BTK - Başbakanlık Teftiş Kurulu
[ 3/3/2003 - 19:35 ]  By Hür Denetçiler  Hurdenet@aol.com

8 Şubat’ta Başbakan Abdullah Gül’ün onayladığı yazıya göre; yolsuzlukla mücadele için Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun başkanlığında bir çalışma grubu kurulacakmış...

YOLSUZLUKLA MÜCADELE GÖREVİ VURGUNCUYA VERİLİYOR

8 Şubat’ta Başbakan Abdullah Gül’ün onayladığı yazıya göre; yolsuzlukla mücadele için Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun başkanlığında bir çalışma grubu kurulacakmış. Umarız AKP’ye de büyük zararı olacak bu yanlıştan bir an önce donulur. Özellikle 1997 yılından itibaren bir çığ gibi büyüyen ve toplam tutarı 200 milyar doları bulan vurgunların birinci derece sorumlularının başında Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (BYDK) gibi denetleme kurumları gelmektedir. Bu kurullar vurguncuya cesaret veren uygulamaları ile adeta vurgun çetesinin aklama ayağı gibi çalışmıştır. Birçok BTK müfettişi bizzat soygunlara karışmış, batik kredilere aracılık etmiş ve milyonlarca dolar menfaat sağlamıştır. Yolsuzlukla mücadeleye öncelikle BTK’yı ve BYDK’yı soruşturarak başlamak gerekir.

BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU HÜSNÜ YILMAZ’A EMANET

BTK Başkanı Osman Nuri Oduncu’nun ameliyat geçirmesi nedeniyle yerine sanki başka müfettiş yokmuş gibi BTK Başmüfettişi Hüsnü Yılmaz vekalet ediyor. Esasen görevde bulunduğu yıllar boyunca vurgunları görmezden gelmekten başka bir şey yapmayan Oduncu’nun görevde olup olmamasının bir önemi yok. Keşke imkan olsa da kalp damarları yanında vicdanı da değiştirilebilseydi. Oduncu da soyulan Türkiye’nin birinci derecede sorumlularından birisi olarak tarihe geçecek. Ancak Oduncu merak etmesin. En önemli vurgunları bile görünürde üzerine gider gibi yapıp yıllarca uyuttuktan sonra üstünü örtme maharetlerini sürdürecek geride Hüsnü Yılmaz, Mutalip Ünal gibi daha çok sözde müfettiş var.

ÇALIŞMA GRUBUNDA HÜSNÜ YILMAZ CİNLİĞİ

BTK Başkanlığına vekalet eden Başmüfettiş Hüsnü Yılmaz, 8 Şubat’ta Abdullah Gül’e bizzat onaylattığı karara göre; BTK yolsuzlukların üzerine gidecek çalışma grubunun başı olacak ve gruba diğer bakanlık ve kurumlardan üyeler alınacak. Hüsnü Yılmaz daha isin başında cinliğe başvurarak çalışma grubuna basta Bayındırlık ve Enerji Bakanlıkları olmak üzere birçok bakanlık ve kamu kurumlarından müfettiş almaya gerek görmemiş. Bu bakanlıklarda yolsuzluk olmadığından dolayı mı müfettiş almaya gerek görmedi yoksa yıllardır talimat aldığı asıl patronları Mesut Yılmaz ile Hüsamettin Özkan’ı kollamak için mi bu yola başvurdu açıklaması gerekir.

BU KAÇINCI YOLSUZLUKLA MÜCADELE GRUBU?

Bu kaçıncı yolsuzlukla mücadele grubu. Sayısını unuttuk. En son Ağustos 2001 tarihinde yine BTK Başkanlığında “Yolsuzluk savaşçıları” diye reklamı yapılarak bir çalışma grubu kurulmuştu. Aradan 2 yıl geçti. Hangi yolsuzluk ortaya çıkarıldı? Böyle uydurma gruplarla yolsuzluğun üzerine gidileceğine artık kimse inanmıyor. Sanki ilk defa kuruluyormuş gibi yolsuzlukla mücadele projesini ısıtıp tekrar Başbakanlığa sunan Hüsnü Yılmaz’a vekalet yetmemiş olacak ki karışık ortamdan yararlanıp asaleten BTK Başkanlığını ele geçirmeye çalışıyor.

