Karar 11.3.1997 tarihinde Komisyonun çalisma süresinin yeterli olmamasi nedeniyle 19 No'lu kararda yapilmasi kararlastirilan faaliyetlerden vazgeçilmesine karar verilmistir.(Ek:43)

V- IDDIALAR 1- ANAVATAN PARTISI GENEL BASKANI MESUT YILMAZIN IDDIALARI

12 Kasim 1996 tarihinde Anavatan Partisi Genel Baskani Mesut Yilmaz'in Cumhurbaskani Süleyman Demirel'e verdigi, Cumhurbaskani tarafindan da gereginin tetkik ve tahkiki için Basbakan Prof.Dr.Necmettin Erbakan'a verilen mektupta; ``Emniyet Genel Müdürlügü bünyesinde Özel Harekat Dairesinin bulundugu alinan duyumlara göre bu dairenin bazi elemanlarinin uyusturucu, kumarhane, haraç ve adam öldürülmesi gibi islere karistigi, son olay da bunun vehim olmadigini sanildigindan da kötü oldugunu gösterdigini, Ömer Lütfi Topal'i öldürenlerin itiraflarinin fevkalade enteresan oldugunu, bu kisiler suçu itiraf ettikleri halde Ankara'ya celb edilerek halen serbest gezdiklerini, Istanbul Emniyet Müdürlügünde her türlü dökümanin hazir oldugunu, asiret reisinin Devleti kullandigini, Devlette görevli bazi kisilerin Özel Harekat Dairesi Baskani Ibrahim Sahin'den talimat aldiklari ve bunun Içisleri Bakani dahil bir takim yüksek yerlerin bilgisi dahilinde oldugunu, Devletin emrinde çalisan ve suça karisan 100-120 kadar kisi oldugunu, bu isin Devlet çapinda sorusturulmasi gerektigini, bu ise seyirci kalinir ise Demokrasinin isleyebileceginden süphe duyulacagini, bunlarin meydana çikarilmasi halinde de Devletin zarar göreceginden endise ettigini, normal Devlet mekanizmasina güvenin olmadigini, Devlet Denetleme Kurulu'nun böyle bir seyi üstlenebilecegini...'' iddia etmistir. (Ek:44)

2- ISÇI PARTISI GENEL BASKANI DOGU PERINÇEK'IN IDDIALARI:

Isçi Partisi Genel Baskani Dogu PERINÇEK Komisyonumuza gönderdigi 9 Aralik 1996 tarihli yazisinin ekindeki (4) sahifelik Genel Çerçeve baslikli yazisi, TBMM Baskanligina yazilmis (15) sahifelik Mehmet AGAR ve Tansu ÇILLER hakkinda suç duyurusu oldugunu iddia ettigi dilekçesi ve diger eklerden olusan toplam 183 sayfalik metin, 2 adet fotograf ve 40 sahifelik gazete küpürlerinin ve 26 Aralik 1996 tarihinde Komisyona sundugu dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde; DYP Genel Baskani, Istanbul Milletvekili Tansu ÇILLER'in basta MIT, Emniyet, Jitem, Özel Kuvvetler Komutanligi gibi devlet kurumlarinin görevlileri olmak üzere mafya diye nitelenen bazi suç örgütlerinde yer almis kisilerden olusan özel bir suç örgütünün kurulmasini azmettirdigi, bu örgütü eline geçirdigi, devlet olanaklari ile besledigi, himaye edip, yönlendirdigi, bu örgütün ABD'nin CIA ve Israil'in MOSSAD Istihbarat Örgütleriyle baglantili oldugu ve örgütün mensuplari arasinda ``Özel Büro'' diye anildigi, ÇILLER'in Özel Örgütü'nün halen bir tanitim ajansi biçiminde faaliyet yürüttügü; çok genis bir cografyayi hedef aldigi; Istanbul, Ankara, Izmir. Washington ve Tel Aviv'de bürolari oldugu, Türk Silahli Kuvvetleri, Ülkücü Mafya, Emniyet Teskilati, Uyusturucu silah ve nükleer madde mafyasi ve MIT içerisinde uzantilari oldugu ve toplam (700) kisiden olustugunu basinda (özellikle kendisinin yayinladigi Aydinlik isimli dergi) yer alan haber ve yorumlara dayandirarak IDDIA etmektedir. Bu iddiaya göre; örgütün lider kadrosu DYP Genel Baskani ve Istanbul Milletvekili Tansu ÇILLER ve esi Özer ÇILLER, Elazig Milletvekili Mehmet AGAR, MIT Müstesar Yardimcisi ve Kontr-Terör Daire Baskani Mehmet EYMÜR, Emniyet Genel Müdürlügü Müsaviri Emekli Yarbay Korkut EKEN, Özel Harekat Dairesi Baskani Ibrahim SAHIN, Ülkücü Mafya Seflerinden Abdullah ÇATLI ve Alaattin ÇAKICI'dan meydana geldigi ileri sürülmektedir. Iddiaya göre; örgütün Emniyet içindeki uzantisinin basinda Mehmet AGAR yer almakta, örgütü onun müsaviri olan Korkut EKEN ``sevk ve idare'' etmektedir. Yine iddiaya göre; Örgütün MIT içindeki uzantisinin basinda ise; Kontr Terör Daire Baskani Mehmet EYMÜR ve Tolga ATIK yer almaktadir. Çiller Örgütünün Türk Silahli Kuvvetleri içindeki uzantisinin kanitinin ise;Kidemli Piyade Yüzbasi Hüseyin PEPEKAL ve yanindaki zabitler grubunun oldugu ve bu grubun Azerbaycan ve Kafkaslarda çesitli tertip ve kiskirtmalarda bulundugu iddia edilmektedir. Kamuoyunda ``SÖYLEMEZ ÇETESI'' adiyla bilinen mafya örgütlenmesinin Çiller Özel Örgütünün bir uzantisi oldugu ve bu misal mafya örgütlenmeleri olarak; Tevfik AGANSOY Çetesi, Abdullah ÇATLI ve grubu, 6. Filo adini tasiyan Mafya örgütlenmesi, Saziye Barin isletmecisi Ziya AYCAN ve grubu ile Avrasya feribotunu kaçiranlar sayilmaktadir. ABD'nin Adana Konsolosu Elizabeth Shelton'un da bu özel örgüt faaliyetlerine katildigi iddia edilmektedir. Dogu PERINÇEK'in iddiasina göre; Çiller Özel Örgütünün 1995 Mart ayinda Azerbaycan'da Haydar ALIYEV'e karsi darbe tertipledigi, Iran ile savas kiskirtmasi yaptigi, Çeçenistan'da provakasyon yaptigi ve Avrasya feribotunun kaçirilmasini tertip ettigi, uyusturucu kaçakçiligi yaptigi ya da yapanlardan haraç aldigi, kamuoyuna mal olmus olanTarik ÜMIT, Asker SIMITKO ve Lazim ESMAEILI cinayetlerini gerçeklestirdigi, nükleer madde kaçakçiligi yaptigi, Manukyana bombali saldiriyi gerçeklestirip soförü Mehmet Urhan'i öldürdügü iddia edilmektedir. Ayrica; DYP Genel Baskani ve Disisleri Bakani ve Basbakan Yardimcisi Tansu ÇILLER'in 1971'den beri ABD'nin Disisleri Bakanligina hizmet veren bir ``çagrili görevli'' oldugu, Eski Jandarma Genel Komutani Orgeneral Esref BITLIS'i ``Çekiç Güç'' denen ABD askeri biriminin suikastla öldürdügü, bu suikasta ait CIA toplantisina ABD Adana Konsolosu Shelton ve yardimcisi S.Pevington, Çekiç Gücün ABD'li Komutani Albay Naab, Ankara'dan bir Amerikan Askeri yetkilisi ve Izmir'den TUSLOG'da görevli bir yüzbasinin katildigi Dogu PERINÇEK tarafindan ileri sürülmektedir. Isçi Partisi Genel Baskan Yardimcisi Hasan Yalçin Komisyonumuza gönderdigi 10.03.1997 tarihli yazisinda da; ``Susurluk Olaylarini Arastirma Komisyonu Üyesi Yasar Topçu'nun Hüseyin Duman ve Bucak Ailesi fertlerinden Fatih Bucak'in kumar arkadasi oldugu, 9 Mart 1997 tarih ve 507 sayili Aydinlik Gazetesi'nde yazildi. Yasar Topçu'nun arkadasi Hüseyin Duman nükleer madde kaçakçiligi yapan bir kisidir. Fatih Bucak ise; Susurluk Olayinin önemli isimlerinden Sedat Bucak'in yegenidir. Böyle bir kisinin Susurluk Olayini Arastirma Komisyonunda yer almasi, Komisyon çalismalarinin ciddiyetine gölge düsürür. Hüseyin Duman ve Fatih Bucak gibi kisilerin kumar arkadasi olan bir kisinin Susurluk olayi ile Kamuoyunun gözleri önüne serilen ve Komisyonunuzun çalisma konusunu olusturan iliskiler yumaginin üzerine gitmesi düsünülemez.''iddiasinda bulunmustur.(Ek:45)

3- ANAP MANISA MILLETVEKILI TEVFIK DIKER'E VERILEN VE ONUN TARAFINDAN KOMISYONA INTIKAL ETTIRILEN MUSTAFA DENIZ'IN YAZISINDAKI IDDIALARI:

