İhtilali Nasıl Önledim
[ 12/4/2000 - 11:00 ]  By Atin  anadolu@atin.org

Bir gazeteci dostumuz mektup yollayarak "o dönemlerde, aralarında sizin de olduğunuz bir grup önemli insanın Baltalimanı Polis Moral Eğitim Merkezi'ndeki bir toplantısından bahsediliyor. Belki içereği uzun yıllar

Bir gazeteci dostumuz mektup yollayarak "o dönemlerde, aralarında sizin de olduğunuz bir grup önemli insanın Baltalimanı Polis Moral Eğitim Merkezi'ndeki bir toplantısından bahsediliyor. Belki içereği uzun yıllar sonra ortaya çıkar ancak böyle bir toplantı yapıldı mı? Ki, bu toplantının ardından çete ilişkilerine ilişkin bilgiler bıçak gibi kesildi. Bir nevi ateşkes gibi bir toplantıymış sanırım. Sakıncası yoksa bu konuyu öğrenmek isterim" demiş.

1998 yılında bir hayli yaygın hale gelen bu konuya kendi yönümden bir açıklık getirirken gazeteci dostumuzun merakını da gidermiş olacağımı zannediyorum.
* * * * *

ABD'de görevli olduğum dönemde, 1998 yılı Temmuz ayının ilk günü, MİT Müsteşarlığından bir kripto mesajı aldım:

"Bazı gazeteciler arasında, içlerinde Mehmet EYMÜR'ün de bulunduğu bir toplantının yapıldığı, muhtemelen Mehmet AĞAR, Korkut EKEN, Hanefi AVCI, Avni ÖZGÜREL ve başka şahısların da katıldığı toplantıda bir uzlaşma sağlandığı, ihtilale karşı bileşildiği vs. şeklinde çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır. Mehmet EYMÜR'ün toplantıya katılıp katılmadığı, katıldıysa detaylı bilgi verilmesini.

Not: Toplantının muhtemelen Mayıs sonları, Haziran başlarında İstanbul Baltalimanı Polis Moral Eğitim Merkezinde yapıldığı iddia edilmektedir."

O günlerde, "Çakıcı Bantları" bölümünde de görüleceği gibi, ÇAKICI grubundan Mesut YILMAZ grubuna, benim MİT'den uzaklaştırılmamı da içeren ağır bir baskı vardı. Bu sebeple ilk aşamada ABD'den geri çekilmem gerekiyordu. Geri çekilmeme gerekçe yaratmak için hemen her gün, benzer, suçlayıcı kriptolar alıyordum.

Bir kaç gün, bu yazıya cevap verip vermemekte tereddüt ettim. Sonunda aşağıdaki şifre mesajını yolladım.

"07/07/98

Sayın Başkan,

1998 yılı Mayıs sonlarında veya Haziran başlarında İstanbul Baltalimanı Polis Moral Eğitim Merkezinde benim de katıldığım bir uzlaşma ve ihtilale karşı birleşme toplantısı ile ilgi mesajınızı aldım ve şaka mı yapıyorsunuz, ciddi mi yazdınız anlayamadım.

Eğer ciddi olarak yazdınız sa bu bir İstihbarat Teşkilatına yakışan soru şekli olmamış. Hem (çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır) diyorsunuz, hem de bunun doğru olup olmadığını bana soruyorsunuz. Teşkilatın yöneticileri ya her duydukları dedikodu haberine inanacak kadar saf kalmış, ya da beni hiç tanımamışlar, veya bu yazıları beni rahatsız etmek için kasıtlı olarak yazdırıyorlar.

İhtilal mi oluyor ki ihtilale karsı birleşme toplantısı yapılıyor. Böyle bir toplantı yapılınca ihtilal önleniyor mu? Toplantıya katılanlar baba filmindeki gibi mafya üyeleri mi ki uzlaşma toplantısı yapıyorlar. Ne için uzlaşıyorlar. Birbirlerinin kanunsuz işine, birbirlerinin bölgesine karışmamak için mi?

Böyle bir toplantıya benim dünyanın bir ucundan, kimselerin haberi olmadan gelip katılmam normal mi ki toplantıya katılıp katılmadığım soruluyor?

Teşkilatımızın yöneticileri arasında Mehmet AĞAR, Hanefi AVCI ve Korkut EKEN'le görüşen, yakın dostlukları olan, onları himaye etmek için her gayreti gösteren, onlara sırtını dayayarak makamlarında yükselmeye çalışan kişiler var. Bu kişiler vasıtası ile sorup doğru mu, değil mı öğrenebilirdiniz. Bu yazılarınızı bir ibret vesikası olarak saklıyorum.

