Header $articleheadline_he$ "ArticleHeadline" Detay Sayfa Header

 

 

     

 

 

 
2021-08-24

Detay Sayfa

Tüm Dosyaların Listesi

News Database Template Page Example

İnsan Hakları ve Demokrasi

17/7/2000 - 11:00 - Ä°sa AhıshalıYorumlar Bu Yazıyı Bir Tanıdığına Yolla Bu Yazıyı Yazdır  

      

Ä°NSAN HAKLARI EVRENSEL BÄ°LDÄ°RGESÄ°

10 Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, ardıl sayfalarda tümü sunulan "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi" ni kabul ederek ilân etti. Bu tarihsel sözleşmeden sonra, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tüm üye devletlere Bildirgenin tamamını "kamuoyuna duyurmaya, bildiriyi yaymaya, halka açık yerlerde göstermeye, sergilemeye, okunmasını sağlamaya ve ülkelerin veya bölgelerin politik durumlarından bağımsız olarak, özellikle okullarda ve diğer eğitim kurumlarında öğretmeğe" çağırır.

Ä°NSAN HAKLARI EVRENSEL BÄ°LDÄ°RGESÄ° GÄ°RÄ°Åž

Madem ki, insanın doğal onurunun ve bütün insanların eşit ve yadsınamaz haklarının tanınması, dünyadaki adaletin, barışın ve özgürlüğün temelidir.

Madem ki, insan haklarını hor görme ve aşağılama, insan duyuncunu hiçe sayan barbarca hareketlerle sonuçlanıyor. İnsanların konuşma, inanç ve korkudan uzak yaşama özgürlüğü ve istediklerini yapabilme özgürlüğünün olduğu bir dünyanın varlığı insan soyunun en yüksek gelişmesi olarak kabul edilmektedir.

Madem ki bir insan eğer son çare olarak baskıya ve zulme karşı ayaklanmağa zorlanırsa, insan haklarının yasayla korunması gerektiği temel esastır.

Madem ki, uluslar arasında dostça ilişkilerin geliştirilmesi oldukça önemlidir.

Madem ki, Birleşmiş Milletleri oluşturan uluslar, Sözleşmedeki temel insan hakları, kişi değeri ve onuru, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu inancını onaylar ve daha geniş bir özgürlük içinde, daha iyi yaşam standartlarının ve sosyal gelişmenin sağlanmasını kararlaştırır.

Madem ki, üye devletler, Birleşmiş Milletler'le İşbirliği içinde insan haklarına ve temel özgürlüklere evrensel saygı gösterilmesine ve gözetilmesine söz veriyor.

Madem ki, bu haklar ve özgürlükler konusunda ortak bir anlayış, bu sözün tümüyle gerçekleşmesi için oldukça büyük bir öneme sahiptir.

Öyleyse, şimdi, Genel Kurul, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni toplumun her biriminin ve bireyinin, bu bildirgeyi sürekli akılda tutarak, bu haklara ve özgürlüklere saygının geliştirilmesi için öğretim&eğitimle, tüm dünyada etkili biçimde tanınmasını garantilemek için, ulusal ve uluslar arası iyileştirme yöntemleri ile, hem üye devletlerin kendi içlerinde hem de yönetimleri altındaki diğer halklar arasında çaba gösterecekleri bir amaca doğru bütün halklar ve uluslar için ortak bir başarı ölçüsü olarak kabul eder.

Madde 1: Tüm insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve duyunç sahibidirler ve birbirlerine karşı kardeşlik duygusuyla davranmalıdırlar.

Madde 2: Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din,siyasal ya da herhangi bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, zenginlik, doğum ya da herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu Bildirge'de duyurulan tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız ülke uyruğu olsun, ister vesâyet altında ya da özerklikten yoksun ya da egemenliği herhangi bir biçimde kısıtlanmış ülke yurttaşı olsun, bir kişi hakkında, uyruğu bulunduğu ülkenin siyasal, yönetimsel ya da uluslararası konumundan kaynaklanan herhangi bir ayrım yapılamaz.