Manisa Milletvekili Tevfik DIKER tarafindan Komisyon Baskanligina sunulan 23.1.1997 tarihli yazida: Cem ERSEVER olaylarinda adi geçen ve 15.11.1993 tarihinde Polatli yakinlarinda ölü bulunan itirafçi Mustafa Deniz hakkindaki degerlendirme raporunda; Ferit Kod adli Mustafa DENIZ'in 1984 yilinda PKK örgütüne girdigi, bazi eylemlere katildigi 15.10.1989 tarihinde kendi istegi ile Van'da teslim oldugu, Teslimiyetini takiben güvenlik kuvvetlerine yardimci olarak pek çok eylemi ve örgüt militanini yakalattigi, Diyarbakir 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi 1989/1348 hazirlik, 1989/526 esas sayili davada sanik olarak yargilandigi, yargilama sonunda TCK'nin 125/4 maddesine göre saliverildigi, Ferit kod adli Mustafa DENIZ'in saliverildikten sonra basta JITEM olmak üzere Emniyet istihbarat örgütlerine yardim ettigi. Diyarbakir Istihbarat Sube Müdürü Hanefi AVCI tarafindan kendisine tasimasi için Browning marka L27507 seri nolu silahin verildigi ve ayni dönemlerde kisa adi JITEM olan Jandarma Istihbarat Teskilati bünyesinde sözlesmeli personel olarak çalistigi, Çalismasi sirasinda gösterdigi üstün çaba sonunda teskilatta sorumlu emekli binbasi Cem ERSEVER'in yardimciligini yaptigi, çalisma arkadaslari arasinda Ali Hoca kod adli Ali OZANSOY, Sari Adil kod adli Adil TIMURTAS ve Mete kod adli Ibrahim BABAT ile birlikte çalistigi, Bu çalismalar sirasinda bazi güvenlik görevlilerinin zorla adam kaçirma, fidye, uyusturucu madde kaçakçiligi gibi suçlara karistiginin belirlenmesi sonucu JITEM içinde görüs ayriligi çiktigi, emekli binbasi Cem ERSEVER, Mustafa DENIZ ve Ali OZANSOY'un raporlari üzerine Jandarma Genel Komutani esref BITLIS tarafindan Adil TIMURTAS ve ibrahim BABAT'in uzaklastirildigini, bu iki sahsin bunun üzerine Diyarbakir'dan tanidiklari Hanefi AVCI'nin yanina sigindiklari ve emniyet içinde olusturulan gizli olusumlara katildiklari, Sari Adil kod adli Adil TIMURTAS ile Mete kod adli Ibrahim BABAT'in uyusturucu ve silah kaçakçiligi islerine bulastiklari, istihbarat raporlarini devletin bazi kademelerinden gizleyerek özel sahislar için çalisma yaptiklari, bu çalismalar için emirleri halen Emniyet Genel Müdürlügü Istihbarat Daire Baskanligi'nda teknik islerden sorumlu baskan yardimcisi olarak görev yapan Hanefi AVCI'dan aldiklari, Bu çalismalar sirasinda önce JITEM sorumlusu emekli binbasi Cem ERSEVER'in, ardimdan da Ferit kod adli Mustafa DENIZ'in Adil TIMURTAS ve Ibrahim BABAT'in içinde bulunduklari olusum tarafindan öldürüldügü, bu sahislarin halen, olusturulan bu yapi içinde çalismalarini sürdürdükleri, üzerlerinde emniyet tarafindan verilen silah ve kimlik tasidiklari belirlenmistir. Degerlendirme raporuna ekli, o dönemde Diyarbakir Emniyet Müdürlügü Istihbarat Sube Müdürü Hanefi Avci tarafindan imzalanmis tarihsiz belgede; ``Aslen Agri ili Merkez Leylekpinar mahallesi nüfusuna kayitli, Ibrahim oglu 1965 dogumlu MUSTAFA DENIZ itirafçi olup, Güvenlik Kuvvetlerin yardimlarindan dolayi Bölücü eskiyanin hedefi olup hayati heran harici ve ciddi tehlikeye maruz oldugundan Silah Tasima Ruhsati müracaati neticesi alinincaya kadar kendi güvenligini saglamasi amaciyla kendisine ``L-27507'' Seri nolu BROWNIG marka 9 mm Tabanca verildigi, Gerektiginde gerekli kolayligin gösterilmesini, tereddüt halinde Diyarbakir Istihbarat Sube Müdürlügünün 11799 ve J.Asayis Komutanligin 26173 nolu Telefonlardan bilgi alinabilecegi'', belirtilmistir. Öteyandan yine Manisa Milletvekili Sayin Tevfik DIKER 5.3.1995 tarihinde Susurluk Komisyon Baskanligina yaptigi müracaatta; PKK itirafçisi Mustafa DENIZ'e ait L-27507 seri nolu 9mm Browning marka tabanca ile bu tabancanin tasinabilmesi için Hanefi AVCI tarafindan verilen silah tasima belgesi ile ilgili olarak kendisinin Içisleri Bakani Meral AKSENER'e soru önergesi yönelttigini, alinan cevapta da; böyle bir silahin Emniyet ve Jandarma envanterinde olmadigi, Mustafa DENIZ'e verilmediginin bildirildigi, silahin nerede oldugunun bilinmedigi gibi belge hakkinda da açiklama yapilamadigindan bu konudaki çeliskinin aydinliga kavusturulmasi için Komisyona müracaatta bulundugunu belirtmistir.(Ek:46)

4- YAZAR ÃœMIT OGUZTAN'IN IDDIALARI

Isadami M.Ali Yaprak'in kaçirilmasi ve Ömer Lütfi Topal'in öldürülmesi ile ilgili olarak Yazar Ümit Oguztan'in Komisyon Baskanligina verdigi 10.3.1997 tarihli dilekçesinde; ``Kendilerine ulasan ve komisyona yararli olacagi düsüncesiyle verilen bilgilerin ``MIT'' tarafindan da daha önceden bilindigini ancak degerlendirmeye sokulmadigini, haber kaynaginin ise hayati tehlike endisesiyle hareket ettigini, içinde siyasal otoritenin de bulundugu çikar çevrelerinin gerçegin ortaya çikmasini istemedigini, Yurtiçinde ``mafia'' ve yurtdisinda ``CIA'' baglantilari bulunan örgütlenmenin ``ERGENEKON'' ve ``GLADYO'' olarak adlandirildigini, Adina mafia denilen yasadisi çikar gruplarinin gücünü siyasal otorite ile yaptigi isbirliginden aldigini belirttikten sonra 5 Subat 1992 tarihinden itibaren önemli olaylarin kronolojik siralamasini yapmaktadir. Uyusturucu trafiginden, Türk siyasal otoritesine, Asiret liderlerine ve bürokratlarina çok fazla miktarda para akitildigini, komisyonun çok önemli bir görev üstlendigini, titiz çalismasi ve taniklarin korunmalarinin saglanmasi gerektigi, faili meçhul siyasî cinayetlerin siyasal otorite tarafindan organize edildigi gibi dürüst gazeteci ve yazarlarin da medya kuruluslarindan dislandiklarini, basin ve gerçekleri dile getiren yazarlar üzerinde siyasal otoritenin baski yaptigini veya faili meçhul cinayetlerle susturulmaya çalisildigi, vatandasin da umutsuzluga düstügünü, 6 Mart 1997 tarihinde gazeteci arkadasi Muharrem Demir'e ulasan haberleri arastirmak üzere oto hurdacisi Yalçin Zafer ile görüstügünü; yapilan görüsmede Orhan TASANLAR'in Istanbul Emniyet Müdürü oldugu dönemde Müdür Yardimcilarindan birinin makam soförü olan Mesut'un kirmizi mersedes olayina karistigini, kendilerini telefonla arayarak 71-72 model bakimli bir mersedes almak istediklerini, ve kendisinin 3 kisi ile birlikte giderek kirmizi mersedes otoyu rayiç fiyatinin 10 misli paraya alip otonun sahibine verdigini ve kendisinin de komisyonunu aldigini, bu mersedese 16 EA ... no'lu sahte plaka takildigini ve otomobilin tesliminden sonra isadami M.Ali YAPRAK'in kaçirilarak fidye alindigini, çok kisa süre sonra da; Ömer Lütfi Topal'in öldürüldügünü, otomobilin de 40 gün sonra geri vermek istediklerini ancak almadiklarini, otonun alimi sirasinda bulunan 3 kisiden birinin Ayhan Çarkin, digerlerinin de özel timci oldugunu, ancak alisverisle ilgilenmediklerini, M.Ali YAPRAK'in kaçirilma ve Ömer Lütfi TOPAL'in öldürülme olayinda kullanilan kirmizi mersedes'in daha sonra Yalçin Zafer tarafindan sökülüp satilarak ortadan kaldirildigini,belirtmistir.(Ek: 47)

5- CHP ISTANBUL MILLETVEKILI ALGAN HACALOGLU KANALIYLA KOMISYONA SUNULAN FARUK KUSAKSIZLARDAN TARAFINDAN YAZILAN MEKTUPTAKI IDDIALARI:

Emekli polis memuru Faruk Kusaksizlardan tarafindan yazilip bir sureti Istanbul DGM Savciligina verildigi anlasilan bir sureti de Istanbul Milletvekili Sayin Algan Hacalogluna verilen ve onun tarafindan da Komisyon Baskanligina gönderilen yazi ekindeki mektupta; Susurluktaki kazada ölümünden sonra, Abdullah Çatli'nin evinin de aranabilecegini ve evinde; 150 milyar TL degerinde mark ve dolar, 6 adet susturuculu silah, parasal degeri belli olmayan kokain ve eroin, 4 adet uzun namlulu silah, C4 ve TNT patlayicilari, binlerce mermi, geçmisteki olaylari aydinliga kavusturacak bilgilerle gelecekte yapilacak eylem planlari ve Mehmet Agar ve Hüseyin Kocadag ile ilgili belge ve fotograflarin oldugunu, bunlarin Çatli'nin yatak odasindaki gizli bölmelerde bulunabilecegini,iddia etmistir.(Ek:48)

6- CHP MILLETVEKILI MAHMUT ISIK TARAFINDAN KOMISYON BASKANLIGINA SUNULAN RAPORDAKI IDDIALARI:

