Aileyi Satan Var mı? 02
[ 22/4/2000 - 11:00 ]  By Atin  anadolu@atin.org

PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN kendisine yönelik başarısız bir suikast girişiminde bulunulduğunu doğruladı. ÖCALAN , “Mesut YILMAZ 'a savaşın bitirilmesi için gönderdiği kardeşlik ve barış önerilerini içeren mektubuna karşılık, kendisine bombayla cevap

Mesut'un Kendisi 20 Aralık'ta Haber Yollamıştı

Dün bu sayfada, Yalçın KÜÇÜK'ün "Aydınlık Zindan" isimli kitabından yaptığımız bir alıntıya yer vermiştik. Kitabın başka bölümlerinde de aynı iddialar yer, yer tekrarlanmaktadır.

Şimdi geriye dönüp o günlerde neler olmuş, neler söylenmiş bir göz atalım.

"DEMOKRASİ Gazetesi
14 Mayıs 1996

Suikaste Rağmen Ateşkes Sürüyor

PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN kendisine yönelik başarısız bir suikast girişiminde bulunulduğunu doğruladı. ÖCALAN , “Mesut YILMAZ 'a savaşın bitirilmesi için gönderdiği kardeşlik ve barış önerilerini içeren mektubuna karşılık, kendisine bombayla cevap verildiğini”söyledi.

Önceki akşam MED TV ’de Günay ASLAN 'ın hazırlayıp sunduğu Panel programında son siyasi gelişmeler değerlendirildi. Programa, Abdullah ÖCALAN ve Mahir KAYNAK 'ın (telefonla) yanısıra Sürgünde Kürdistan Parlamentosu Başkanı Yaşar KAYA , gazeteci-yazar Mehmet YILMAZER , Mahir SAYIN , Doğan ÖZGÜDEN , Taylan DOĞAN ve Fehmi ERBAŞ katıldı.

Programa telefon bağlantısıyla katılan PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN , son günlerde basında çıkan ancak netlik kazanmayan suikast girişimine değinerek, şunları söyledi:

“Tansu ÇİLLER 'in, 500 milyarlık ödeneği bize karşı kullandığı belirtiliyor. Üç yıllık iktidarı döneminde kimbilir kaç kez aynı durum yaşanmıştır. Türk halkı cebinden alınan paraların nereye harcandığını ortaya çıkarmak istiyorsa, bu gibi olaylar incelenmeli ve hesap sorulmalıdır. Bize yönelik yapılan bu saldırının kimin kararı ile geliştiği yönünde Türk Hükümetinin mutlaka bir açıklama yapması gerekiyor. Bu suikast girişimi sıradan bir olay değil, bir savaş ilanıdır ve Türkiye için çok önemli sonuçları olacaktır.”

“Suikastin yapıldığı dönemde Çankaya Köşkü'nde mini zirve toplandığını” öne süren ÖCALAN , 50 günlük Başbakanlığı döneminde tek bir icraatı olmayan Mesut YILMAZ 'ın bütün umudunu bu olaya bağladığını belirterek, “YILMAZ , düzenlediği basın toplantısında ciddi bir beklenti içindeydi. Suikast girişiminin amacına ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek için sabırsızlanıyordu.”dedi.

“İmha planı tutmadı.”

Suikast planının bir devamı olarak Güney Kürdistan'a 40 bin kişilik bir güçle girildiğini kaydeden ÖCALAN , suikastle ilgili ajanların YILMAZ 'a verdiği yanlış bilgi üzerine birliklerin hemen Güney'e girmesine izin verdiğini, ancak bilginin yanlış olduğu ortaya çıkması üzerine ordunun çekildiğini belirtti. ÖCALAN şunları söyledi: “ Güney'de yapılmak istenen plan ECEVİT 'in planıydı. Ordu Güney'de kalacaktı. Garzan, Amed ve Dersim'deki kapsamlı saldırılarda da gerillaya darbe vurulacaktı. Ancak bu planlar suikastin başarılı olmamasından dolayı hayata geçirilemedi. ECEVİT bu tür planlarla kendisini ikinci Atatürk olmaya hazırlıyor. Bu savaşı Mesut YILMAZ 'la birlikte yürütmek istediği anlaşılıyor.”