Madde 3: Herkesin yaşama, özgürlük ve kişisel güvenlik hakkı vardır.

Madde 4: Hiç kimse köle veya tutsak adilemez. Kölelik ve köle ticâreti her biçimiyle yasaktır.

Madde 5: Hiç kimseye işkence edilemez. Zâlimce, insanlıkdışı, aşağılayıcı cezâ ya da işlem uygulanamaz.

Madde 6: Herkes bulunduğu yerde, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.

Madde 7: Yasa önünde herkes eşittir ve ayrım gözetmeden yasanın korumasından herkesin eşitçe yararlanma hakkı vardır. Herkesin, bu Bildirge'ye aykırı her türlü ayrımcı işleme ve bu tür ayrımcılık için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit bir korunma hakkı vardır.

Madde 8: Herkesin Anayasa'nın ya da Yasa'nın kendisine tanıdığı temel haklara aykırı işlemlere karşı doğrudan doğruya yetkili ulusal yargı organlarına başvurma hakkı vardır.

Madde 9: Hiçkimse keyfí olarak tutuklanamaz, alıkonulamaz veya sürgün edilemez.

Madde 10: Herkes hakları, yükümlülükleri ya da cezâí nitelikleri her türlü suçlamalar konusunda, dâvãsının tam bir eşitlikle, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakkaniyetle ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.

Madde 11:

1) Yasalara karşı eylemde bulunmakla suçlanan her kişi, savunması için gerekli tüm güvencelerin kendisine sağladığı açık bir yargılama sonunda yasal olarak suçluluğu saptanana değin suçsuz sayılır.

2) Hiçkimse, işlendikleri sırada ulusal ya da uluslar arası hukuka göre suç sayılmayan eylemleri ya da ihmâlleri dolayısıyla mahkûm edilemez. Aynı şekilde, suç işlendiği sırada uygulanan cezâdan daha ağır bir cezâya çarptırılamaz.

Madde 12: Hiçkimse özel yaşamı, âilesi, konutu ya da yazışmaları konusunda keyfí müdâhalelere, onur ve ününe karşı saldırıya uğratılamaz. Herkes bu müdâhale ve saldırıya karşı yasalarca korunma hakkına sãhiptir.

Madde 13:

1) Bir devlet içinde, özgürce dolaşmak ve yerleşeceği yeri seçmek herkesin hakkıdır.

2) Herkesin, kendi ülkesi dãhil, herhangi bir ülkeyi terk etmek ve ülkesine dönmek hakkı vardır.

Madde 14:

1) Herkesin bir zulüm ve baskı karşısında başka ülkelere sığınmaktan yararlanma hakkı vardır.

2) Âdí bir suçla ya da Birleşmiş Milletler ilkelerine ve amaçlarına aykırı davranışlarla, suçla gerçekten ilgili koğuşturmalarda, bu haktan yararlanılamaz.

Madde 15:

1) Her bireyin yurttaşlığa hakkı vardır.

2) Hiçkimse, keyfí olarak yurttaşlığından ya da yurttaşlığını değiştirme hakkından yoksun edilemez.

Madde 16:

1) Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, ırk, yurttaşlık ya da din bakımından hiçbir kısıtlama olmaksızın evlenme ve âile kurma hakkına sahiptir. Kadın ve erkek evlenmekte, evlilik sırasında ve evliliğin sona erdirilmesinde eşit haklardan yararlanırlar.

2) Evlenme sözleşmesi ancak evlenecek kişilerin onayı ile yapılır.

3) Âile, toplumun doğal ve temel öğesidir; toplum ve devlet tarafından korunur.

Madde 17:

1) Herkes, tek başına ya da toplu olarak mülkiyet hakkına sãhiptir.

2) Hiçkimse, keyfí olarak, mal varlığından yoksun edilemez.

Madde 18: Herkes, düşünce, duyunç ve din özgürlüğüne sãhiptir; bu hak herkes için yalnız ya da topluca, gerek kamu önünde gerekse özel olarak öğretimle, uygulamalarla, tapınma ya dadinsel yükümlülükleri yerine getirerek, dinini, ya da inancını ortaya koymak özgürlüğünü de içerir.

