Header $articleheadline_he$ "ArticleHeadline" Detay Sayfa Header

 

 

     

 

 

 
2021-08-24

Detay Sayfa

Tüm Dosyaların Listesi

News Database Template Page Example

Yılmaz Niye Böyle?

23/2/2001 - 11:00 - AtinÄ°lgili BaÄŸlantı Yorumlar Bu Yazıyı Bir Tanıdığına Yolla Bu Yazıyı Yazdır  

      

Geçenlerde Radikal gazetesinde Avni Özgürel'in "Yılmaz niye böyle?" başlıklı bir yazısı çıktı. Güzel bir Mesut Yılmaz tahlili.

Başbakan ve yardımcılarının krize neden olduğu MGK toplantısından kısa bir süre önce yazılmış olan bu ilginç tahlili, okumamış olanlar için aynen yayınlıyoruz:

Avni Özgürel
13 Åžubat 2001
Radikal


Yılmaz niye böyle?
Haber ResmiYakınlarının, 'Alışılagelmiş anlamda siyaseti bilmez' dediği ANAP lideri Yılmaz'ın söylentilere karşı kayıtsız tutumu, hiç ilgisi olmayan işlerde bile aleyhine olumsuz hükümlere yol açıyor

Mesut Yılmaz ANAP liderliğine adaydı ve kardeşi Turgut Yılmaz bir sohbette ağabeyini tarif ediyordu: "Tank gibidir. Hedefini belirler ve yürür. Etrafta ne olup bittiğine hiç bakmaz!."

Bu sözlerin gerçekte "Ağabeyim siyaseti pek bilmez" manasına gelip gelmediğini sorduğumda: "Alışılagelmiş manada siyaseti diyorsanız bilmez. Ama tarzı bu. Çok düz bir insan. Ve bana göre Türkiye'nin şimdi ona ihtiyacı var" demişti.

El - hak aradan geçen yıllar bu hükmün 'tank' kısmını doğruladı. Yılmaz zaman içinde yavaşlığının tefekkürden değil 'manuel' karakterinden kaynaklandığını, manevra kabiliyetinin kısıtlı olduğunu, istese de fazla değişemeyeceğini, hantallığı dolayısıyla hassas işlere hiç uygun olmadığını, çalışırken mutlaka kırıp dökerek göze batacağını ve kaş yapayım derken göz çıkaracağını kanıtladı.

ANAP liderinin 'karanlığı' ve 'arka sokakları' genel başkan olduktan sonra öğrendiği ama giderek sevdiği açık. Öyle ki çoğu kez düz yollar boşken dahi Yılmaz sırf bu tutkusunu tatmin için, üstelik çevresine 'kestirmeden gittiği'ni söyleyerek labirentlere dalıp çıkmaya başladı. 'Bağlıları' hikmet var zannıyla bu davranışlarını onaylasa da; tabii ki, bir tank ara sokaklardan nasıl geçerse onun da öyle geçtiğini, arkasında kimsenin teşhiste zorluk çekmeyeceği hasar/iz bıraktığını söylemeye gerek yok.

Bu portrenin iç dünyasının 'ben' üzerine inşa edilmiş olduğu sanırım kolayca tahmin edilebilir. Ailesine dönük ilgisini doğrudan değil sekreteryası üzerinden gösterdiği, resmi görevleri dışında kendisiyle ilgili konular da dahil sorumluluk üstlenmekten hazzetmediği, unutkanlığına bile kendi dışında bir sorumlu bulduğu ve ilah.

Açık söylemek gerekirse böyle bir tipin - burada onun ruh dünyasından söz ettiğimiz için tip kelimesini kullanmak daha uygun -rüşvet alması çok zor. Paraya itirazı olduğu ya da ihtiyacı olmadığı için değil; ister doğrudan ister dolaylı talepkâr olmayı kendine biçtiği hükmeden adam rolüne uygun bulmadığı için zor. Yılmaz'ın merakı paraya sahip olmak değil onun trafiğini kontrol etmek! Bu yüzden kaynaklardan kimi yararlandıracağına karar verme gücünü elinde bulundurmakla, bunun kanallarını açıp kapatabilmek ve imkân sağlayan adam sıfatıyla tahakküm kabiliyetinin arttığını görmekle tatmin olduğunu düşünmek daha mantıklı.


Yanlış hesap
Politikayı oynamaktan hoşlandığı briç gibi taktik ve hamle zinciri olarak gören ama tıpkı oyun masasındaki gibi siyaset sahnesinde de stratejiden ziyade hevesleriyle hareket eder görünen Yılmaz, her 'hedefe kilitlenişinde' tuzağa düşen bir lider. Türkbank olayı bunun tipik örneği. Bir yandan Eyüp Aşık üzerinden Çakıcı'yla irtibata geçip onun Flaş TV'de Çiller'le ilgili açıklamalarını mahkemeye taşımayı istemesi, diğer yandan MİT kanalını kontrol edip bilgi açığını kapatmaya çalışması; DYP lideri çevresinde oluşmuş menfaat halkasını parçalama fırsatını kaçırmadan onun siyaseten çökertilmesiyle merkez sağın tek lideri olarak ortaya çıkmak arzusunun sonucuydu. Bu yönde gerek dönemin Cumhurbaşkanı Demirel gerekse kendisine yakın işadamları tarafından da alabildiğine teşvik edilen Yılmaz, çelmeyi kendi ayağına takıp yere yuvarlandığını anladığında ise iş işten geçmişti.