“En büyük katkıyı İsrail sundu”

Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik BİR 'in İsrail'e yaptığı gezide yapılan askeri anlaşma ile Mısır 'da yapılan “Terör Zirvesi "ne dikkat çeken ÖCALAN , bu zirvede kendileriyle ilişkisi olan güçlere gözdağı vermek istendiğini, YILMAZ 'ın Antakya'da yaptığı konuşmada”PKK 'dan desteğinizi çekmezseniz bu bir savaş ilanı olur”açıklamasını hatırlattı. ÖCALAN , konuşmasını şöyle sürdürdü: ”Teröre karşı olduğunu söyleyen ABD bu operasyonu bilmiyor mu? bunu açıklamalıdır. Aynı soru İsrail 'e de sorulmalıdır. Aynı çağrı Türkiye için de geçerlidir. Bu operasyonu kim nasıl emretti? Kimin bu işte ne kadar parmağı var?

Aynı dönemde ABD ve İsrail basınında bizimle ilgili bazı yazılar çıktı ve burada açık hedef gösterildik. Bunlar dikkat çekicidir. Ayrıca aynı dönemde Clinton Güney Kürdistan'da PKK ve İran 'ın harekat sahalarının genişlemesinden duydukları kaygıyı dile getiren bir açıklama yaptı. ABD 'nin Irak , Güney ve bölge planını bozduğumuz için bizi uyarmak istemiş, hatta bizi ortadan kaldırmak hesapları içine girmiş olabilir. Yeri gelmişken buna da değineyim; Güney'de bazı işbirlikçi güçler bizim tasfiyemizin kesinlikle bu şekilde olmasını istiyor. Güney'de bize yönelebilecek tehlikenin azalması, başka bir yönde tehlikenin büyüyeceğini gösteriyor. İsim vermek istemiyorum ama herkesin bizimle ilgili hesabını çok iyi yapmasını istiyorum. Türkiye ve ABD ile bu tür ilişkiye girenleri uyarıyorum. Durumlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Aksi durumda savunma hakkımızı kullanırız.”

Genelkurmay 'ın,”son beş ayını yoğun bir şekilde bu plan üzerinde çalışarak geçirdiğini” belirten ÖCALAN , savaşın maliyetinin Türk halkından saklandığını, gelişmelerini üstünün, dosya savaşları gibi oyunlarla örtüldüğünü anlatarak, şöyle devam etti:

“Mesut YILMAZ 'a mektup yolladım. Bu mektupta kardeşlik, barış ve savaşın bitirilmesini önerdim. Karşılığındaysa bomba aldım. Açık söylüyorum, savaş tutkunu değiliz. Her an barışı istiyoruz. Ateşkes halen geçerlidir. Bu suikaste rağmen sorunun masada görüşülmesinden yanayız. Dünyada buna benzer bir çok sorun masada diyalog ile çözülüyor. Biz tüm saldırılara rağmen bu savaşı durduralım diyoruz. Fakat Türkiye Devleti savaştan başka bir şey tanımıyor. Oysa savaşta da başarılı değildir. Barış olmazsa, savaş için de son derece hazırlıklıyız."

* * * * *

Aynı dönemlerdeki bir başka konuşma ile devam edelim. Terör Örgütü'nün başı Abdullah ÖCALAN ve PKK'nın askeri kanadının başı Cemil BAYIK bakalım ne diyorlar:

“Yaşanan Patlama Olayı, Tarihle En Şiddetli Hesaplaşmadır

A. ÖCALAN: Bu son büyük bombalamadan ötürü, hem sizlere geçmiş olsun diyorum, hem kutluyorum. Genel Başkanlık Karargahı olarak değerlendirilen bu sahaya yönelik büyük bombalama, güncel gelişmelerinde ışığında iyice anlaşılıyor ki çok önemli bir Genelkurmay planlamasının yine çok önemli bir halkasıymış. Her geçen an bilgileri biraraya getirdiğimizde ve yeni gelişmeleri de buna eklediğimizde gerçekten kapsamlı bir planla karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlıyoruz.

Hiç şüphesiz bu son planlama değildir. Daha da yeni bir planlamayı ardı arkasına geliştirecekleri veya genel planlamanın bir başarısızlık temelinde kendisine yeni bir başlangıç yaptırma biçiminde yürürlükte kılmak isteyeceği açıktır.

Bu planlamanın etkisinden sıyrılınca, PKK için artık yeni bir dönem başlıyor. Bildiğiniz gibi sıcak savaş sahası Ortadoğu, TC 'nin kontrolu dışındadır. İlk altı ayda sanırım pek de Türk Genelkurmayı 'nın ve MİT 'inin farkedemeyeceği bir çalışma yürütülüyor.