Madde 19: Herkes görüşlerinde ve görüşlerini açıklamada özgürdür. Bu özgürlük, görüşlerinden dolayı tedirgin edilmeme, ülke sınırları gözetilmeksizin bilgi ve düşünceleri herhangi bir anlatım yoluyla arama, elde etme ve yayma hakkını da içerir.

Madde 20:

1) Herkesin toplanma ve barışçı birlik kurma hakkı vardır.

2) Hiç kimse bir birliğe girmeğe zorlanamaz.

Madde 21:

1) Herkesin doğrudan doğruya ya da özgürce seçilen temsilciler aracılığıyla ülkesinin kamu işlerinin yönetimine katılmağa hakkı vardır.

2) Herkes ülkesinin kamu hizmetlerinde, eşit koşullar içinde görev alma hakkına sahiptir.

3) Kamu iktidãrının otoritesi, halkın istencine dayanır. Bu irade dürüst seçimlerle belirmeli ve bu seçimler eşitliğe dayanan genel seçimle ve gizli oyla ya da oylama özgürlüğü sağlayacak herhangi bir başka yöntemle dönemsel olarak yapılmalıdır.

Madde 22: Her insan toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenlik haklarına sahiptir. Bu hak, her insanın , ulusal çaba ve uluslar arası işbirliği sâyesinde ve her ülkenin örgütlenmesi ve kaynakları göz önünde tutularak, kişiliğin gelişmesi ve insanlık onurunun korunması için vazgeçilmez sayılan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını elde etmesine olanak vermelidir.

Madde 23:

1) Herkesin, çalışmaya, işini özgürce seçmeğe, âdil ve elverişli çalışma koşullarına, işsizliğe karşı korunmağa hakları vardır.

2) Herkesin, hiçbir ayrım gözetilmeden, eşit işe eşit ücret hakkı vardır.

3) Her çalışanın, kendisinin ve âilesinin, insanlık onuruna uygun bir yaşantı sağlayacak ve gerekirse her türlü sosyal güvenlik olanaklarıyla tamamlanan âdil ve yeterli bir ücrete hakkı vardır.

4) Her insanın, çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendika kurmağa ve kurulmuş olan sendikalara girmeğe hakkı vardır.

Madde 24: Herkesin dinlenme ve dinlence, özellikle de çalışma süresini uygun ölçüde sınırlamaya ve dönemsel ücretli izine hakkı vardır.

Madde 25:

1) Her insanın gerek kendisinin gerekse âilesinin sağlık ve huzurunu güvenceye alacak bir yaşantı düzeyini, özellikle yiyecek, giyecek, konut, tıbbí bakım ve benzeri sosyal hizmetlere; işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da kendi istenci dışında geçim olanaklarından yoksun kaldığı öteki durumlarda güvenliğe hakkı vardır.

2) Analık ve çocukluğun özel bir bakım ve yardım görme hakkı vardır. Tüm çocuklar ister evlilik içinde ister evlilik dışında doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenlikten yararlanırlar.

Madde 26:

1) Her insanın öğrenim hakkı vardır. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim düzeyinde parasız olmalıdır. Teknik ve meslekí eğitim genelleştirilmelidir; yüksek öğrenim, yeteneklerine göre tam eşitlikle herkese açık olmalıdır.

2) Eğitim, insanın kişiliğinin tam olarak gelişmesini sağlamalı ve insan hakları ile temel özgürlüklere saygıyı pekiştirmelidir. Eğitim, anlayış, hoşgörü ve tüm ulusal, dinsel ve ırksal gruplar arasında dostluğun ve ayrıca barışın korunması için Birleşmiş Milletler'in sürdürdüğü etkinliklerin geliştirilmesine yönelik olmalıdır.

3) Ana-babalar çocuklarına verilecek eğitimin seçiminde öncelikle hak sahibidirler.