ANAP lideri şimdi 'Mavi Akım'da da rahatlığının ve pervasızlığının bedelini ödüyor. (Turgut Yılmaz'ın, Enerji Bakanı Ersümer'in, ENKA Holding'in sahibi Tara'nın, Gasprom yöneticileriyle müzakere ortamında göründüğü maruf fotoğrafı hatırlayın. O görüntünün sakillik olduğu ne kadar açıksa, rüşvet peşindeki bir adamın toplantının Anadolu Ajansı muhabirince belgelenmesine sessiz kalacağını düşünmek de o kadar mantık dışı...) Yapılacak işte Yılmaz'ın herhalde kişisel menfaati yoktu, ama tavrından kaynaklanan söylentilere kayıtsızlığıyla hakkında olumsuz kanaat beslemeye eğilimli çevrelerin elini güçlendirdi, onların inandırıcılığını artırdı.

ANAP liderinin yaşadıklarından hiç ders almadığını, aynı kabadayı üslubu tüm enerji ihalelerinde sergilemesinden de biliyoruz.

Ve sonuçta Mesut Yılmaz'ın bu tavrı, gerek kendisi gerekse partisi hakkında olumsuz bir imajın inşasını sağladı. Beş yıl önce 'öfkeli, beceriksiz ama temiz lider' diye tarif edilen Yılmaz kamuoyunda 'Çiller kadar kirli, belki daha fazla' kanaatini yerleştirmeyi başardı(!)


Demokrasi ve samimiyet
ANAP liderinin geçtiğimiz günlerde partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma basında yeterince yansıma bulmadı. Oysa demokrasi konusundaki endişelerini dile getirirken 'Attığımız adımlar çelmeleniyor. 2001'e girerken ümitliydik ama sorunlar daha da derinleşti' diyen Yılmaz birkaç ay içinde önemli gelişmeler beklediğini söylüyor ve bir müdahaleden endişe duyduğunun işaretlerini veriyordu.


Dokunulmazlık meselesi
Siyasi sistemi 'askıya' alma eğiliminin giderek güç kazandığını görmek için Yılmaz'ın yaptığı gibi decoder gerektiren derin analizlere pek ihtiyaç yok. Şimdilik sezilen
o ki bu isteğin İtalya'dakine benzer tarzda yürütülecek soruşturma zinciri, belge-bilgi-dosya eksiği ikmal edilmiş olmakla birlikte 'siyasi projesi' bulunamadı. Mevcutlardan birini ikisini devre dışı bırakıp, birini diğerine katmaya dayalı ve el yordamıyla şekillendirilen hesapların hazırlayıcıları nezdinde dahi fazla güvenilir bulunmadığına bakılırsa kısa dönem için 'çıkış yolu' arayışının süreceğini ama 'yeniden şekillendirme' niyetinin terk edilmediğini söylemek mümkün.

Bütün bu gelişmelere bakarak Yılmaz'ın kendisinin hedef alındığını sezmediğine
inanmak zor. Ama ANAP liderinin hâlâ günü kurtarmaya dönük adımların hesabını yaptığını görmemek de imkânsız. Oysa Yılmaz 'parlamenter dokunulmazlığının sınırlandırılmasını' öngören; kendisiyle ilgili tereddütleri ortadan kaldıracak yargı sürecini göze aldığının, Türkiye demokrasisini çağdaş standartlara oturtmak için Çankaya'dan seslendirilen 'yeni siyasi partiler kanunu'na destek verdiğini gösteren bir stratejik değişiklik yaparak pekâlâ akıntının önünü kesebilir. Keza Anadolu'ya sadece temel atma törenleri ve açılışlar için giden, sair zamanlarda konforlu mekânlarda görünen lider tablosunun siyasetin bütününe zarar verdiğini de farkedebilir.

Tabii bunların gerçekleşmemesi ve 'elle gelen düğün bayram' havasında bildik yolda pupa yelken anafora gidilmesi de mümkün. Ama öyle olursa herhalde kaybeden herkes gibi Yılmaz'ın da şikâyetlerine gerekçe bulması kolay olmayacak.


NOT: Türkiye'de soruşturma makamları da 'çivisi çıkmışlıktan' nasiplerini almış durumdalar. Bu yüzden ihtisas isteyen pek çok soruşturma yapılamıyor, eldeki bilgi ve belgeleri anlayıp yorumlayan da yok. Bu noktada dikkat çekici yeni atamaların yapıldığı Devlet Denetleme Kurulu yakın dönemde ön plana çıkarsa şaşırmamak lazım.




FastCounter

 

Hit Counter

  Anadolu Türk Ä°nterneti

 

Güncelleştirme : 15.10.2024 - 22:56