CHP Milletvekilleri Ercan Karakas, Mahmut Isik ve Mustafa Yildiz'in 7.03.1996 tarihleri arasinda Van ve Hakkari illerinde faili meçhul cinayetlerle ilgili yaptiklari inceleme sonunda hazirladiklari raporda; a- Güvenlik kuvvetlerinin 22 Eylül 1995 tarihinde Abdullah Canan'in köyü olan Karli'da operasyon düzenleyip 4 teröristi ölü olarak ele geçirmelerinden 15-20 gün sonra Hakkari Komando Tugay Komutanligi'na bagli Yüksekova Komando Tabur Komutanligi'nca adi geçen köye gidilerek Abdullah Cananin ki dahil 10 evde bulunan esyalarin tahrip edildigi, bunun üzerine Abdullah Canan'in Cumhuriyet Savciligi'na suç duyurusunda bulundugu Yüksekova Mahkemesinde de hasar tespiti yaptirdigi, Komando Tabur Komutani M.Emin Yurdakul'un Abdullah Canan ile birlikte suç duyurusunda bulunan iki kisiyi makamina çagirarak davadan vazgeçmelerini imali biçimde söyledigi, bu görüsmeden birkaç gün sonra 17.01.1996 tarihinde Abdullah Canan Hakkari'ye giderken askeri konvoyda arama yapildigi, Abdullah Canan'in da bu arama sirasinda Tabur Komutani M.Emin Yurdakul tarafindan gözaltina alindigini üç kisi ve iki köy korucusunun Yüksekova Cumhuriyet Savciligi'nda bulunan ifadelerinde beyan ettikleri, Abdullah Canan'in arabasinin Yüksekova'ya 100 km mesafede 21.01.1996 tarihinde, ölüsünün de Yüksekova'ya 20 km mesafede Altinbasak köyü yakininda iskence izlerini tasiyan ve 6 kursun sikilmis bir sekilde bulundugunu, Raporu hazirlayan heyetçe bilgisine basvurulan Yüksekova Kaymakami Aydin Tetikoglu; ilçenin sosyo-ekonomik yapisindaki bozukluktan bahsettikten sonra, kendisinin Jandarma ve Polis disindaki askerler ile ilgisi olmadigini ve kendisine bagli olmadigi için emir veremedigini bilgi dahi alamadigini, askeri taburun direk Hakkarideki Tugay'a bagli oldugunu, Yüksekova Cumhuriyet Savcisi Mehmet Turgay; birkaç kisi ile iki korucunun Binbasi Mehmet Emin Yurdakul tarafindan tabura alindigina dair ifade verdiklerini, kaybolanlardan bazilarinin da örgüte katildiklarina dair bilgiler oldugunu ve kayiplarla ilgili takipsizlik karari verdigini, Hakkari Komando Tugay Komutani Tuggeneral Tuncay Koyuncu da; 22 eylül 1995 tarihinde Abdullah Canan'in evinin bitisiginde siginak bulundugu ve 5 PKK teröristinin öldürüldügü, Abdullah Canan'in kayboldugu gün adi geçenin 10.30'da evinden ayrildigini, oysa M.Emin Yurdakul komutasinda yapilan yol aramasinin 9.30'da bitirildigini, esrar-eroin ticaretinden dolayi öldürülmüs olabilecegini, M.Emin Yurdakul'un en faal, en mücadeleci basarili bir asker oldugunu ve bu nedenle yurtdisina gönderildigini, b- Tabur Komutani Binbasi M.Emin Yurdakul bir kisim askerle 27.10.1995 tarihinde Yüksekova Agaçli'ya giderek köylülerden 73 yasindaki Semsettin Yurtsever ile 18 yasindaki Mogdat Özeken ve 13 yasindaki Münir Saritas'i alarak köyden ayrildigi, daha sonra bilgi alinamadigi, Mogdat Özeken'in babasi Abdullah Özeken oglunu sormak için Tabura gittiginde oglunun agzindan kan akar vaziyette taburda gördügünü ve Tabur Komutaninin oglunu 24 saat içeri attigini bildirdigini, öte yandan Semsettin Yurtsever'in oglu Fevzi Yurtsever'de Komisyon Baskanligi'na verdigi 19.03.1997 tarihli dilekçesinde de ayni hususlari dile getirdigi, (EK:

c- 26 Aralik 1995 tarihinde Eyüp ve Mahir Karabeg kardeslerin Çukurca'da Ilçedeki kahveden çikarden 3 kisi tarafindan 47 plakali beyaz toros steysin bir araba ile kaçirildigi, bu arabanin degisik plakalarla son 4 gündür Ilçede görüldügünü, iki kardesin alindigi yerin Ilçe Emniyet Müdürlügü ve Jandarma Komutanligi'na hayli yakin mesafede oldugu ve cenazelerin Narli Köyü yakininda bulundugunu ve faili meçhul kaldigini, Raporun sonuç bölümünde de; `` Yüksekova'da Vatandas ile Kaymakam, Jandarma, Polis ve Resmi Kurumlarin sikintisinin olmadigi, vatandaslarin asil sikayetinin Komando Taburuna ve özellikle Tabur Komutani Binbasi M.Emin Yurdakul'a yönelik oldugu, tüm faili meçhul cinayetlerin bu sahistan kaynaklandigi, bu sahis Ilçede kaldigi müddetçe sikintisinin devam edecegi, Ilçe Kaymakaminin da Tabura müdahale edememesinin sorunu agirlastirdigi `` belirtilmistir. (Ek:49)

7-SÖYLEMEZ AILESIYLE ILGILI OLAYLARDA TUTUKLU DR.MEHMET SENA SÖYLEMEZ ILE EMIR SÖYLEMEZ VE NAZIF YAVUZ'UN IDDIALARI:

a- Mehmet Sena Söylemez'in iddialari

Mus Merkez-Kirköy nüfusuna kayitli 1961 Mus dogumlu, Tip doktoru ve Genel Cerrahi Uzmani oldugunu beyan eden ve SÖYLEMEZ Çetesi kovusturmasi nedeniyle Ümraniye Cezaevinde bulunan Mehmet Sena Söylemez TBMM Susurluk Arastirma Komisyonu Baskanligi'na gönderdigi 2.12.1996 tarihli dilekçesine Ekli 63 sahifelik ifadesinde; Kendisi ve mensubu oldugu SÖYLEMEZ Ailesinin masumiyetini, kendilerine yapilan suçlamalarin yalan gösterilen belge ve tutanaklarin düzmece oldugunu anlatarak; 1Nisan 1994 tarihinde Ankara'da isletmekte olduklari (Rumors) isimli Distotekte, Bucak Asiretine mensup Sultan Mehduh BUCAK, Ahmet OYNAK, Vahap AKPINAR isimli kisilerle aralarinda çikan kavga ve silahli çalistada anilan Bucak Asiretine mensup (3) kisinin ölmesi kendisi ve bir diger kisinin yaralanmasi ile sonuçlanan olaydan sonra Bucak Asireti ile hasim haline geldiklerini, PKK'ya karsi savastiklari için devlet kuvvetlerini yanina alan Bucak Asireti Reisi Sedat Edip Bucak'in halen Elazig Milletvekili olan Mehmet AGAR ile gerek Emniyet Genel Müdürü, gerekse Adalet Bakani olarak isbirligi yaparak kendilerine karsi birçok komplo ve cinayet tuzagi kurduklarini ifade etmektedir. Hatta Sedat BUCAK - Mehmet Agar birlikteliginin komplolari sonucu zamanin Basbakani ve halen ANAP Genel Baskani, Sayin Mesut Yilmaz ve Istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazicioglu'nun da kendilerine karsi devletin polis gücünü kanunsuz bir sekilde seferber ettiklerini ve bütün bunlarin sonucunda kendisi ve kardeslerinin tamaminin iftiraya ugratilarak cezaevine konduklarini, iddia etmektedir. (Ek:50)

b- Emir Söylemez'in Iddialari:



Mus ili Kirköy Beldesinde Mukim Emir SÖYLEMEZ Mus Cumhuriyet Bassavciligi kanaliyla TBMM Susurluk Arastirma Komisyon Baskanligina sundugu dilekçesinde: `` Sedat Edip Bucak'in kardesleri ve diger aile bireyleri ile giristigi silahli mücadelede, Elazig Milletvekili Mehmet AGAR'in (Emniyet Genel Müdürü ve Adalet Bakani oldugu dönemlerde) yardimi ile bazi aile bireylerini öldürttügünü ve akabinde delilleri kararttirdigini'' iddia ederek, bu hususta bazi gazete ve televizyon haberleri ve programlarini delil olarak sunmaktadir.(Ek:51)

c- Nazif Yavuz'un Iddialari



Emniyet Genel Müdürlügü Bilgi Islem Dairesinde Komiser Muavini olarak çalismakta iken SÖYLEMEZ ÇETESI sorusturmasi nedeniyle gözaltina alinan ve tutuklu bulundugu Ümraniye Cezaevinden TBMM Susurluk Arastirma Komisyonu Baskanligina gönderdigi dilekçesinde; `` Kendisi hakkindaki iddialari

n SÖYLEMEZ ailesinden olan ve Eskisehirde öldürülen Komiser M.Nasir SÖYLEMEZ ile olan arkadasligi nedeniyle yapildigini ve kendi masumiyetini ispat için hayat hikayesini anlatarak, geçirdigi sorusturma sirasinda poliste kendisine çesitli iskenceler yapildigini'' iddia etmektedir. (Ek:52)

8- KOMISYONA BILGI VERENLERIN IDDIALARI



Ayrica Komisyonumuza davet ettigimiz kisilerin vermis olduklari bilgiler isiginda Mehmet Eymür,Hanefi Avci,Korkut Eken,Hüseyin Oguz,Hasan Celal Güzel Ahmet Altintas,Senar Er,Mehmet Ali Yaprak ve M.Hadi Özcan'in iddialari

komisyonumuzca özellikle degerlendirmeye alinmistir.