Madde 27:

1) Her insan, toplumun kültürel yaşamına özgürce katkıda bulunmak, güzel sanatlardan yararlanmak, bilimsel gelişmelere katılmak ve bunların sonuçlarından yararlanmak hakkına sâhiptir.

2) Herkesin kendisine ãit bilim, edebiyãt ve san'ãt yapıtlarından doğan maddí ve mâneví çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.

Madde 28: Herkesin bu bildirge'de açıklanan temel hak ve özgürlüklerin, sosyal ve uluslar arası düzeyde tam bir işlerlik kazanabileceği bir düzene hakkı vardır.

Madde 29:

1) Her insanın kişiliğinin özgürce ve tam olarak gelişmesine olanak verecek bir topluluğa karşı yükümlülükleri vardır.

2) Herkes, haklarının kullanımında ve özgürlüklerinden yararlanmada, demokratik topluluklarda ahlâk, kamu düzeni ve genel refâhın sağlanması için konan ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınmasını ve bunlara saygı gösterilmesini sağlamağa yönelik olan yasal kısıtlamalara uymak zorundadır.

3) Bu hak ve özgürlükler hiçbir durumda Birleşmiş Milletler'in amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.

Madde 30: Bu bildirge'nin hiçbir hükmü bir devlete, gruba ya da bireye, Bildirge'de yer alan hak ve özgürlüklerin yok edilmesine yönelik bir eyleme ya da etkinliğe girişme hakkını vermez

Ä°NSAN HAKLARI VE DEMOKRASÄ°

Okuyoruz ve öğreniyoruz ; İnsanlığın tarihi pek çok zulüm, haksızlıklar ve vahşet olaylarıyla dolu! Tarih boyunca zorbalık gücünü kullananlar diğer insanların haklarını hiçe saymış, yok etmişler. Toplumlar aydınlandıkça, önce İngiltere'de, Fransa'da, İtalya'da, Almanya'da, İskandinavya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yasalara ve Anayasalara bağlı hukuk devletleri oluşmağa başlayınca İnsan Hakları yönetimlerce güvence ve koruma altına alınmağa çalışılmıştır.

10 Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu görüşmeler ve tartışmalar sonucunda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na üye tüm devletler artık bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne uymağa ve insanlara duyurmağa ve içeriğini ve anlamını öğretmeğe zorunludur. Ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bundan sonra çağdaş insanlığın tüm dünyada uyulması ve uygulanması gereken geçerli temel yasası olmuştur.

Giriş Bölümü ve 30 madde içeriğinde belirtilen İnsan Hakları gerçekleşmesi istenilen ideallerdir. Ancak bunlar uygulandığında dünyamız ve yaşantımız gerçekten cennet olur; Fakat nasıl uygulanacak, nasıl gerçekleşecektir ve niçin gerçekleşememektedir ve acaba kesinlikle söylenmemesi gerektiğinden söylenemeyen gizli odaksal gerçekler mi vardır?

Demokrasinin gelişmediği veya gelişemediği toplumlar açık toplum ve hukukun üstünlüğüne sahip olamadıkları için İnsan Haklarının gerçekleşerek uygulanması olanaksız oluyor. Demokrasinin gelişmesi ise yüksek bir zenginlik, varsıllık düzeyi, çok büyük kapasiteli ve öncesi ve sonrası öngörülmüş planlı-programlı ekonomik, sosyal, kültürel, eğitsel olanaklar gerektiriyor.

Çünkü Kralcı veya Cumhuriyetçi olsalar da demokrasiler seçme ve seçilme özgürlüğüyle yurttaşların toplum yönetimini ve uygulanan yasaları belirlemesi demektir. Ancak herşeyden önce de yönetimlerin yönetilenlere sağladığı pekçok hizmet ve güvence demektir. Herhangibir bakımdan yoksul ve kendi ülkesini ve halkını parasal, ekonomik, kültürel ve diğer konularda gelişmiş ülkelere sömürten yönetimlerin Çağdaş Toplumsal Demokrasiye eriştirebilmeleri ve ne denli istekli ve inançlı olsalar bile gerçekten İnsan Haklarını uygulayabilmeleri ve koruyabilmeleri olanaksızdır.