Şimdi gelelim yeni planlamalara. Bu durum açığa çıkınca, Türk Genelkurmayı 'nın yeni planı kesin hatlarıyla, bu enson bombalamaya yol açaçak kadar kapsamlı ele alınıyor. 96 yılbaşından itibaren gelişmeleri birkez daha gözden geçirirsek, Çevik BİR 'in bazı gizli temasları var. İsrail 'e birkaç kez gidip geliyor. Şimdi neden bu plan için İsrail ilişkisi çok önemli görülüyor. Yeni dönem planlaması için Şam , temel hedef olarak belirleniyor. İsrail 'siz Şam 'ı vurmak mümkün değil. Hem siyasi hem de teknik nedenlerle burayı vurmak için ayrıca Amerika onayı ve desteği gerekiyor.

Türkiye-İsrail stratejik ittifakı, ABD 'nin desteğini getirdi. Türkiye 'nin Ortadoğu'da biraz daha güçlenmek istediğini Mısır Şarl-El Şeyh 'deki zirveden anlıyoruz. Bu zirvenin en önemli amacı Suriye 'yi çekmekti. Suriye yönetimi bunun bir tuzak olduğunu anladı ve toplantıya katılmadı. Eğer gitseydi Suriye 'ye bazı kararlar kabul ettireceklerdi. PKK 'yı bırak, Hamas 'ı bırak, Hizbullah 'ı bırak sana istediğin imkanları vereceğiz diyeceklerdi. Tabii Suriye 'nin bunu yapması, kendisinin direniş çizgisinden çekilmesi demektir.

Mesut YILMAZ 'ın 20 Nisan tarihindeki Antalya ziyaretinde yaptığı konuşmasında Suriye 'ye karşı alınan cephe çok açık ;”Suriye PKK 'dan vazgeçmez ise cezasını çekecektir.”ABD basınını izlediğimizde Güney Lübnan 'da ateşkes olması hiçbirşey ifade etmez, esas tehlike Şam 'dadır. Şam hedef alınmalıdır açıklamaları mevcuttu. Arkasından bu patlama olayı gerçekleştirildi.

Şimdi bombalama olayını ele alalım. Sanırım en az bir ton patlayıcı ki, yepyeni bir model Amerikan tekniği ile hazırlanan bir patlayıcı olabilir. Bizim o akşam yaptığımız telefon konuşması vardı. O konuşmanın burda yapıldığı sanılıyor, bizim diğer ev var. Buranın ana karargah olduğu, telsiz- telefonun sürekli burada konuştuğu, dolayısıyla bizim burada olduğumuz kesinleşiyor. Teknik olarak etkisi hemen yanına değil de metre olarak buraya göre ayarlanmış, fakat iki kapı var, birbirine benzeyen, herhalde orda teknik hata yapılıyor. Bomba patlıyor. İşte bildiğiniz gibi. Aslında etkisi çok büyük fakat uzakta patlaması belki bu yerleri sarsmış. En az 6 kurmay planlamasına göre yapımızın büyük kısmının imhası, eğer yeni bir patlama olsa gerçekleşecek. Gazetelerde Genelkurmay Başkanı 'nın Diyarbakır 'ı ziyaret ettiği yazıyor ve büyük operasyonlar başlıyor. Büyük ihtimalle burası başarıya ulaşsa, işte baş kaybedilirse, organlar kolay etkisizleştirilecek.

Clinton bir gün öncesinde demeç verdi ”Kuzey Irak 'ta PKK ve İran çok faal” bu demektir ki, ”Ortadan kaldırılmamız gerekir” hepsi böyle üst üste geldiğinde işte bu bombalamanın başarısıyla birlikte, plan gereği Güney'e girilecek.

Şimdi bu son planın diğerlerinden farkı çok açık, işin içine tümüyle Türk Genelkurmayı girmiş, tüm ordu birliklerini harekete geçirmiş, ABD 'nin onayını almış. İsrail 'in desteğini tam almış ve yine hedef yalnız PKK değil, İran ve Suriye 'yi hedef almış. PKK 'nın tasfiyesi ABD 'nin de İsrail 'in de işine geliyor. Irak kontrol altına alınıyor. Suriye kuşatılıyor.

Stratejik ittifak, stratejik plan TC için belki de tarihin en olumsuz bir adımı olarak rol oynayabilecek. Tabi vaz geçer mi plandan? Sanmıyoruz vazgeceğinden, zaten birlikleri hareket halinde. Burada bu bombalamayı yapan başka bir bombayı da şimdi hazırlıyordur. Belki de gölgemizi takip eder.

Mesut 'un kendisi 20 Aralık' ta haber yollamıştı. O açığa çıktı. ”PKK önderliği kendisini mutlaka korumalı, Tansu ÇİLLER, kazanmak için cinayet işleyecek ”. Şimdi kendisinin kalıcı bir Başbakanlığı için böyle bir komploya ihtiyacı var.