VI- KAVRAMLAR VE KONUYLA ILGILI ÖNCEKI MECLIS ARASTIRMA KOMISYONU RAPORLARI 1- KAVRAMLAR

Raporun içeriginin daha net angilanabilmesi, bazi tanim ve kavramlarin belirlenebilmesini gerektirmektedir. • Çete: Sözlüklerde, ordu birliklerinden olmayan silahli küçük birlik olarak tanimlanmaktadir. Ansiklopedilerde, bir kisinin yönetiminde, her türlü hukuk kurali ve sinirlamalarinin disinda çalisan, esnek, kolay davranabilen basi bozuk örgüt diye tanimlanmaktadir. Çetelerin, önceden zorla para almak, mal ve insan kaçirmak, gibi yasadisi eylemler yapmak amaciyla kuruldugu, çogu kez kanun kaçaklarindan olustugu, günümüzde amaç degistirerek, resmi ve askeri birliklerin, çesitli taktik ve hukuki nedenlerle yapamiyacaklari isleri yapan, yari resmi nitelik kazanmis örgütler oldugu açiklamasini getirmektedirler. Devlet güçlerinin büyümesi etkinlesmesinin eski anlamda haydutluk yapan çeteleri ortadan kaldirdigini, uluslararasi eylemler için devletlerin veya çesitli irkçi, dince ve ideolojik gruplarin uyguladigi yöntemler haline geldigini belirtmekte ``Devletin tüzel kisiligine karsi suç islemek için olusturulan silahli topluluk'', ``baslica suçlularin çikar ve tehlike ortakligindan dogmus olan koruyucu ve saldirici zümre'' ``silahli çete, siddet kullanarak bazi suçlari islemek amaciyla birlesen silahli topluluk'' gibi tanimlar ortaya konmaktadir. Türk Ceza Kanununda tanimi: TCK'nun 313 üncü maddesinde ``Her ne biçimde olursa olsun cürüm islemek için örgüt kuranlar'' seklinde tanimlanmaktadir. Mafya:Mafya, mevcut hukuk kurallarina göre yasaklanan mal ve hizmetleri, is alanlarini yasadisi yollardan, gerektiginde zor kullanma, rüsvet verme veya ilgili kisilerle çikar iliskisine girme sonucunda bunlari elde ederek büyük kaçançlar saglayan veya mevcut sistemin yasaklanmayan mal ve hizmetlerini yasadisi yollardan zor kullanarak, rüsvet v.s.veya ilgili kisilerle çikar iliskisine girerek ucusa alip çok pahaliya satmak suretiyle büyük kaçançlar elde etmek için olusturulan aralarinda fonksiyonel isbölümü yapilmis ve hiyerarsik bir yapi olan organize suç örgütüdür. Bu suç organizasyonlariin kendi içinde bir yaptirim sistemi mevcuttur. Yasaklanan mal ve hizmetler ile ugrastiklarindan, karaparanin aklanmasi sözkonusudur. Bu suç organizasyonlariinin esasi suç islemek suretiyle kazanç teminine dayanmaktadir. Suç isleme bir meslek olmustur ve süreklilik göstermektedir. Faaliyet gösterdigi alanda kisilere karsi siddete basvurmaktadir. Belirtilen amaçlara ulasmak için gerektiginde paravan firmalar kurmaktadir. Is alanlari genellikle, haraç almak, uyusturucu ve silah kaçakçiligi, yasadisi kumar, fuhus sektörünü olusturma ve çalistirma, kamu ihalelerine katilanlari sindirerek ihaleyi istedigi rakama düsürük ve daha pahaliya baskalarina satma,sahte resmi evraklar düzenleme, vergi kaçirma, gibi yasal olmayan islerden olusmaktadir. Bu islerin daha rahat yapilabilmesi için sözkonusu suç örgütleri tarafindan bazi kamu görevlilerine çikarlar dagitilarak kosullar kendilerine uygun hale getirilmektedir. Bütün bu uygulamalarinin karsisina çikanlari tehdit eder, yaralar, adam öldürür, bu isleri yapabilmek için uluslararasi organizasyonlara girisir, dünyaya açilir. Literatürde çete kavrami yerini genis anlamiyla ``yasadisi örgütler'', özel anlamiyla da ``organize suç örgütleri'' kavramina devretmistir. Ortak özellikler, yasadisilik, silahlilik, menfaat saglama ve teskilattir. Yasadisi Örgüt: ``Hukuk kurallarinin öngörmedigi, izin vermedigi bir amaca ulasmak için birden fazla kisinin bir araya gelmeleri, birlikte hareket etmeleri.'' Bu tanimdaki yasadisi amaçlara göre örgütler tasnif edilmektedir. Siyasi bir amaci sürdürme olan, siddet eylemleri varsa (kaçirmadan-cinayete) amaçla veya bir devleti yikmak için siddet kullanimi varsa terör örgütü olarak tanimlanmaktadir. Konumuzla ilgili yasadisi örgütlerin son iki tanimdan biri mafya adi verilen örgütlenme tipi olup; Adalet Bakanliginca hazirlanan Çikar Amaçli Örgüt Suçlari Hakkinda Kanun Tasarisinda, Çikar Amaçli Örgüt: ``Dogrudan veya dolayli biçimde bir kurumun, kurulusun veya tesebbüsün denetimini ele geçirmek, ihale, imtiyaz ve ruhsat islemlerinde etkinlik ve denetim elde etmek; ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst yaratmak, madde ve esyanin nedretine, fiyatlarin artmasina sebep olmak, kendilerine veya baskalarina haksiz menfaat saglamak; seçimlerde oy temin etmek veya seçimleri engellemek maksadiyla zor veya tehdit uygulamak veya kisileri kendilerine tabi kilmaya zorlamak veya mensuplari arasinda her ne suretle olursa olsun açik veya gizli isbirligi yapmak suretiyle yildirma veya korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suçlar islemek için örgütü kuranlara veya örgütü yönetenlere veya örgüte üye olanlara ya da örgüt adina faaliyette bulunanlara veya bilerek hizmet yüklenenlere sadece bu nedenle üç yildan alti yila kadar agir hapis cezasi verilir.'' seklinde tanimlanmaktadir. Çagimizda terörizm ve ekonomik suçluluk yaninda bati ve özellikle Italyan hukukunda (Mafya tipi örgütlenme) olarak da adlandirilan ``Çikar amaçli örgüt suçlulugu'', kamunun baris ve sükununu esasli biçimde ihlal eden, kamu otoritesini çok yakindan mesgul eden, devletleri gerek maddi ceza hukuku gerekse usul hukukuk bakimlarindan yeni ve istisnai kurumlari meydana getirip uygulamaya zorlayan hukuk ihlalleri olarak ortaya çikmis bulunmaktadir. Bu sebeple, bati ülkelerinde ve özellikle Amerika Birlesik Devletlerinde organize, örgütlü suçluluk olarak da isimlendirilen örgüt suçlulugunu cezalandirmak ve kisileri bu gibi eylemlerden caydirmak üzere özel kanunlar meydana getirilmekte ve bazi ülkeler suçlarin tanimini genel ceza kanunu içerisinde yapmakta ve usul hükümlerini gene genel ceza yargilamasi usulü kanunlarinin ilgili maddelerine yerlestirmekte veya mükerrer maddeler kullanma yolu tutmaktadirlar. Icralarinda, çok kere, terörizm suçlarinda oldugu gibi, cebir, siddet, yani zor, tehdit, korkutma ve yildirma yolu tutulan örgütlü suçlar özellikle manevi unsur ve yönelinmis hedef, amaç itibariyle terörizm suçlarindan ayrilmaktadirlar. Gerçekten çikar amaçli örgüt suçlarinda hedef, terörizmde oldugu gibi yakin amaç olarak kamu düzenini agir biçimde ihlal ile asil amaçlara ulasma yolunu açmaktan ibaret bulunmayip, haksiz menfaat, çikar elde etmektir. Çikari elde etmek üzere örgütlenilmekte ve zor ve tehdit unsurlarini olusturan suçlara basvurmak suretiyle magdurlari yildirip çikar saglanmasina ulasilmaktadir. Bu amaç yaninda toplum içinde kanun disi ticareti teskilatlandirarark fuhusu istismar etmek, kadin ticaretini örgütleri için bir tekel haline getirmek, uyusturucu madde trafiginin yönlendirmek ve böylece dünya gençligini korkunç etkisi altina almis bir afetin yayginlasmasini saglamak ve belki de hepsinden kötüsü, birkisim kamu görev ve hizmetlerinin igfal ederek bu gibi kanunsuzluklarin içine alip ortaklari haline getirmek, rüsveti genellestirmek, çikar amaçli suç örgütlerinin kanunsuz ugraslarinin basinda gelmektedir. Bazi ülkehlerde bu tür örgütlerin, daha da ileri giderek siyaseti bile yönlendirmeye cür'et ettikleri, kamu görevlilerinin seçimle isbasina geldikleri hallerde, seçimleri türlü yollarla etki altina almaya çalisarak istedikleri kisilerin görevlendirilmeleri hususunda çaba gösterdikleri gözlenmektedir. Elde ettikleri çikarlarin büyüklügü nedeniyle bazen suç örgütlerinin ugras alanlarini parselledikleri ve birbirlerinin nüfuz alanlarina müdahale ettikleri, bunun sonucu olarak toplumu son derecede rahatsiz eden silahli mücadelelere giristikleri görülmektedir. Böylece nitelikleri hakkinda kisa bilgi arzedilen örgütlü suçlarla genel ceza hukuku ve usulü kurallari ve Devletin mutad teskilati ile mücadelenin çok zor oldugu ve hatta bazen imkânsiz bulundugu, yabanci ülkelerin geçirdikleri deneyimler sonucu anlasilmistir. Bu suçlarin failleri elde ettikleri büyük çikarlari da kullanarak yaklanmamak için her türlü yola basvurmakta, kollugu çürütmekte, zabitaninin sahibi oldugu bütün teknik araçlarin da fazlasindan yararlanabilmektedirler. Bir yazar çikar amaçli örgüt suçlarinda tesbit edilip cezsalandirilabilen fiillerin adeta aysber'in su üstünde kalan kismi oraninda bulundugunu ifade etmektedir. Örgüt suçlari üzerinde genis bir arastirmayi yürüten bir Alman Kriminoloji Enstitüsü, Almanya da çalisan 31 Türk is adamindan hepsinin örgüt suçlarinin magduru olduklarini ve yildirma, tehdit yoluyla adi geçenlerden örgütlerin sürekli olarak haraç aldiklarinini belirlemistir. Içisleri Bakanliginca hazirlanan ``Organize Suç Örgütleri Ile Mücadele Kanunu Tasarisi'' nda Organize Suç Örgütü: ''Mensuplari arasinda açik ve gizli isbirligi yapmak, baski, cebir, siddet, tehdit ve benzeri yöntemlerden biri kullanilmak suretiyle korkutarak, yildirarak, sindirerek; kurum, kurulus veya tesebbüslerin yönetim veya denetimlerini ele geçirmek, ihale, imtiyaz, ruhsat ve benzeri faaliyetlerini denetlemek, bu faaliyetlerde etkinlik saglamak, ekonomik faaliyetlerde kartel, tröst yaratmak, serbest piyasa kosullarinda olusan fiyatlari denetleyerek artmasina veya düsmesine sebep olmak, gerçek veya tüzel kisiler arasindaki alacak ve borç iliskilerini düzenlemek, taraflar veya üçüncü sahislar adina para, çek, senet tahsil etmek, ettirmek, borç senedeni, çek imzalattirmak, menkul veya gayrimenkullerini zor kullanarak sattirmak, bagislatmak, hibe ettirmek amaciyla kurulan örgüte mensup olanlara ya da örgüt adina faaliyette bulunanlara veya bilerek örgüt adina veya hesabina hizmet yüklenenlere'' denilmistir. Organize suçluluk: Münferiden veya topluca, yüksek bir önemi haiz suçlarin belli bir plana göre, birçok kisi tarafindan, uzun veya belirsiz bir süre ile, is bölümü esaslarina göre;

a) Mesleki veya ticari benzeri yapilarin kuhllanilmasi veya,

b) Cebir ya da korutucu diger araçlarin kullanilmasi veya

c) Siyaset, basin, kamu idaresi, adliye ve ekonomi üzerinde etkide bulunarak, kazanç veya güç elde edilmesidir. Organize suçlulugu belirleyen yedi karakteristik unsurunu söylece özetleyebiliriz: Organize suçluluk, genellikle kanununen yasaklanmis olan ve toplumun bazi kesimlerince talep edilen, yasaklanmis mal ve hizmet ihtiyacini karsilamaktadir. Bu nedenle toplumda illegal mal ve hizmetler organize suçluluk tarafindan arzi gerçeklestirilen bir talep olarak ortaya çikmaktadir. Organize suçluluk, kazanç ve güç saglamak için fonksiyonel is bölümü ve hiyerarsik bir düzen içinde faaliyet gösteren faillerden olusan bir yapilanma içindedir. Bu suçlulugun diger bir özelligi, kisa zamanda ve hizli bir biçimde kazanç saglayabilecek, maliyeti düsük, yakalanma riski az olabilecek alanlari tercih etmesidir. Organize suç örgütleri illegal ve legal faaliyetlerini siki bir biçimde baglantilandirmaktadir.