Demokrasi yönetilenlere Temel Hizmetler ve Temel Güvenceler gerektirir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde belirtilenler zamanla aşama aşama gerçekleştirilebilir; bunun için her alanda başarılı, çağdaş ve verimli yüksek teknolojili ve kaliteli bol üretim ve ülke içinde yüksek tüketim, kültürlü, duyarlı ve bilinçli insanlar, hukukun üstünlüğüne dayanan yurttaşlık bilgisi ve bilinci, yeraltı, yerüstü kaynakları ve hertürlü ekonomik ve sosyal olanakların ve en önemlisi kamuya ilişkin tüm olanakların ve zenginliklerin yağmalattırılmadan, çarçur ettirilmeden sahiplenilerek, denetlenerek planlı- programlı olarak en güzel akılcılıkla ve kamuoyu önünde açıklıkla herzaman çoğunluğun ivedi gereksinmesi ve kamu yararı üstünlüğü gözetilerek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine uyumlu çağdaş demokrasinin gerektirdiği hizmetlere daha çok olanaklar sağlanması için kullanılması ve sürekli bu yöne bıkmaz-usanmaz derin inançla ısrarla yönelinmesi gerekir.

İnsan Haklarının gerçekleşip uygulanarak yükselmesi demokrasilerin özgür ve kendi özkaynaklarıyla ve güçlü toplumsal bilinçle gelişmesiyle olabilmektedir. Hiçbir Gerçek Demokrasi Ülkesinde insanlar ve toplum kendini sömürtmez; Dünyanın en güçlü ülkelerinden bile olsa, bir başka Gerçekten Gelişmiş Demokrasi Ülkesini sömüremez. Ortak çıkarlar dışında salt kendi egemenlik üstünlüğünü ve kapsamlı çıkarlarını hesaplayarak hangi gerekçelerle olursa olsun baskı kuramaz ve uygulayamaz.

Demokrasiler kendileri için yeterli özkaynaksız ve bilinçsiz yaşayamaz ve gelişemez; Yetersiz Demokrasi olurlar. İstemlerin, Hizmetlerin ve güvencelerin karşılanamaması yönetimleri demokrasiyi kısıtlamağa zorlar; öteyandan anarşici her tür ütopik ve fanatik ideoloji örgütleri ile o ülkeden ekonomileri ve demokrasileri için potansiyel sağlamak durumunda olan ülkeler demokrasinin yükselmesini engelleyen ve sürekli tehdit eden istikrarsızlık ortamını yaşatmak ve geliştirmek için çalışırlar.

Hizmetin ve güvencelerin sınırı yoktur. Kaynaksız demokrasi olamaz. Demokrasiyi yetersiz görenler üretimin, hizmetin ve demokrasi ve insan hakları için mutlaka gerekli özkaynakların yükseltilmesini de bilinçle gözetiyor olmalıdır. İnsanlar topluluklar durumundan uygarlık yolunda ilerleyen toplumlar durumuna ve bilincine yükseldikçe hukukun üstünlüğüne inançlı yuttaşlık bilgisi ve bilinciyle gereksinimleri olan kendi demokrasilerine yabancılaşmayıp insan haklarına hava, su, doğa ve en temel gereksinimleri gibi vazgeçilmez ve yokluğuna biran bile katlanılamaz halde sahip çıkarlar. İnsanlar kendi haklarını bilmez ve savunmazsa kimse onların haklarını koruyamaz ve geliştiremez. Amaç İnsan Haklarının korunması ve sürekli geliştirilmesidir ve demokrasi süreci işletilmeden İnsan Haklarının Gerçekleşebilmesi olanaksızdır.