Bu bombalamayı bizzat kendi gözlerinizle gördünüz. Bunu bütün PKK içine düşmüş bir bomba gibi değerlendirebilirsiniz. Bombanın örgütleniş şekline bakın, arabanın bütün parçalarını karış karış ufalayabiliyor. Bunu sanırım çarpıcı olarak gördünüz ve o gökten saçan alevler ve uzun süre her tarafımızı boğan sis, başımıza düşen parçalar, sadece bunu size biraz hissettirdik. Biz bunu uzun süredir, söz gücüyle size hissettirmeye çalışıyorduk. Tabi söze tam gelmiyorsunuz. Kafalarınızı yıllardır dağa taşa vuruyorsunuz, o da sizi fazla yumuşatmadı. Ama bu bombalama sanırım biraz başınızı yumuşattı.

Bomba çok şiddetlidir, arkasındaki planı gösterdik, hedefini gösterdik, tam başarısı halinde hiçbir şey kalmayacaktı. O zaman yine ciddiye almamak, eskiden yaklaştığınız gibi yine sigara içip ”boş ver geleceği varsa, göreceği de var” biçiminde akmakça yaklaşımlarınıza son vermeniz gerekiyor. Aynı zamanda bombadan çıkaracağınız en önemli sonuç, bomba hiç aman tanıyor mu? Hiç sana” buran eksik, şuran eksik diyor mu? Aman tanıyor mu? Tanırsa bak bütün plan sistemi boşa çıkıyor. Dolaysıyla şiddeti kadar, onun amaçsızlığı kadar, sen de kesin, amansız ve şiddetli olacaksın.

CEMİL BAYIK: Bence olaydan çıkarılması gereken şu olmalı : Yani Türk Genelkurmayı , savaşın gerçekte bu zeminde yürütüldüğünü gördüğü için savaşı bu zemine kaydırdı. Ve savaşı bu zeminde kazanmak veya kaybetmek istiyor. Tümüyle aslında kendini buna göre düzenlemelidir. Bu oldukça önemlidir bence, diğer alanlar tali duruma düştü. Eskiden Bir Güney Kürdistan bizzat bu durumdaydı, fakat son gelişmelerle birlikte bu saha esas hedef oldu, Orası ikinci plana düştü.

A. ÖCALAN: Ben burada sıradan bir mülteci gibi yaşamıyorum, yaşamam mümkün değil. Gerçek bir savaş karargahı gibi biz Ortadoğu'yu hem de halklarıyla birlikte, önderlikleriyle birlikte yaşama şerefini gösterdik. Savaşma onurunu gösterdik. Bir bomba bugün oraya düştü, bir başka gün içine düşer. Hiç mühim değil, savaştır.

Bu düşman hiç bir adalet demeyelim artık, yani bomba tarzı çok ilginç yani. O zaman bizim de bomba tarzımız, çok ilginç olmalı. Mesela biz de onların karargahları var, kitleleri var, bir çok alanları var. İşte biz ne güne duruyoruz.

Ögrendik bir şeyler, büyük sabır gösterelim. O beş ayda planladı. Bizde bazılarını beş ay, bazılarını bir yıl, bazılarını bir ayda planlayalım. Ne güne duruyoruz? O örgütlüyor en zor yerde örgütlenme yapıyor. Biz niye kendi köylerimizde kentlerimizde birimler örgütlemeyelim, birçok patlayıcıyı da bizde patlatabiliriz. Operasyonları pahalıya patlatabiliriz. Niye gerekeni yapmayalım? Bunun için gayet tabi, önce sonuna kadar örgüt? planlayan, eylemi planlayan, yönetimi planlayan bir kişilik, bir yönetim, bir komutan gereklidir sanırım.

Bu büyük patlama bütün konularda bizim için en iyi uyartıcı bir ders olmuştur. Ben bu temel de tekrar diyorum ki, hem bu bomba nedeniyle partimize, halkımıza geçmiş olsun ve aynı zamanda ortaya çıkan bu çok önemli gelişmeler nedeniyle kutlu olsun.

* * * * *


Evet bu iddialara, inanmak zor. Ülkeyi yönetenlerin hırsları için, yeraltı dünyası ve terör örgütleri ile işbirliği yaptıklarını düşünmek, korkunç bir kabus gibi geliyor insana. O zaman bütün bu mücadeleyi niye yaptık, bu kadar şehidi niçin verdik, bu noktaya nasıl geldik diye kendi kendine soruyor insan. Niye, niçin, nasıl..?