2- KONUYLA ILGILI ÖNCEKI MECLIS ARASTIRMA KOMISYONLARI RAPORLARI

Raporun konu ve kapsamiyla ilgili olmalari sebebiyle daha önce asagida belirtilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Arastirma Komisyonlarinca düzenlenen raporlarin özeti ilgililere isik tutmasi amaciyla rapora kaydedilmistir. a. Hayali Ihracaat Hayali ihracat iddialari

na arastirmak üzere teskil edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Hayali Ihracat Arastirma Komisyonunun (10/5,8 Sayili) raporunda: Ihracati tesvik amaciyla alinan hukuki idari ve mali tedbirlerin birçok suistimale yol açtigi ve Türk Kamuoyunda hayali ihracat denilen olaylari dogurdugu, bunun üretim artislarina yol açmayan dis rekabet sartlarina uymayan ve kisa vadeli kâr gözeten bir yapi gösterdigi vurgulanmistir. Hayali ihracatin, ihraç edilen ürünlerin degerinin üzerinde veya gerçekte mal ihracati olmadigi halde, belge üzerinde olmus gibi gösterilerek, gösterilen ihraç degeri üzerinden % 0 pirim alinmak suretiyle gerçeklestirildigi, bu amaçla çok sayida paravan sirket kuruldugu, hayali ihracat yaptigi tesbit edilen firmalar hakkinda bir çok kurum denetim elemanlarinca denetim raporlari düzenlenmesine ragmen, bu raporlarin (346 adet) isleme konulmayarak önce Hazine ve Dis Ticaret Müstesarliginda, daha sonra DPT'de uzun süre (16 ay) bekletildigi, Eski Basbakan Turgut ÖZAL imzali 12.11.1987 tarihli 38680 sayili talimatla bu konudaki tüm yetkilerin DPT'de toplandigi, bu arada hakkinda olumsuz rapor bulunan firmalara (256 adet) haksiz tesvik ödemelerinin yapildigi, anilan firmalara ödemeler yapildiktan sonra sözkonusu raporlarin isleme konuldugu, konunun DPT, Hazine ve Dis Ticaret Müstesarligi, Merkez Bankasi, Maliye ve Gümrük Bakanligi ve Emniyet Genel Müdürlügü boyutlarinin oldugu, hayali ihracat sonucunda hayali ihracata karisan 256 adet firmadan 143 adet firmanin yapmis oldugu ihracatlarin tamaminin hayali oldugu, 1984- 1990 yillari arasinda hayali ihracat sonucunda sözü edilen firmalara o günkü fiyatlarla 2,5 Trilyon lira haksiz yere tesvik ödemesi yapildigi, Hazine ve Dis Ticaret Müstesarligi Kontrolörlerince bu konuyla ilgili düzenlenen ve suç iddialari

ni içeren raporlarin ilgili adli mercilere intikal ettirilmeyerek zamanasimina ugratildigi,hayali ihracatin gerçeklestirilmesinde rol oynayan kisiler düsünüldügünde konunun siyasî boyutunun da bulundugu, belirtilmistir. Ayrica, Sonuç Bölümünde ise aynen; ``Sonuç olarak ihracat artirmak, bu alanda görülen mevcut tikanikliklari gidermek bahanesiyle 7/10624 sayili Bakanlar Kurulu Kararinda belirtilen esaslari kanunsuz emir ve talimatlarla degistirmeye giden ve bunlarin uygulanmasini saglayarak Hazineyi büyük oranda zarara ugratan dönemin birkisim yetkili siyasîleri ve bürokratlari ile sonradan yapilan bütün yasal prosedürden yoksun islemleri 7/11237 ve 7/11509 sayili Bakanlar Kurulu Karariyla yasal hale getirmeye çalisan ihracat islemlerinden sorumlu dönemin Bakanlari ile Basbakan sorumludur. Bundan dolayi bu kisilerin yukarida açiklanan yöndeki iylemlerinin sorusturulmasi ve yargi mercilerinin denetiminden geçirilmesinin gerekli oldugu düsünülmektedir. Böylece gelecekte benzer olaylarda devlet parasina göz dikebilecek kisiler ve bunlara destek olacak bürokrat ve siyasîler için caydirici bir etki saglanabilecektir.'' denilmistir.(Ek:53)

b. Faili Meçhul Cinayetler Ülkemizin Çesitli Yörelerinde Islenmis Faili Meçhul Cinayetler Meclis Arastirma Komisyonunca (10/9) hazirlanan 12.10.1995 tarihli raporda: Giris bölümünde, Meclis Arastirma Komisyonlarinin yetkilerinin kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye yeterli olmadigi, genellikle ülkemizde gündemi olusturan bir konu karsisinda bu konularin Meclis Arastirma Komisyonlarinca arastirilmaya çalisildigi, Meclisin; Arastirma Komisyonlari kurararak olaya el koymasi üzerine kamuoyunun beklentiye itildigi, somut bir sonuç görülmek istenildigi, ancak Meclis Arastirma Komisyonlarinin yetkilerinin somut sonuçlari elde etmeye yeterli olmadigi, neticede de; yetki sinirlamalari nedeniyle kamuoyunun ve Meclis'in beklentilerine cevap verilemedigi, Komisyonlarinin görevinin faili meçhul siyasal cinayetleri isleyen kisileri ortaya çikarmak ve yakalamak olmadigi, Meclis Arastirma Komisyonlarinin hükümeti denetlemek görevini yaptigini, bu konuda hükümetin bir ihmal ve kastinin bulunup bulunmadiginin tesbiti ile alinmasi gereken önlemlerin alinmasini tavsiye etmek oldugu açiklamalarina yer verildikten sonra; Raporun devaminda terör eylemleri ve adi nitelikteki eylemler neticesi meydana gelen faili meçhul cinayetlerin faillerinin tesbitinin görev ve yetki alanlarinin disinda oldugu vurgulanarak., faili meçhul cinayetlerin nihai amacinin devleti çalisamaz hale getirmek, toplumda yilginlik ve bezginlik yaratmak ve kargasa ortamindan yararlanmak oldugu belirtilmistir. Bu Komisyonun görev süresi içersinde ilgili Bakanliklardan bildirilen faili meçhul siyasal cinayetler toplam sayisinin 908 oldugu, daha sonra 218 faili meçhul siyasal cinayetin faillerinin bulundugu tesbitine yer verilmistir.Devamla, olaganüstü Hal Bölgesinde, terör olaylari yüzünden göçlerin yasandigi, yasam sartlarinin zorlasmasinin suç oranini arttirdigi ifade edilmistir. Vatandasin isçi alimlarinda partizanlikla karsilastigi, bölgeye yapilan atamalarda liyakata dikkat edilmedigi, bunlarin vatandas üzerinde güvensizlik yarattigi, bu bölgede görev yapan kamu görevlilerinin vatandasa iyi mumamele etmedigi, tecrübesiz oldugu; kamu kuruluslari arasinda koordinasyonun bulunmadigi, bölgedeki cezaevlerinin yönetiminin devlet yerine, mahkumlarin elinde oldugu, buralarda rahat ortam bulan örgüt militanlarinin disarida yapilacak eylemleri planladigi ve uygulama emirleri rahatça verdigi, sempatizan olarak cezaevine giren tutuklularin çok iyi siyasî ve askeri egitim almis militan olarak cezaevinden çiktigi, vatandasin sessiz ve çaresiz oldugu, Devletin Anayasa ile çizilmis yetki ve görev ayrimina ragmen hukuk kurallarini tanimayan ve istedikleri zaman istedikleri kurallari uygulayan kisiler ve kurumlarin bulundugu, Devletin içinde oldugu izlenimi edilen birtakim odaklarin devlet içerisinden temizlenmesi ve hukuk kurallarinin hakim kilinmasi için Devletin otoriteyi ele almasinin zorunlu oldugu, bu yapilmadigi takdirde bu odaklarin Devlete hakimiyetlerinin ve hukuka aykiri davranislarinin devam edecegi, hukuk devletlerinde her türlü hukuk disi olusumun fark edildigi anda ortadan kaldirilmasi gerektigi, hukuk devletinin yetkili kuruluslarinin, hukuk disi olusumlarin faaliyetlerinin devam etmesine göz yummalari durumunda bundan hukuk devletinin zarar görecegi, Belirtildikten sonra; görülen söz konusu aksakliklar üzerine getirilen önerilerde, yargi organlarinin her açidan bagimsiz ve güvence altinda olmasi ve her türlü tehditlere karsi korunmasi, hukukun üstünlügüne inanan ve hukuk kurallarina bagli yeterli sayida hakim, savci ve güvenlik görevlisinin istihdam edilmesi, emniyet güçleri üzerinde idarenin yeterli denetimi kurmasi, emniyet güçleri içerisinde hukuk disi olusumlara izin verilmemesi, kisi ve kurumlarin hukukun çizdigi çerçeve içerisinde kalmasinin gerekli oldugu, yasadisi faaliyetlerin odak noktasi olan ve sayilari hergün artmasina ragmen teröre karsi yapilan mücadelede etkili olmayan koruculuk sistemine son verilmesi, olaganüstü halin kaldirilmasi,devlet itirafçi iliskisine son verilmesi, polis özel timlerinin kullanim seklinin degistirilmesi, istihbarat hizmetlerinin desteklenmesi (kanunen yetkili birimlere birakilmasi ve bu konudaki karisikligin önlenmesi), polisin faili meçhul cinayetleri önleyecek bir yapida düzenlenmesi, cezaevlerinin islah edilmesi v.b. yönünde çalismalar yapilmasi, tedbirler alinmasi önerilmistir. (Ek:54)

