SON TV Yazıları: DHKP-C’NİN SABANCI KATLİAMI
[ 19/2/2014 - 11:04 ]  By Mehmet Eymür  admin@atin.org

Yunanistan’da karargâh kurup, Yunan istihbaratı ile işbirliği halinde Türkiye’de kanlı eylemler yapan terör örgütü DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi- Cephesi), yanlış adrese yönelince yakayı ele verdi.

SON TV Yazıları: DHKP-C’NİN SABANCI KATLİAMI


Yunanistan’da karargâh kurup, Yunan istihbaratı ile işbirliği halinde Türkiye’de kanlı eylemler yapan terör örgütü DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi- Cephesi), yanlış adrese yönelince yakayı ele verdi. Geçen yıl 1 Şubat’ta ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine bir canlı bomba ile kanlı bir saldırıda bulunan ve bir Türk güvenlik görevlisinin ölümüne, biri medya mensubu üç kişinin de yaralanmasına neden olan DHKP-C’nin Yunanistan’daki bazı önemli elemanları, ABD’nin baskısı ile 10 Şubat 2014’de yapılan bir operasyonla yakalandılar.






YUNANİSTAN’DA DHKP-C OPERASYONU


10 Şubat 2014 Pazartesi günü, Yunanistan’ın başkenti Atina’da, terörle mücadele çerçevesinde evlerinde silah ve mühimmat bulundurma suçundan gözaltına alınan DHKP-C üyesi 4 Türk vatandaşı, sevk edildikleri Atina Mahkemesi’ndeki sorgulamalarının ardından tutuklandılar. Yunan polisi tarafından fotoğrafları ve kendi ifadelerine göre kimlik bilgileri yayımlanan dört kişinin, mahkemenin oy birliği ile aldığı karar uyarınca yargılanıncaya kadar tutuklu kalmaları kararlaştırıldı.


Atina’da başlatılan operasyonu kapsamında Selanik‘te de “Çetin” isimli bir Türk vatandaşının daha yakalandığı iddia edildi ama bu haber resmi makamlarca henüz doğrulanmadı. Yunan polisince yayınlanan zanlıların fotoğraflarında polis verilerine göre, Petar Petrov kimliğiyle görünen 49 yaşındaki kişinin Hüseyin Fevzi Tekin olduğu, 25 yaşındaki kişinin Bilgehan Karpat, 41 yaşındaki kişinin Cengiz Bayır (İsmail Akkol) ve 33 yaşındaki kişinin ise Murat Korkut olduğu belirtildi.






İsmail Akkol, 9 Ocak 1996 tarihli, Levent Sabancı Merkezi’ndeki katliamın faillerindendi. Ağabey diye tanınan Hüseyin Fevzi Tekin’in ise örgütün Dursun Karataş’tan sonraki lideri olduğu iddia ediliyordu.


DHKP-C: EMPERYALİST YUNAN HÜKÜMETİ


Yunan gazeteleri Yunan istihbaratının geçmişte, örgüt üyelerini uyardığını, ancak örgüt üyeleri savaşta oldukları gerekçesiyle uyarıları dikkate almadığını, bunun üzerine de operasyon için yeşil ışık yakıldığını belirttiler. DHKP-C ise internet üzerinden yayınladığı bildiride operasyona ülkedeki ekonomik krizin neden olduğunu belirtti. Terör örgütü, “Ekonomik krizden sonra son iki yıl içinde Türkiye ile birçok anlaşma imzalayan Yunan hükümeti, emperyalizme bağlılığın bir getirisi olarak bize saldırmaya başladı” suçlamasında bulundu.






ESAS SEBEP ABD SEFARETİ SALDIRISI


Yunanistan’daki DHKP-C operasyonunun arkasındaki esas neden, 1 Şubat 2013 tarihinde Ankara’daki ABD Büyükelçiliğine yapılan kanlı saldırıdır. Uzun yıllardan beri ABD menfaatlerine yönelik bir saldırıda bulunmayan kanlı örgütün, Ergenekon davasının son günlerinde bu yazılı olmayan kaideyi bozması dikkat çekicidir…






TERÖRİST ECEVİT ALİŞAN ŞANLI


ABD Ankara Büyükelçiliğine intihar saldırısı düzenleyen DHKP-C militanı 40 yaşındaki canlı bomba Ecevit Alişan Şanlı, 1973 doğumlu olup, Ordu'nun Gürgentepe İlçesi nüfusuna kayıtlıdır. Saldırıda parçalanarak ölen Şanlı, Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik 16 Haziran'da, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Harbiye Orduevi'ne ise 14 Temmuz 1997 yılında gerçekleştirilen ve bir subay eşinin hafif yaralandığı lav silahlı saldırı olayının faillerindendir.


Ayrıca Şanlı, ANAP, DYP ve MHP il başkanlıkları ile İstanbul DGM binasına yönelik saldırı hazırlığı yaparken yakalanmış, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı değiştirmek için silahlı eylem yapmak" suçundan idam cezası istemi ile yargılanmıştı.


