Header $articleheadline_he$ "ArticleHeadline" Detay Sayfa Header

 

 

     

 

 

 
2021-08-24

Detay Sayfa

Tüm Dosyaların Listesi

News Database Template Page Example

Çakıcı Bantları 14

29/5/2000 - 11:00 - OkuyucuÄ°lgili BaÄŸlantı Yorumlar Bu Yazıyı Bir Tanıdığına Yolla Bu Yazıyı Yazdır  

      

Önemli Üç İş: Banka, Yavuz, Topal'a Kazık Sokmak

Eymür gitsin pazarlığı

Erol Evcil: Benim Maliye üzerime gelemez, zaten bütün defterlerin bütün hepsini Maliye aldı. Altı aydır bütün defterler teftişte, hiçbir şey de çıkaramadılar. Bütün defterler Maliye'de. E her bokumu incelerler, fabrikamı elimden alırlar, ha o zaman ne yapacaklar? Bir kere beni tutuklayıp götürmeleri lazım. Seni ne yapacaklar, adamın aynen söylediği şu bu canlı gelmemesi lazım diyor dediler. Evet, e artık ne olacak, e seni artık benim bunlardan çekindiğim bir şey yok ki. Ben burada onu söylemekteki amacım, sana ulan bu adamlar bu işi belki de yapacaklar, eğer biz böyle şey yaparsak bize ters teperler. Yani o arkadaşı getirmezler.

Alaattin Çakıcı: Yani tam ben bu işe iki senedir, üç senedir kavgasıyla problemliyim, yani beni yurt dışına onların emriylen gittim ben kardeş, direk kişinin emriyle. Yavuz'a bağlı olarak gittim, bak hayatımı kaybettim. Yani onu anlatıyorum. Ha bunlar yok dediler, yok dediyseler Londra Konsolosluğu'nda elinde evraklarım var. A... k...m ben bunun, vatanı milleti düşünen yok. Kimse düşünmüyo. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki olsun sokaktaki insanı kimse düşünmüyo. Yani her gelen oraya kendi ekibini güçlendiriyor.

Erol Evcil: Doğru haklısın.

Alaattin Çakıcı: Yani benim dediğim şu Erol.

Erol Evcil: Alo.

Alaattin Çakıcı: Yavuz Abi'yi getirseler baştan göndermezlerdi. Yani onun için anlatmak istediğim şu yani, benim güzel kardeşim. Onlar oyalıyorlar tamam mı, senin belki neydi onun ismi o, Gedik ha biliyor.

Erol Evcil: Nasıl anlamadım.

Alaattin Çakıcı: Arkadaşın çünkü, Gedik'i sevdiğini de biliyorum. Belki çok iyi adam da olabilir. Ben tanımıyorum yani, çok iyi insan da olabilir. Herkes kendi arkadaşı için savaşır, normal o da senin arkadaşın. Ama doğru olan bir şey var. Zamanı kaybetmeden elimizdeki fırsatı değerlendirelim, Yavuz'u getiriyorsalar getirirler. Ben ona haber gönderdim. Bunu söyledim, dedim. Yoksa ikisine bir mi söylemek istedim.

Erol Evcil: Ben kele söyle dedim. MİT'teki bir arayım mı adamı ne diyorsun?

Alaattin Çakıcı: Ha?

Erol Evcil: Arayım mı adamı?

Alaattin Çakıcı: Arıyosan ara bakalım, ne diyor. Ona ne dedi biliyor musun bu adam ha Yavuz geriye gelirse ben sana söyleyeyim. O adama söyleyin benim. Ha bana da söyleyen anlıyor musun, aynı sana söyleyen var ya, eğer senin arkadaşınsa söyle. Ben ne dersem benim arkadaşım benim dediğime gelir.

Erol Evcil: Ya onu söyleyen ben olduğumu biliyor Gedik.

Alaattin Çakıcı: Ha biliyor mu?

Erol Evcil: Biliyor söyledim ben ona.

Alaattin Çakıcı: Ha anladım.

Erol Evcil: Onu elden çıkarma. Gerekli olduğu yerde inşaat yaparsın.

Alaattin Çakıcı: Yalnız niye biliyor musun, onla gidilmiyor değil mi? Hatta şey Zeki'ye söylerim, sen Zeki'ylen görüştüğün zaman onu sana bırakır. O sende kalır. Lazım oldu mu çocuğa gönderirsin onu.

Erol Evcil: Anladım anladım. Anladım.

Alaattin Çakıcı: Zeki geldiği zaman zaten karar verirsin, yani o mu olur yenisi mi olur anladın mı dediğimi.

Erol Evcil: Anladım, anladım.

Alaattin Çakıcı: Off anam of. Sence bu uzaktaki gelir mi haber sence?

Erol Evcil: Biz onun Elazığlıyla kritiğini yaptık. Bu şeyden sonra gelir dedi. Şeyin sözünü verdiniz mi dedi sadece. Yani o gelirse açıklamayacak diye bir söz verildi mi dedi.