Binbasi Mehmet Emin Yurdakul tarafindan tabura alindigina dair ifade verdiklerini, kaybolanlardan bazilarinin da örgüte katildiklarina dair bilgiler oldugunu ve kayiplarla ilgili takipsizlik karari verdigini, Hakkari Komando Tugay Komutani Tuggeneral Tuncay Koyuncu da; 22 eylül 1995 tarihinde Abdullah Canan'in evinin bitisiginde siginak bulundugu ve 5 PKK teröristinin öldürüldügü, Abdullah Canan'in kayboldugu gün adi geçenin 10.30'da evinden ayrildigini, oysa M.Emin Yurdakul komutasinda yapilan yol aramasinin 9.30'da bitirildigini, esrar-eroin ticaretinden dolayi öldürülmüs olabilecegini, M.Emin Yurdakul'un en faal, en mücadeleci basarili bir asker oldugunu ve bu nedenle yurtdisina gönderildigini, b- Tabur Komutani Binbasi M.Emin Yurdakul bir kisim askerle 27.10.1995 tarihinde Yüksekova Agaçli'ya giderek köylülerden 73 yasindaki Semsettin Yurtsever ile 18 yasindaki Mogdat Özeken ve 13 yasindaki Münir Saritas'i alarak köyden ayrildigi, daha sonra bilgi alinamadigi, Mogdat Özeken'in babasi Abdullah Özeken oglunu sormak için Tabura gittiginde oglunun agzindan kan akar vaziyette taburda gördügünü ve Tabur Komutaninin oglunu 24 saat içeri attigini bildirdigini, öte yandan Semsettin Yurtsever'in oglu Fevzi Yurtsever'de Komisyon Baskanligi'na verdigi 19.03.1997 tarihli dilekçesinde de ayni hususlari dile getirdigi, (EK:

c- 26 Aralik 1995 tarihinde Eyüp ve Mahir Karabeg kardeslerin Çukurca'da Ilçedeki kahveden çikarden 3 kisi tarafindan 47 plakali beyaz toros steysin bir araba ile kaçirildigi, bu arabanin degisik plakalarla son 4 gündür Ilçede görüldügünü, iki kardesin alindigi yerin Ilçe Emniyet Müdürlügü ve Jandarma Komutanligi'na hayli yakin mesafede oldugu ve cenazelerin Narli Köyü yakininda bulundugunu ve faili meçhul kaldigini, Raporun sonuç bölümünde de; `` Yüksekova'da Vatandas ile Kaymakam, Jandarma, Polis ve Resmi Kurumlarin sikintisinin olmadigi, vatandaslarin asil sikayetinin Komando Taburuna ve özellikle Tabur Komutani Binbasi M.Emin Yurdakul'a yönelik oldugu, tüm faili meçhul cinayetlerin bu sahistan kaynaklandigi, bu sahis Ilçede kaldigi müddetçe sikintisinin devam edecegi, Ilçe Kaymakaminin da Tabura müdahale edememesinin sorunu agirlastirdigi `` belirtilmistir. (Ek:49)

7-SÖYLEMEZ AILESIYLE ILGILI OLAYLARDA TUTUKLU DR.MEHMET SENA SÖYLEMEZ ILE EMIR SÖYLEMEZ VE NAZIF YAVUZ'UN IDDIALARI:

a- Mehmet Sena Söylemez'in iddialari

Mus Merkez-Kirköy nüfusuna kayitli 1961 Mus dogumlu, Tip doktoru ve Genel Cerrahi Uzmani oldugunu beyan eden ve SÖYLEMEZ Çetesi kovusturmasi nedeniyle Ümraniye Cezaevinde bulunan Mehmet Sena Söylemez TBMM Susurluk Arastirma Komisyonu Baskanligi'na gönderdigi 2.12.1996 tarihli dilekçesine Ekli 63 sahifelik ifadesinde; Kendisi ve mensubu oldugu SÖYLEMEZ Ailesinin masumiyetini, kendilerine yapilan suçlamalarin yalan gösterilen belge ve tutanaklarin düzmece oldugunu anlatarak; 1Nisan 1994 tarihinde Ankara'da isletmekte olduklari (Rumors) isimli Distotekte, Bucak Asiretine mensup Sultan Mehduh BUCAK, Ahmet OYNAK, Vahap AKPINAR isimli kisilerle aralarinda çikan kavga ve silahli çalistada anilan Bucak Asiretine mensup (3) kisinin ölmesi kendisi ve bir diger kisinin yaralanmasi ile sonuçlanan olaydan sonra Bucak Asireti ile hasim haline geldiklerini, PKK'ya karsi savastiklari için devlet kuvvetlerini yanina alan Bucak Asireti Reisi Sedat Edip Bucak'in halen Elazig Milletvekili olan Mehmet AGAR ile gerek Emniyet Genel Müdürü, gerekse Adalet Bakani olarak isbirligi yaparak kendilerine karsi birçok komplo ve cinayet tuzagi kurduklarini ifade etmektedir. Hatta Sedat BUCAK - Mehmet Agar birlikteliginin komplolari sonucu zamanin Basbakani ve halen ANAP Genel Baskani, Sayin Mesut Yilmaz ve Istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazicioglu'nun da kendilerine karsi devletin polis gücünü kanunsuz bir sekilde seferber ettiklerini ve bütün bunlarin sonucunda kendisi ve kardeslerinin tamaminin iftiraya ugratilarak cezaevine konduklarini, iddia etmektedir. (Ek:50)

b- Emir Söylemez'in Iddialari:

Mus ili Kirköy Beldesinde Mukim Emir SÖYLEMEZ Mus Cumhuriyet Bassavciligi kanaliyla TBMM Susurluk Arastirma Komisyon Baskanligina sundugu dilekçesinde: `` Sedat Edip Bucak'in kardesleri ve diger aile bireyleri ile giristigi silahli mücadelede, Elazig Milletvekili Mehmet AGAR'in (Emniyet Genel Müdürü ve Adalet Bakani oldugu dönemlerde) yardimi ile bazi aile bireylerini öldürttügünü ve akabinde delilleri kararttirdigini'' iddia ederek, bu hususta bazi gazete ve televizyon haberleri ve programlarini delil olarak sunmaktadir.(Ek:51)

c- Nazif Yavuz'un Iddialari

Emniyet Genel Müdürlügü Bilgi Islem Dairesinde Komiser Muavini olarak çalismakta iken SÖYLEMEZ ÇETESI sorusturmasi nedeniyle gözaltina alinan ve tutuklu bulundugu Ümraniye Cezaevinden TBMM Susurluk Arastirma Komisyonu Baskanligina gönderdigi dilekçesinde; `` Kendisi hakkindaki iddialari

n SÖYLEMEZ ailesinden olan ve Eskisehirde öldürülen Komiser M.Nasir SÖYLEMEZ ile olan arkadasligi nedeniyle yapildigini ve kendi masumiyetini ispat için hayat hikayesini anlatarak, geçirdigi sorusturma sirasinda poliste kendisine çesitli iskenceler yapildigini'' iddia etmektedir. (Ek:52)

8- KOMISYONA BILGI VERENLERIN IDDIALARI

Ayrica Komisyonumuza davet ettigimiz kisilerin vermis olduklari bilgiler isiginda Mehmet Eymür,Hanefi Avci,Korkut Eken,Hüseyin Oguz,Hasan Celal Güzel Ahmet Altintas,Senar Er,Mehmet Ali Yaprak ve M.Hadi Özcan'in iddialari