BAŞBAKANLIK BAŞMÜFETTİŞİ SOYGUNDA BAŞROLDE

Yolsuzlukla mücadele görevinin başına getirilen Hüsnü Yılmaz’ı anlatmaya sayfalar yetmez. Biraz tanıtmaya çalışalım. Basta Kamu Bankaları olmak üzere son yıllarda aklanan her büyük vurgunun arkasındaki isim olan ve bu nedenle adi tetikçi müfettişe çıkan Hüsnü Yılmaz, yolsuzluğun ,vurgunun üstüne gidecek en son kişi olarak tanınır. Üzerini örttüğü ve bizzat karıştığı vurgunların, akladığı bürokratların ve bunun karşılığında elde ettiği menfaatlerin hesabini vermesi gerekir. Öncelikle Hüsnü Yılmaz’ın soruşturulması gerekir. Hüsnü Yılmaz’ın el attığı her vurgun ayrı bir skandaldir. Halk Bankası’nın sahte belgeler karşılığı kredi açarak milyonlarca dolar batırdığı Market Metal, Demir Hali gibi dolandırıcı firmalara verilen kredilere Hüsnü Yılmaz ve kardeşi aracılık etmiştir. Bunun karşılığında da Yenal Ansen ve Halk Bankası kredilerini aklamıştır. Halk Bankasını 10 milyar doların üzerinde zarara uğratan vurguncu Yenal Ansen Hüsnü Yılmaz gibilerin sayesinde mahkemelerde şov yapmaktadır. Kendisi gibi tetikçi birkaç müfettişle birlikte Üzerini örttükleri vurgunlar karşılığında inanılmaz servetler elde etmişlerdir. Ziraat Bankası müfettişinin yolsuzluk tespit ettiği Aslan Gemicilik Kredisi gibi birçok usulsüz krediyi ikinci kez soruşturarak aklayan Hüsnü Yılmaz bu aklamaları ne karşılığında yapıyor? Hüsnü Yılmaz’ın yolsuzluk bulamadığı Halk Bankası kredileri ile ilgili olarak Devlet Denetleme Elemanları Derneği (DENETDE) kaç adet suç duyurusunda bulundu? Yolsuzlukla mücadeleye Hüsnü Yılmaz’ın soruşturulması ile başlanmalıdır.

HÜSNÜ YILMAZ’IN ÜZERİNE GİTTİĞİ TEK DOSYA BEDELSİZ İTHALATTIR

BTK’nın soruşturduğu, Refahyol döneminde bedelsiz ithalat için yapılan sembolik reklam harcamaları için ortalık ayağa kaldırdı. yapılan siyasi tetikçilikti. İktidar partisi muhalefette bulunan Refah Partisini zor durumda bırakmak için tetikçi Hüsnü’yü görevlendirmişti. Soruşturmadan ve açılan davalardan bir şey çıkmadı ama siyasi tetikçilikte amacına ulaşıldı. Simdi de AKP yolsuzlukların üzerine Hüsnü Yılmaz ile gidecek.

KENDİSİ TEFTİŞ EDİLECEK KURUM; BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU

Turgut Özal tarafından kurulan BTK’nın bugüne kadar yaptıkları şöyle özetlenebilir: “İktidarın bulaştığı vurgunların üzerinin örtülmesi, vurgunun üzerine gidenlerin ise cezalandırılması.” BTK’nın asli görevi İktidarın bulaştığı vurgunlarda , vurguncu bürokratı, siyasiyi bu teftiş kurullarının elinden alarak emin bir limanda aklamaktır. Medeni hiçbir ülkede Başbakanlığa bağlı böyle uydurma bir kurum yok. Yüksek Denetleme Kurumu var iken ayrıca BTK’nın kurulması maksatlıdır. Bu kurumun derhal ortadan kaldırılması gerekir. Türkiye’de 129 adet teftiş kurulu var. Yine de yolsuzluk liginde en öndeyiz.

BTK MÜFETTİŞLERİ TOPLAMA KİŞİLERDİR

BTK müfettişleri, müfettiş nosyonu ile ilgisi olmayan, denetim deneyiminden yoksun değişik kurumlardan toplama kişilerdir. Bu sözde müfettişlerin seçiminde en önemli kriter ; tetikçilik yapmaya müsait, siyasetçinin, iktidarın yolsuzluklarını ustalıkla örtmeye ehil kişiler olmalarıdır. Böylesine toplama kişilere tahkik hakimi yetkisi dahil inanılmaz yetkiler verilmektedir. Adeta kuzu kurda teslim edilmektedir.