Şanlı, 2000 yılında F Tipi cezaevlerine karşı birçok cezaevinde başlatılan açlık grevlerine ve ölüm oruçlarına da katıldı. Ölüm oruçları başladığında Ümraniye Cezaevi'ndeydi. 19 Aralık Hayata Dönüş Operasyonu'nun ardından Kandıra F Tipi Cezaevi'ne kondu. Ölüm orucu eylemcilerinin ilk grubunda yer alan ve Wernicke Korsakoff hastalığı tanısı konan Şanlı, 2002 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilerek cezaevinden şartlı olarak tahliye edildi.






ÖLEN GÜVENLİK GÖREVLİSİ MUSTAFA AKARSU


ABD Büyükelçiliği'ne gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu 1966 Kızılcahamam doğumlu olup evli ve iki çocuk babasıydı. 22 yıldır Büyükelçilikte görev yapan 47 yaşındaki Akarsu, canı pahasına gazeteci Didem Tuncay'ı iterek kurtarmış, teröriste müdahale suretiyle Büyükelçiliğin saldırıdan çok daha büyük bir tahribat almasını önlemişti.


ABD, Mustafa Akarsu'yu maddi-manevi unutmadı. Saldırının ardından Büyükelçi Ricciardone Akarsu’nun bir “kahraman' olduğunu belirtti. Akarsu'ya minnetini, Büyükelçilikte onun adına 'akarsu' şeklinde bir havuz yaptırarak gösterdi. Ankara’ya gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de Mustafa Akarsu için yapılan anma törenine katıldı. Akarsu’nun eşi Yasemin, çocukları Sami (18) ve Hilal (15) başsağlığı dileyerek aileye “Thomas Jefferson Star” madalyası verdi. ABD Kongresi, saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu ve benzer yerel hizmetliler için Akarsu adına bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde en az 15 yıl Amerikan hükümeti için çalışıp görevi başında ölen yabancı uyruklu hizmetlilerin ailelerine, “özel göçmen statüsü” tanınmasını da öngören “Mustafa Akarsu Yerel Muhafız Destek Yasası”nın taslak metni hazırlandı.






PARDON, YANLIŞLIK OLDU…


DHKP-C terör örgütü, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ndeki saldırıda ağır yaralanan ve sağ gözünü kaybeden Didem Tuncay için yüz kızartan bir teklifte bulundu. Terör örgütünün ’halkınsesi.tv’ adresinden yaptığı açıklamada şöyle deniliyordu;


"Tüm hassasiyetimize rağmen hiç bir şekilde hedefimiz olmayacak gazeteci olduğu söylenen Didem Tuncay da eylemde yaralanmıştır. İstemeyerek neden olduğumuz bu yaralanmadan dolayı Didem Tuncay’dan, ailesinden, halkımızdan ve basın emekçilerinden özür diliyoruz. Didem Tuncay’ın bir an evvel sağlığına kavuşmasını istiyoruz. Didem Tuncay ve ailesinin kabul etmesi durumunda tüm hastane masraflarını karşılayacağımızı belirtmek istiyoruz.”


Tam bir komedi…






BAKALIM YUNANİSTAN VERECEK Mİ?


İstanbul 4. Levent'teki Sabancı Center'de 1996 yılında gerçekleştirilen Özdemir Sabancı ile Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'nin öldürüldüğü suikastı gerçekleştiren 3 kişilik timde bulunan DHKP-C örgütü üyesi İsmail Akkol Atina'da yakalananlar arasında.


9 Ocak 1996'da eylemden sonra Fehriye Erdal'la birlikte yurt dışına kaçan İsmail Akkol için, Adalet Bakanlığı'nın talebi üzerine Interpol'ün kırmızı bülteni çıkarılmıştı. Akkol'un izi 2000'lı yılların başında Belçika'da bulunmuştu. Eylemi birlikte gerçekleştirdiği Erdal'la birlikte bir süre Belçika'da yaşayan Akkol'un daha sonra Almanya'ya geçtiği, ardından da Yunanistan'a geldiği tespit edilmişti.


Yıllardır örgüte destek veren Yunanistan Ankara ABD Büyükelçiliği'ne yönelik canlı bomba eyleminden sonra DHKP-C'ye karşı adli soruşturma başlatan ABD yönetiminin baskısı üzerine örgüte karşı sert tutum izlemeye ve örgüte ait evleri kapatmaya başladığı belirtiliyordu.


MİT, Emniyet İstihbarat ve Terörle Mücadele Daire Başkanlıklarından oluşturulan özel bir ekibin, Yunanistan'a gittiği veya yakında gideceği belirtiliyor.






SABANCI CİNAYETİ ÇÖZÜLÜR MÜ?


Sabancı cinayetinde bilinmeyen çok fazla soru var. Bilindiği kadarıyla eylemin esas hedefi Sakıp Ağa (Sabancı) idi. Onu bulamayınca Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'yi öldürdüler. Yani önüne geleni öldürdüler.

Umarım, Yunan makamları İsmail Akkol ve diğerlerini verir ve yıllardır çözülemeyen bu karışık “Sabancı Katliamı” ve diğer birçok olay çözülür.

Merak ettiğim, acaba DHKP-C bu yanlışlıktan dolayı en azında emekçi Nilgün Hasefe’nin ailesinden özür diledi mi?


DHKP-C'NİN "SABANCI KATLİAMI" filmini izleyin