komisyonumuzca özellikle degerlendirmeye alinmistir. VI- KAVRAMLAR VE KONUYLA ILGILI ÖNCEKI MECLIS ARASTIRMA KOMISYONU RAPORLARI 1- KAVRAMLAR Raporun içeriginin daha net angilanabilmesi, bazi tanim ve kavramlarin belirlenebilmesini gerektirmektedir. • Çete: Sözlüklerde, ordu birliklerinden olmayan silahli küçük birlik olarak tanimlanmaktadir. Ansiklopedilerde, bir kisinin yönetiminde, her türlü hukuk kurali ve sinirlamalarinin disinda çalisan, esnek, kolay davranabilen basi bozuk örgüt diye tanimlanmaktadir. Çetelerin, önceden zorla para almak, mal ve insan kaçirmak, gibi yasadisi eylemler yapmak amaciyla kuruldugu, çogu kez kanun kaçaklarindan olustugu, günümüzde amaç degistirerek, resmi ve askeri birliklerin, çesitli taktik ve hukuki nedenlerle yapamiyacaklari isleri yapan, yari resmi nitelik kazanmis örgütler oldugu açiklamasini getirmektedirler. Devlet güçlerinin büyümesi etkinlesmesinin eski anlamda haydutluk yapan çeteleri ortadan kaldirdigini, uluslararasi eylemler için devletlerin veya çesitli irkçi, dince ve ideolojik gruplarin uyguladigi yöntemler haline geldigini belirtmekte ``Devletin tüzel kisiligine karsi suç islemek için olusturulan silahli topluluk'', ``baslica suçlularin çikar ve tehlike ortakligindan dogmus olan koruyucu ve saldirici zümre'' ``silahli çete, siddet kullanarak bazi suçlari islemek amaciyla birlesen silahli topluluk'' gibi tanimlar ortaya konmaktadir. Türk Ceza Kanununda tanimi: TCK'nun 313 üncü maddesinde ``Her ne biçimde olursa olsun cürüm islemek için örgüt kuranlar'' seklinde tanimlanmaktadir. Mafya:Mafya, mevcut hukuk kurallarina göre yasaklanan mal ve hizmetleri, is alanlarini yasadisi yollardan, gerektiginde zor kullanma, rüsvet verme veya ilgili kisilerle çikar iliskisine girme sonucunda bunlari elde ederek büyük kaçançlar saglayan veya mevcut sistemin yasaklanmayan mal ve hizmetlerini yasadisi yollardan zor kullanarak, rüsvet v.s.veya ilgili kisilerle çikar iliskisine girerek ucusa alip çok pahaliya satmak suretiyle büyük kaçançlar elde etmek için olusturulan aralarinda fonksiyonel isbölümü yapilmis ve hiyerarsik bir yapi olan organize suç örgütüdür. Bu suç organizasyonlariin kendi içinde bir yaptirim sistemi mevcuttur. Yasaklanan mal ve hizmetler ile ugrastiklarindan, karaparanin aklanmasi sözkonusudur. Bu suç organizasyonlariinin esasi suç islemek suretiyle kazanç teminine dayanmaktadir. Suç isleme bir meslek olmustur ve süreklilik göstermektedir. Faaliyet gösterdigi alanda kisilere karsi siddete basvurmaktadir. Belirtilen amaçlara ulasmak için gerektiginde paravan firmalar kurmaktadir. Is alanlari genellikle, haraç almak, uyusturucu ve silah kaçakçiligi, yasadisi kumar, fuhus sektörünü olusturma ve çalistirma, kamu ihalelerine katilanlari sindirerek ihaleyi istedigi rakama düsürük ve daha pahaliya baskalarina satma,sahte resmi evraklar düzenleme, vergi kaçirma, gibi yasal olmayan islerden olusmaktadir. Bu islerin daha rahat yapilabilmesi için sözkonusu suç örgütleri tarafindan bazi kamu görevlilerine çikarlar dagitilarak kosullar kendilerine uygun hale getirilmektedir. Bütün bu uygulamalarinin karsisina çikanlari tehdit eder, yaralar, adam öldürür, bu isleri yapabilmek için uluslararasi organizasyonlara girisir, dünyaya açilir. Literatürde çete kavrami yerini genis anlamiyla ``yasadisi örgütler'', özel anlamiyla da ``organize suç örgütleri'' kavramina devretmistir. Ortak özellikler, yasadisilik, silahlilik, menfaat saglama ve teskilattir. Yasadisi Örgüt: ``Hukuk kurallarinin öngörmedigi, izin vermedigi bir amaca ulasmak için birden fazla kisinin bir araya gelmeleri, birlikte hareket etmeleri.'' Bu tanimdaki yasadisi amaçlara göre örgütler tasnif edilmektedir. Siyasi bir amaci sürdürme olan, siddet eylemleri varsa (kaçirmadan-cinayete) amaçla veya bir devleti yikmak için siddet kullanimi varsa terör örgütü olarak tanimlanmaktadir. Konumuzla ilgili yasadisi örgütlerin son iki tanimdan biri mafya adi verilen örgütlenme tipi olup; Adalet Bakanliginca hazirlanan Çikar Amaçli Örgüt Suçlari Hakkinda Kanun Tasarisinda, Çikar Amaçli Örgüt: ``Dogrudan veya dolayli biçimde bir kurumun, kurulusun veya tesebbüsün denetimini ele geçirmek, ihale, imtiyaz ve ruhsat islemlerinde etkinlik ve denetim elde etmek; ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst yaratmak, madde ve esyanin nedretine, fiyatlarin artmasina sebep olmak, kendilerine veya baskalarina haksiz menfaat saglamak; seçimlerde oy temin etmek veya seçimleri engellemek maksadiyla zor veya tehdit uygulamak veya kisileri kendilerine tabi kilmaya zorlamak veya mensuplari arasinda her ne suretle olursa olsun açik veya gizli isbirligi yapmak suretiyle yildirma veya korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suçlar islemek için örgütü kuranlara veya örgütü yönetenlere veya örgüte üye olanlara ya da örgüt adina faaliyette bulunanlara veya bilerek hizmet yüklenenlere sadece bu nedenle üç yildan alti yila kadar agir hapis cezasi verilir.'' seklinde tanimlanmaktadir. Çagimizda terörizm ve ekonomik suçluluk yaninda bati ve özellikle Italyan hukukunda (Mafya tipi örgütlenme) olarak da adlandirilan ``Çikar amaçli örgüt suçlulugu'', kamunun baris ve sükununu esasli biçimde ihlal eden, kamu otoritesini çok yakindan mesgul eden, devletleri gerek maddi ceza hukuku gerekse usul hukukuk bakimlarindan yeni ve istisnai kurumlari meydana getirip uygulamaya zorlayan hukuk ihlalleri olarak ortaya çikmis bulunmaktadir. Bu sebeple, bati ülkelerinde ve özellikle Amerika Birlesik Devletlerinde organize, örgütlü suçluluk olarak da isimlendirilen örgüt suçlulugunu cezalandirmak ve kisileri bu gibi eylemlerden caydirmak üzere özel kanunlar meydana getirilmekte ve bazi ülkeler suçlarin tanimini genel ceza kanunu içerisinde yapmakta ve usul hükümlerini gene genel ceza yargilamasi usulü kanunlarinin ilgili maddelerine yerlestirmekte veya mükerrer maddeler kullanma yolu tutmaktadirlar. Icralarinda, çok kere, terörizm suçlarinda oldugu gibi, cebir, siddet, yani zor, tehdit, korkutma ve yildirma yolu tutulan örgütlü suçlar özellikle manevi unsur ve yönelinmis hedef, amaç itibariyle terörizm suçlarindan ayrilmaktadirlar. Gerçekten çikar amaçli örgüt suçlarinda hedef, terörizmde oldugu gibi yakin amaç olarak kamu düzenini agir biçimde ihlal ile asil amaçlara ulasma yolunu açmaktan ibaret bulunmayip, haksiz menfaat, çikar elde etmektir. Çikari elde etmek üzere örgütlenilmekte ve zor ve tehdit unsurlarini olusturan suçlara basvurmak suretiyle magdurlari yildirip çikar saglanmasina ulasilmaktadir. Bu amaç yaninda toplum içinde kanun disi ticareti teskilatlandirarark fuhusu istismar etmek, kadin ticaretini örgütleri için bir tekel haline getirmek, uyusturucu madde trafiginin yönlendirmek ve böylece dünya gençligini korkunç etkisi altina almis bir afetin yayginlasmasini saglamak ve belki de hepsinden kötüsü, birkisim kamu görev ve hizmetlerinin igfal ederek bu gibi kanunsuzluklarin içine alip ortaklari haline getirmek, rüsveti genellestirmek, çikar amaçli suç örgütlerinin kanunsuz ugraslarinin basinda gelmektedir. Bazi ülkehlerde bu tür örgütlerin, daha da ileri giderek siyaseti bile yönlendirmeye cür'et ettikleri, kamu görevlilerinin seçimle isbasina geldikleri hallerde, seçimleri türlü yollarla etki altina almaya çalisarak istedikleri kisilerin görevlendirilmeleri hususunda çaba gösterdikleri gözlenmektedir. Elde ettikleri çikarlarin büyüklügü nedeniyle bazen suç örgütlerinin ugras alanlarini parselledikleri ve birbirlerinin nüfuz alanlarina müdahale ettikleri, bunun sonucu olarak toplumu son derecede rahatsiz eden silahli mücadelelere giristikleri görülmektedir. Böylece nitelikleri hakkinda kisa bilgi arzedilen örgütlü suçlarla genel ceza hukuku ve usulü kurallari ve Devletin mutad teskilati ile mücadelenin çok zor oldugu ve hatta bazen imkânsiz bulundugu, yabanci ülkelerin geçirdikleri deneyimler sonucu anlasilmistir. Bu suçlarin failleri elde ettikleri büyük çikarlari da kullanarak yaklanmamak için her türlü yola basvurmakta, kollugu çürütmekte, zabitaninin sahibi oldugu bütün teknik araçlarin da fazlasindan yararlanabilmektedirler. Bir yazar çikar amaçli örgüt suçlarinda tesbit edilip cezsalandirilabilen fiillerin adeta aysber'in su üstünde kalan kismi oraninda bulundugunu ifade etmektedir. Örgüt suçlari üzerinde genis bir arastirmayi yürüten bir Alman Kriminoloji Enstitüsü, Almanya da çalisan 31 Türk is adamindan hepsinin örgüt suçlarinin magduru olduklarini ve yildirma, tehdit yoluyla adi geçenlerden örgütlerin sürekli olarak haraç aldiklarinini belirlemistir. Içisleri Bakanliginca hazirlanan ``Organize Suç Örgütleri Ile Mücadele Kanunu Tasarisi'' nda Organize Suç Örgütü: ''Mensuplari arasinda açik ve gizli isbirligi yapmak, baski, cebir, siddet, tehdit ve benzeri yöntemlerden biri kullanilmak suretiyle korkutarak, yildirarak, sindirerek; kurum, kurulus veya tesebbüslerin yönetim veya denetimlerini ele geçirmek, ihale, imtiyaz, ruhsat ve benzeri faaliyetlerini denetlemek, bu faaliyetlerde etkinlik saglamak, ekonomik faaliyetlerde kartel, tröst yaratmak, serbest piyasa kosullarinda olusan fiyatlari denetleyerek artmasina veya düsmesine sebep olmak, gerçek veya tüzel kisiler arasindaki alacak ve borç iliskilerini düzenlemek, taraflar veya üçüncü sahislar adina para, çek, senet tahsil etmek, ettirmek, borç senedeni, çek imzalattirmak, menkul veya gayrimenkullerini zor kullanarak sattirmak, bagislatmak, hibe ettirmek amaciyla kurulan örgüte mensup olanlara ya da örgüt adina faaliyette bulunanlara veya bilerek örgüt adina veya hesabina hizmet yüklenenlere'' denilmistir. Organize suçluluk: Münferiden veya topluca, yüksek bir önemi haiz suçlarin belli bir plana göre, birçok kisi tarafindan, uzun veya belirsiz bir süre ile, is bölümü esaslarina göre;