DGM SAVCISI NUH METE YÜKSEL EGEBANK İDDİANAMESİNDE AÇIKÇA BTK’NIN VURGUNLARIN ÜZERİNİ ÖRTTÜĞÜNÜ BELİRTİYOR

BTK’nın vurgunların Üzerini örttüğü artık DGM Savcılarının iddianamelerinde de yer almaktadır. İktidarların tetikçisi gibi davranan BTK’nın bugüne kadar tespit edip, rapora bağlayarak hesap sorduğu bir yolsuzluk vaki değildir. BTK’nın yargıya intikal ettirdiği dosyaların tamamına yakını beraat veya takipsizlikle sonuçlanmaktadır. Raporlar da zaten bu amaca yönelik olarak sipariş üzerine düzenlenmektedir. „THK“ da yolsuzluk yoksa rütbelerimi sökerim“ diyen generalin sözleri bile kulak arkası edilmiş ve BTK; „THK’da yolsuzluk yoktur „ diyerek aldığı talimata uygun mutad aklama işlemini yapmıştır. Ayni BTK o tarihlerde başkanının değiştirilmesi gündemde olan Futbol Federasyonunun üç kuruşluk yemek faturaları ile Kamuoyunu yanıltarak iktidarın tetikçiliği görevini yerine getirmiştir. Krizlerin bas sorumlularından eski Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp ile ilgili olarak 1994 yılından bu yana BTK’ya intikal eden sayısız vurgun dosyası yıllarca sumen altında bekletilerek aklanmıştır.

BTK VURGUNUN ÜZERİNE GİDENİ VURGUNCU KURUMA İHBAR EDİYOR

Yolsuzlukları ortaya çıkaran kamu görevlileri hep süründürülmüştür. DGM Savcısı Talat Şalk ile Nuh Mete Yüksel’in başına gelenler ortadadır. Ziraat Bankası’nda katrilyonluk bilgisayar yolsuzluğunu ortaya çıkarıp BTK’ya bildiren şube müdürü Dr. Tevfik Fikret Uzel inanılmaz baskılara dayanamayarak emekli edildi. Bu konuda yüzlerce örnek var. BTK kendisine gelen ihbarları aynen ilgili kurumlara iletmekte. İlgili kurumda ise ihbarları vurgundan sorumlu üst düzey yöneticiler cevaplamaktadır. Yani hırsızın kendisine; „Çaldın mı?“ diye sorulmaktadır. Yanıtı da bastan bellidir. “Biz çalmadık, iftira ediyorlar” denilince is bitiyor. Vurgunun bizzat mahallinde soruşturulması, bağımsız bir kuruma incelettirilmesi söz konusu değildir. yapılan teftiş veya soruşturma değil alenen vurgunu örtmeye yönelik işbirlikçiliktir. Sonuçta hırsız kurtulurken vurgunu ihbar edenin ise hayati karartılmaktadır. BTK’da yolsuzluğu yapanların değil üzerine gidenlerin suçlanması adeta bir teamül haline gelmiştir. Türkiye’de meydana gelen büyük yolsuzlukların tamamına yakını BTK’ya iletilmiştir. Sonuç hep aynidir. Kamu görevlileri Yolsuzlukları BTK’ya bildirmekten korkar olmuşlardır. Toplumda, “yolsuzluğun üstüne gitme seni suçlarlar” görüşü hakim olmuştur. Devlet Denetleme Kurulu’nun kamu bankalarını denetlemek istemesi üzerine BTK panik halinde “Denetimin denetimi yapılıyor” suçlamasında bulunmuştur. Bugün Türkiye’de BTK gibi kokuşmuş denetleme kurumlarının denetlenmesi yolsuzlukla mücadelenin birinci adımı olmalıdır. Yolsuzlukta ulaştığımız düzeyde ; Denetimin denetimi kaçınılmaz olmuştur. Mesih Kemal Derviş vurguncu bürokratları soruşturma izini vermeyerek kurtarırken, “İmzasız ihbarla bile soruşturma açılıyor.” buyurmuştu. Hazret eğer art niyetli değilse Türkiye’yi hiç tanımadığı açık. İmzasıyla ihbarda bulunanların başına neler geldiğini, BTK’ya yapılan ihbarları incelesin de görsün.