Önemli ancak çok acı bir gerçek de var ki, tüm uygarlıklar sistemli olarak dış ve iç sömürüyle kaynak yaratarak ve transfer ederek yaşayıp, yükselip, ayakta kalabilmiştir. Demokrasi ve İnsan Haklarının gelişmesi demek elbette sonuçta iç sömürünün ve gelir dağılımındaki ve fırsat eşitsizliklerindeki adaletsizliklerin azalması demektir. Ancak, bundan daha öncelikli ve önemli olan ulusal demokrasi ve insan hakları için mutlaka gerekli yüksek ve yeterli üretim ve tüketim düzeyinin ve tüm hak ve hizmetlere ve güvencelere yetecek kaynakların sağlanabilmesidir.

Dışarıya sömürülerek demokrasi ve insan haklarının gerçekleştirilmesi için çok önemli ekonomik değerlerin karşılığının dış ülkelere transferinin önlenmesidir. Şimdi çağımızda ve daha önceki süreçte gelişmiş demokrasili ülkelere bakıyoruz ki hepsi de kapitalizmin ortamında kendi dışlarındaki ülkelerin toplumlarını, kaynaklarını ve ekonomilerini sömürerek ve böylece kendi ülkelerine dışarıdan kaynak ve değer transfer ederek ve kendi ürünleri için dış ülkelerde paylaşılmış pazarlar oluşturarak, dış ülkelerin özellikle ağır sanayi ve öz teknoloji alanlarında gelişmesini saptırarak ve hatta durdurarak, engelleyici, gereksiz ve önceliksiz alanlarda verimsiz ve yanlış harcamaları ağır koşullu borçlandırmalar yaptırarak kendi ülkelerindeki demokrasilerini ve insan haklarını geliştirerek yaşatıyorlar.

Bugünkü evrensel üretim ilişkileri bilim, teknoloji, iletişim ve diğer üretici güçlerin gelişmesi karşısında çıkmaza girmekte ve çok yetersiz kalmaktadır; bu koşullarda daha çok sayıda ülkenin demokratikleşmeye yönelmesi gelişmiş demokrasili emperyalist-kapitalist ülkeler için en büyük tehlike olmaktadır. Bu nedenle, gerçekte bizim gibi ülkelerde demokrasinin daha çok gelişmesini ve diğer gelişmekte olan ülkelerden bazılarına da model olabilirliğini kendi demokrasilerinin ve mükemmel toplumsal yaşantılarının geleceği için büyük bunalımlara neden olabileceğini şimdiden ve eskidenberi görüyorlar. Ve özellikle bizdeki yönetimlerin demokratik yönde ilerlemesinden endişe duyarak, her dönemde ne bakımdan olursa olsun her zaman şimdilik çözümü güç olan sorunlarla boğuşup durmasını, kendi kendini tüketmesini ve çözümlenebilir aşamadaki sorunlarını da çözemez olmasını istiyorlar. Bu bakımdan dış sömürüye ve kaynak ısrafına, atıl kapasiteye, kalitesizliğe ve sahtekârlıklara karşı mücadele Demokrasi ve İnsan Hakları savunucuları için öncelikle önemlidir.


Çözümlerdeki başarılar için, idealler, ülküler ile realiteler, gerçeklikler akılcı, insancıl, çağcıl ve üretken olarak ekonomik+sosyal+kültürel+hukuksal olanakların elverdiği ölçekte tüm ayrıntılarıyla mutlaka bağdaştırılmalıdır.
--------------------------------------------------------------------------------------
Bu sayfa "Konuk Yazarımız" tarafından yazılmıştır. Anadolu Türk İnterneti, okuyucularının olumlu ve seviyeli yazılarına her zaman açıktır. Atin'de yayınlanmasını istediğiniz yazıları lütfen bize iletin. Açık kimliğinizi veya takma bir ismi kullanabilirsiniz. Görüş ve düşüncesi ne olursa olsun, hakaret ve küfür içermeyen, seviyeli bir şekilde yazılmış yazıları yayınlayacağımızdan şüphe duymayın. Konuk yazarlara ait yazıların yayınlanması, bu yazılardaki görüşlerin Anadolu Türk İnterneti'nce paylaşıldığı veya paylaşılmadığını yansıtmaz. ATİN.




FastCounter

 

Hit Counter

  Anadolu Türk Ä°nterneti

 

Güncelleştirme : 24.08.2021 - 15:50