a) Mesleki veya ticari benzeri yapilarin kuhllanilmasi veya,

b) Cebir ya da korutucu diger araçlarin kullanilmasi veya

c) Siyaset, basin, kamu idaresi, adliye ve ekonomi üzerinde etkide bulunarak, kazanç veya güç elde edilmesidir. Organize suçlulugu belirleyen yedi karakteristik unsurunu söylece özetleyebiliriz: Organize suçluluk, genellikle kanununen yasaklanmis olan ve toplumun bazi kesimlerince talep edilen, yasaklanmis mal ve hizmet ihtiyacini karsilamaktadir. Bu nedenle toplumda illegal mal ve hizmetler organize suçluluk tarafindan arzi gerçeklestirilen bir talep olarak ortaya çikmaktadir. Organize suçluluk, kazanç ve güç saglamak için fonksiyonel is bölümü ve hiyerarsik bir düzen içinde faaliyet gösteren faillerden olusan bir yapilanma içindedir. Bu suçlulugun diger bir özelligi, kisa zamanda ve hizli bir biçimde kazanç saglayabilecek, maliyeti düsük, yakalanma riski az olabilecek alanlari tercih etmesidir. Organize suç örgütleri illegal ve legal faaliyetlerini siki bir biçimde baglantilandirmaktadir. 2- KONUYLA ILGILI ÖNCEKI MECLIS ARASTIRMA KOMISYONLARI RAPORLARI Raporun konu ve kapsamiyla ilgili olmalari sebebiyle daha önce asagida belirtilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Arastirma Komisyonlarinca düzenlenen raporlarin özeti ilgililere isik tutmasi amaciyla rapora kaydedilmistir. a. Hayali Ihracaat Hayali ihracat iddialarina arastirmak üzere teskil edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Hayali Ihracat Arastirma Komisyonunun (10/5,8 Sayili) raporunda: Ihracati tesvik amaciyla alinan hukuki idari ve mali tedbirlerin birçok suistimale yol açtigi ve Türk Kamuoyunda hayali ihracat denilen olaylari dogurdugu, bunun üretim artislarina yol açmayan dis rekabet sartlarina uymayan ve kisa vadeli kâr gözeten bir yapi gösterdigi vurgulanmistir. Hayali ihracatin, ihraç edilen ürünlerin degerinin üzerinde veya gerçekte mal ihracati olmadigi halde, belge üzerinde olmus gibi gösterilerek, gösterilen ihraç degeri üzerinden % 0 pirim alinmak suretiyle gerçeklestirildigi, bu amaçla çok sayida paravan sirket kuruldugu, hayali ihracat yaptigi tesbit edilen firmalar hakkinda bir çok kurum denetim elemanlarinca denetim raporlari düzenlenmesine ragmen, bu raporlarin (346 adet) isleme konulmayarak önce Hazine ve Dis Ticaret Müstesarliginda, daha sonra DPT'de uzun süre (16 ay) bekletildigi, Eski Basbakan Turgut ÖZAL imzali 12.11.1987 tarihli 38680 sayili talimatla bu konudaki tüm yetkilerin DPT'de toplandigi, bu arada hakkinda olumsuz rapor bulunan firmalara (256 adet) haksiz tesvik ödemelerinin yapildigi, anilan firmalara ödemeler yapildiktan sonra sözkonusu raporlarin isleme konuldugu, konunun DPT, Hazine ve Dis Ticaret Müstesarligi, Merkez Bankasi, Maliye ve Gümrük Bakanligi ve Emniyet Genel Müdürlügü boyutlarinin oldugu, hayali ihracat sonucunda hayali ihracata karisan 256 adet firmadan 143 adet firmanin yapmis oldugu ihracatlarin tamaminin hayali oldugu, 1984- 1990 yillari arasinda hayali ihracat sonucunda sözü edilen firmalara o günkü fiyatlarla 2,5 Trilyon lira haksiz yere tesvik ödemesi yapildigi, Hazine ve Dis Ticaret Müstesarligi Kontrolörlerince bu konuyla ilgili düzenlenen ve suç iddialari

ni içeren raporlarin ilgili adli mercilere intikal ettirilmeyerek zamanasimina ugratildigi,hayali ihracatin gerçeklestirilmesinde rol oynayan kisiler düsünüldügünde konunun siyasî boyutunun da bulundugu, belirtilmistir. Ayrica, Sonuç Bölümünde ise aynen; ``Sonuç olarak ihracat artirmak, bu alanda görülen mevcut tikanikliklari gidermek bahanesiyle 7/10624 sayili Bakanlar Kurulu Kararinda belirtilen esaslari kanunsuz emir ve talimatlarla degistirmeye giden ve bunlarin uygulanmasini saglayarak Hazineyi büyük oranda zarara ugratan dönemin birkisim yetkili siyasîleri ve bürokratlari ile sonradan yapilan bütün yasal prosedürden yoksun islemleri 7/11237 ve 7/11509 sayili Bakanlar Kurulu Karariyla yasal hale getirmeye çalisan ihracat islemlerinden sorumlu dönemin Bakanlari ile Basbakan sorumludur. Bundan dolayi bu kisilerin yukarida açiklanan yöndeki iylemlerinin sorusturulmasi ve yargi mercilerinin denetiminden geçirilmesinin gerekli oldugu düsünülmektedir. Böylece gelecekte benzer olaylarda devlet parasina göz dikebilecek kisiler ve bunlara destek olacak bürokrat ve siyasîler için caydirici bir etki saglanabilecektir.'' denilmistir.(Ek:53)

b. Faili Meçhul Cinayetler Ülkemizin Çesitli Yörelerinde Islenmis Faili Meçhul Cinayetler Meclis Arastirma Komisyonunca (10/9) hazirlanan 12.10.1995 tarihli raporda: Giris bölümünde, Meclis Arastirma Komisyonlarinin yetkilerinin kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye yeterli olmadigi, genellikle ülkemizde gündemi olusturan bir konu karsisinda bu konularin Meclis Arastirma Komisyonlarinca arastirilmaya çalisildigi, Meclisin; Arastirma Komisyonlari kurararak olaya el koymasi üzerine kamuoyunun beklentiye itildigi, somut bir sonuç görülmek istenildigi, ancak Meclis Arastirma Komisyonlarinin yetkilerinin somut sonuçlari elde etmeye yeterli olmadigi, neticede de; yetki sinirlamalari nedeniyle kamuoyunun ve Meclis'in beklentilerine cevap verilemedigi, Komisyonlarinin görevinin faili meçhul siyasal cinayetleri isleyen kisileri ortaya çikarmak ve yakalamak olmadigi, Meclis Arastirma Komisyonlarinin hükümeti denetlemek görevini yaptigini, bu konuda hükümetin bir ihmal ve kastinin bulunup bulunmadiginin tesbiti ile alinmasi gereken önlemlerin alinmasini tavsiye etmek oldugu açiklamalarina yer verildikten sonra; Raporun devaminda terör eylemleri ve adi nitelikteki eylemler neticesi meydana gelen faili meçhul cinayetlerin faillerinin tesbitinin görev ve yetki alanlarinin disinda oldugu vurgulanarak., faili meçhul cinayetlerin nihai amacinin devleti çalisamaz hale getirmek, toplumda yilginlik ve bezginlik yaratmak ve kargasa ortamindan yararlanmak oldugu belirtilmistir. Bu Komisyonun görev süresi içersinde ilgili Bakanliklardan bildirilen faili meçhul siyasal cinayetler toplam sayisinin 908 oldugu, daha sonra 218 faili meçhul siyasal cinayetin faillerinin bulundugu tesbitine yer verilmistir.Devamla, olaganüstü Hal Bölgesinde, terör olaylari yüzünden göçlerin yasandigi, yasam sartlarinin zorlasmasinin suç oranini arttirdigi ifade edilmistir. Vatandasin isçi alimlarinda partizanlikla karsilastigi, bölgeye yapilan atamalarda liyakata dikkat edilmedigi, bunlarin vatandas üzerinde güvensizlik yarattigi, bu bölgede görev yapan kamu görevlilerinin vatandasa iyi mumamele etmedigi, tecrübesiz oldugu; kamu kuruluslari arasinda koordinasyonun bulunmadigi, bölgedeki cezaevlerinin yönetiminin devlet yerine, mahkumlarin elinde oldugu, buralarda rahat ortam bulan örgüt militanlarinin disarida yapilacak eylemleri planladigi ve uygulama emirleri rahatça verdigi, sempatizan olarak cezaevine giren tutuklularin çok iyi siyasî ve askeri egitim almis militan olarak cezaevinden çiktigi, vatandasin sessiz ve çaresiz oldugu, Devletin Anayasa ile çizilmis yetki ve görev ayrimina ragmen hukuk kurallarini tanimayan ve istedikleri zaman istedikleri kurallari uygulayan kisiler ve kurumlarin bulundugu, Devletin içinde oldugu izlenimi edilen birtakim odaklarin devlet içerisinden temizlenmesi ve hukuk kurallarinin hakim kilinmasi için Devletin otoriteyi ele almasinin zorunlu oldugu, bu yapilmadigi takdirde bu odaklarin Devlete hakimiyetlerinin ve hukuka aykiri davranislarinin devam edecegi, hukuk devletlerinde her türlü hukuk disi olusumun fark edildigi anda ortadan kaldirilmasi gerektigi, hukuk devletinin yetkili kuruluslarinin, hukuk disi olusumlarin faaliyetlerinin devam etmesine göz yummalari durumunda bundan hukuk devletinin zarar görecegi, Belirtildikten sonra; görülen söz konusu aksakliklar üzerine getirilen önerilerde, yargi organlarinin her açidan bagimsiz ve güvence altinda olmasi ve her türlü tehditlere karsi korunmasi, hukukun üstünlügüne inanan ve hukuk kurallarina bagli yeterli sayida hakim, savci ve güvenlik görevlisinin istihdam edilmesi, emniyet güçleri üzerinde idarenin yeterli denetimi kurmasi, emniyet güçleri içerisinde hukuk disi olusumlara izin verilmemesi, kisi ve kurumlarin hukukun çizdigi çerçeve içerisinde kalmasinin gerekli oldugu, yasadisi faaliyetlerin odak noktasi olan ve sayilari hergün artmasina ragmen teröre karsi yapilan mücadelede etkili olmayan koruculuk sistemine son verilmesi, olaganüstü halin kaldirilmasi,devlet itirafçi iliskisine son verilmesi, polis özel timlerinin kullanim seklinin degistirilmesi, istihbarat hizmetlerinin desteklenmesi (kanunen yetkili birimlere birakilmasi ve bu konudaki karisikligin önlenmesi), polisin faili meçhul cinayetleri önleyecek bir yapida düzenlenmesi, cezaevlerinin islah edilmesi v.b. yönünde çalismalar yapilmasi, tedbirler alinmasi önerilmistir. (Ek:54)


Devamı




FastCounter

 

Hit Counter

  Anadolu Türk Ä°nterneti

 

Güncelleştirme : 24.08.2021 - 15:50