VURGUN AKLAMADA HEP AYNI BAHANE: “SOMUT DELİL YOK

” Selim Edes’in meşhur “Rüşvetin belgesi mi olur lan pezevenk” lafı sanki Patagonya'da söylendi. BTK’nın başmüfettişleri hırsızların ifadelerine dayanarak sözde soruşturma yapıyorlar. hırsızın verdiği cevaba göre rapor düzenliyorlar. Sonuçta; “Somut delil yok, ihbarın nedeni husumet” gibi boş bahanelerle trilyonluk yolsuzlukların üzeri örtülüyor. BTK müfettişlerine tahkik hakimi yetkisi dahil inanılmaz yetkiler verilmesine rağmen mektupçuluk oynayarak sözde soruşturma yapılmaktadır. yıllardır Milleti kandırdığını zanneden BTK’nın yediği bütün haltlar Devletin kayıtlarında yer alıyor ve üzerine cesaretle gidecek birilerinin ortaya çıkmasını bekliyor.

BTK AKLADIĞI VURGUNCUYA İYİ HAL KAĞIDI VERİYOR

BTK sanki marifetmiş gibi sipariş üzerine düzenlediği düzmece soruşturma raporlarını ilgili kurumun başındaki vurgun sorumlularına gönderiyor. vurgunların Üzerini örttükleri yetmezmiş gibi bir de vurguncuya, “Sen devam et, biz bir şey bulmadık, görmedik” mesajları veriliyor. Vurguncu da üzerine gelene iyi hal kağıdı gibi BTK’nın aklama raporunu gösteriyor. Mübarekler sanki çete kurmuşlar, birlikte hareket ediyorlar. BTK kamuoyunda yolsuzlukların üzerine giden değil aksine Üzerini örten, yazdıkları raporlarla vurguncuya cesaret veren bir kurum olarak görülmektedir. Kendilerini hem hakim hem de savcı yerine koyarak vurgunların üzerine gidenleri suçlayıp tehdit etmektedirler.

ÜZERİ ÖRTÜLEN ENERJİ SORUŞTURMASI DA BTK’NIN ESERİ

Enerji soruşturması dosyalarını iki yıldır sumen altında tuttuğu ortaya çıkan BTK’nın özrü kabahatinden de büyük. “Biz ilgili kurumdan belge istedik, henüz gelmedi.” Ortada milyarlarca dolarlık yolsuzluk var. yolsuzluğu soruşturmakla görevli Kurul istediği belge gelmediği için 2 yıldır vurgunun üzerine gitmiyor. 2 dakikada şahsen gidip alabileceği belge için 2 yıldır bekliyor.

BTK RAPORLARI YARGIYI DA YANILTIYOR

İhtisas konusu ne olursa olsun her kamu kurulusu ile ilgili rapor hazırlayan ve bir kısmını mahkemelere sunan BTK gerçeği yansıtmayan, taraflı, sipariş üzerine düzenlenmiş raporlarıyla yargıyı da yanıltmaktadır. Kamu Bankalarında özellikle 1997 yılından itibaren, geri dönmeyeceği bilenerek verilen kredilerin zimmet kapsamında cezalandırılması gerekirken, BTK sayesinde bu dosyalar görevi kötüye kullanmaya sokulmuş ve vurguncu bürokratlar aftan yararlandırılarak kurtarılmıştır.

YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE BTK SORUŞTURULARAK BAŞLANMALIDIR

Hükümet gerçekten yolsuzlukla mücadele niyetindeyse, başında bizzat vurguncuların yer aldığı, uyduruk çalışma grupları ile vakit kaybetmemesi gerekir. çalışma grubu oyunları yıllarca tezgahlandı Sonuçta yolsuzluklar hızla arttı. Öncelikle vurgunların birinci derece sorumlularından BTK’nın teftiş edilmesi gerekir. Bu kuruma gelen ihbar mektuplarının derhal yeni bastan soruşturulması ve görevini kötüye kullanan sözde müfettişlerden hesap sorulması gerekir. BTK’dan hesap sorulması ve bu kurumun ortadan kaldırılması yolsuzlukla mücadelenin en önemli adımı olmalıdır. 1995 yılında yolsuzlukta en temiz ülke sıralamasında 27. sırada yer alırken özellikle 1997 yılından itibaren hızla artan yolsuzluklar nedeniyle Bugün 64. sıraya geriledik. İşte bu kara tablo BTK gibi sözde denetim kurullarının eseridir.


Hür Denetçiler