Sahibinin Sesi
[ 21/5/2000 - 11:00 ]  By Atin  anadolu@atin.org

Provakatör yine havladı. Herhalde sahibi bizden rahatsız, köpeği üzerimize salıyor. Aydınlık dergisi son sayısında yine yalan haber üreterek "Eymür Resmen ABD'ye iltica etti" diye yazdı.

Tasması Kimin Elinde?

Provakatör yine havladı. Herhalde sahibi bizden rahatsız, köpeği üzerimize salıyor.

Aydınlık dergisi son sayısında yine yalan haber üreterek "Eymür Resmen ABD'ye iltica etti" diye yazdı.

"Eymür resmen aranıyor" şeklinde yalanlara devam eden provakatör dergi "Savcılara adresini veriyoruz" diyerek adres ve telefon da verdi.

Provakatör yayın organının en büyük taktiği "adres ve fotoğraf vererek" kişileri, yandaşları terör örgütlerine hedef göstermektir. Bu şekilde kaç devlet görevlisini şehit etti bu vicdansızlar. Hala aynı taktiği uyguluyorlar.

Benim, ne "Hizbullah"la,

Ne "yabancı istihbarat teşkilatları ile",

Ne de "Türkiye'deki gelmiş geçmiş terör olayları ile" en ufak bir organik bağlantım yok.

"Pentagon"da iddia ettiğiniz gibi bir odam mevcut değil. Pentagon'un kapısını bile görmedim.

Emekli olduktan sonra, CIA dahil hiç bir ABD resmi kuruluşu ile irtibatım olmadı.

"Fettullah Gülen"i hiç görmedim ve tanımadım. Esasında kendisini tanımak ve konuşmak isterdim.

ABD'ye "iltica" etmedim.

"Cengiz Çandar"la hiç bir toplantıda beraber olmadım dolayısıyla el ele dolaşmam da mümkün değil.

"Çiller Özel Örgütü" diye bir örgütün varlığından haberim yok. Siyasi veya ideolojik hiç bir toplulukla herhangi bir bağım ve yakınlığım olmadı.

Hiç bir resmi makam tarafından "aranmıyorum". Aranmamı gerektirecek bir suç işlemediğim gibi böyle bir yargı kararı da yok.

Peki siz bütün bu yalanları nasıl uyduruyorsunuz?

"Eymür resmen aranıyormuş" Hangi savcı, hangi hakim "arandığımı söylüyorsa" ismini açıklayın.

Gerçi bir yerde size haksızlık etmemek lazım.

Bu "adice", "şerfsizce" yalanları siz uydurmuyorsunuz. Tasmanızı kim elinde tutuyorsa, o uyduruyor. Siz sadece satılık bedenlerinizin karşılığını ödüyor, aldığınız talimatları yerine getirip havlıyorsunuz. Sizler bu toplumun hastalıklı hücreleri, "sahibinin sesisiniz"

İstediğiniz kadar, avazınız çıktığı kadar havlayın.

İşe yaramadığınızı görüp sahibiniz sizi itlaf edene kadar havlayın.


Artık sonunuz geldi, havlamanıza da kimse aldırmıyor...