Benim Mehmet AĞAR ve diğerleri ile şahsi bir sorunum yok. Onlarla ilgili sorunlar mesleki ve ülke menfaatleri acısındandır. Onun için kimse bunu benim şahsi meselemmiş gibi göstermeye çaba sarf etmesin. Benimle uğraşacaklarına adalete yardımcı olmaya, Türkiye'de istikrarsızlık yaratan güçleri deşifre etmeye, bunların işledikleri suçları, yabancı unsurlarla ilişkilerini tespite çalışsınlar.

Yakın tarihlerde ismi manşet olan Mehmet KULAKSIZOĞLU, Yavuz ATAÇ'ın Teşkilata monte etmeye çalıştığı her türlü pis işin içinde olan bir banka dolandırıcısıdır. Yavuz ATAÇ'ın takdimi ve rahmetli F. İ.'ın yakını olduğunu belirtmesi üzerine bir müddet kullanmaya çalıştık. Ancak ben KULAKSIOĞLU'nun Bulgaristan'dan gelirken Edirne Gümrüğünde kendisini MİT mensubu olarak tanıtıp aranmadan geçmesi üzerine ilişiğini kestirdim ve de elindeki tarafımızdan verilen kimlik ve pasaportu aldırdım.

Teşkilatta benim her yaptığımın tersini yapmayı usul haline getirmiş bazıları (Müsteşar Şenkal ATASAGUN kastediliyor), şahsa ve onu takdim edip kişisel ilişkilerine devam edene hesap soracaklarına, KULAKSIZOĞLU'nun kimlik ve pasaportunu geri verdiler ve Teşkilatla ilişkisini devam ettirdiler. Şimdi MİT'te bazılarından himaye gören ve MİT mensubu geçinen bu adam, Türkiye'de istikrarsızlık yaratmak isteyen bir illegal grubun yöneticilerinden biri olarak gazete manşetlerinde yer alıyor. Bu ve bunun gibi yanlışlıklara o kadar çok misal var ki.

Tarık ÜMİT ve SUSURLUK konusu hem ülke yararına bir şeyler yapmak, hem de Teşkilatın varlığını ispat etmek için bir fırsattır. Ülke yararına hizmet etmek görevi ile önemli makamlarda bulunan Teşkilatın bazı yöneticileri, ülkede devam eden kaosu, çeteleşmeyi ve mafya hakimiyetini durdurmak için adalete ve devletin üst yöneticilerine korkmadan, küçük hesaplar yapmadan, her şekilde yardımcı olmalıdır.

Teşkilat, bilgileri, saklamak için değil, ülke yararına kullanmak için toplamaktadır. "Aman bana bulaşmasın" düşüncesi ile her şeye göz yumulması, bilgilerin saklanması, "Teşkilatı koruyorum" diye ülkenin istikrarsızlığına seyirci kalınması, sadece hiyerarşik kanallar içinde hesap sormaya ve doğruları söylemekten çekinmeyenleri pasifize etmeye çalışarak olayların geçiştirilmesi ülkeye bir yarar sağlamaz.

Sayın Başkan, mesajlar sizin imzanızla geldiği için doğrudan size yazıyorum. Esasında bu talimatları kim veriyorsa muhatabım odur. Benimle bir meselesi olan varsa doğrudan bana açık açık kendisi yazsın ben de cevabını vereyim. Teşkilatı ve Teşkilatın imkanlarını bir vasıta olarak kullanmasın. Mesleki ve ahlaki yönden bir hatam ve kusurum varsa her zaman hesap vermeye hazır olduğumu defaatle belirttim.

Yapılan haksız ve insafsız davranışlar, yakıştırmalar, artık unutamayacağım kadar çoğaldı.

Mehmet Eymür

Not: Son gelişimde Sn. Müsteşar'a oğlum Alp’in takip edilmesi ve arkadaşının takipçiler tarafından dövülmesi ile ilgili bir dilekçe vermiştim. Bu güne kadar dilekçeme bir cevap alamadım. Bu konuda cevap beklediğimi lütfen kendisine hatırlatır mısınız."


İşte, Sayın Gazeteci dostum, "Baltalimanı Polis Moral Eğitim Merkezinde İhtilali Önleme Toplantısı" hakkında bizim bildiklerimiz bu kadar. "Toplantı oldu mu, olmadı mı?", "Kimler katıldı?", " Neler konuşuldu?" gibi diğer hususları da, ismi geçen diğer kişilerden öğrenmeniz gerekecek.