Alaattin Çakıcı: Yok canım. Asla.

Erol Evcil: Ben öyle bir şey demedim, dedim ben de.

Alaattin Çakıcı: Cık.

Erol Evcil: Ä°yi tamam o zaman dedi.

Alaattin Çakıcı: Onların a.. k...acağım Erol, sen merak etme, gelsin o uzaktaki. Aradan geçsin on beş gün. Ben işimi biliyorum. Anladın mı dediğimi dünyadan artık sana bana dost olmaz.

Erol Evcil: Yok ya bunlar eğer seni şey yapsalardı, dedikleri gibi uygulasalardı bize de bir iyilik düşünürlerdi. Ya oyun içinde oyun var bu işlerde be. Oyun içinde oyun.

Alaattin Çakıcı: Benim sana dediğim bak, şu Eymür giderse Yavuz gelecek ama Yavuz'un gelmesi için de Eymür'ün gitmesi lazım. Herkes enselenir check up yaptıramıyorum, kanser var bende ben hissediyorum. Bunu ayrıdır bütün vücudumda hissediyorum. Ben bunu içi ağrıyor biliyor musun? 6-7 paket sigara içiyorum stress sıkıntı beni hem deli ettiler. 2.5 sene evvel a... k....n Cankurtaran'a çarpılmış a... k....n kara para aklayan uyuşturucuların ağbiliğini yapan şey olsa ne olur, yani önemli değil. Kardeşim yani düşündüğüme benim sana karşı yaptığım iyilikler var, istediğin zaman iade edebilirim hepsini sana. Sen karışma Halit'e alttan aldın. Ne hakkın vardı hayır benim sende hakkım var.

Erol Evcil: Bu konuyu burada kapatalım lütfen, ben yanlış bir şey söyledim, senden özür dilerim.

Alaattin Çakıcı: Yahu özür dilemene gerek yok. Biz kardeşiz, ama olanı söylüyorum. Biz çocuk değiliz. Ben sana bir şey diyorum, sinirleniyorsun. Sıkıntı yapıyorsun, biz arkadaşsak kardeşsek ben seni dinlediğim gibi sen de beni dinleyeceksin.

Erol Evcil: Şimdi aradım Engin'i, bayağı bir konuştuk. Size faydadan başka bir zararı olmaz demiş. Fakat siz bu adamlara şimdi bu uzağa giden arkadaşın uzağa giden arkadaşın sırf bu yüzden, yani benimle ilişkisi var diye gönderdiniz demiş. Ve bunun geriye getirmesi için baskı yapmak istiyor demiş. Ondan sonra, yani bu adam buraya gelmezse demiş, ben sana söylüyorum bu adam buraya gelmezse.

Hepimizin a... s...lir demiş. Ondan sonra demiş, bak bu çok ciddiler demiş. Tamam mı ondan sonra o uzaktaki çok ciddi korktu demiş. Ben dinledim demiş tamam mı. Herifin anasının a... kar yağar demiş. Artık bundan sonra sen bilirsin demiş tamam mı. Tabii diyor bunda renk renk attı diyor. Ondan sonra ona göre hareket edin, ona göre davranın, ona göre şey yapın demiş. O da peki tamam, ayarlarım demiş. Fakat burada çok çelişik şeyler dönüyor bugün İbrahim Yazıcı aradı.

Alaattin Çakıcı: Okey. Kafaya koymuşum ben bu işi 50 defa devirirdim, ben a... k....m şudur ya bi ANAP'lı milletvekiline çaktırırdım bu iş biterdi. Niye bekliyoruz, biraz daha bekleyelim şu Yavuz gelse, oraya beni affedecek hali yok. Yavuz kendini koruyamıyor, beni nasıl koruyacak? Gitmiş dünyanın bir tarafına. Ama bizim dostumuzsa, sonuna kadar savaşacaz onun için.

Alaattin Çakıcı: Pekii Eymür'ü alacaklar mıymış?

Erol Evcil: Bugün sormadım, artık yani bugün şey yapmadım. Fakat Elazığlı'yla konuştum. Ben bugün kesin alacaklar diyor. Elazığlı'nın şeyde adamları var ya.

Alaattin Çakıcı: Elazığlı da dedi mi ki, Yavuz'u (Yavuz Ataç kastediliyor) bu işten sonra getirirler dedi.

Erol Evcil: Dedi.

Alaattin Çakıcı: Ne dedi?

Erol Evcil: Bu şekilde söyledin, sen söyledim kesin getirirler dedi.

Alaattin Çakıcı: Yalnız sana bir şey söyleyeyim, bak söyle Yavuz abi geldikten on gün oraya başladıktan on gün sonra sesimi çıkaracağım unutma bunu.

Erol Evcil: Valla onbeÅŸ yirmi diyor.

Alaattin Çakıcı: Evet.

Erol Evcil: Onbeş yirmi gün diyor o da.

Alaattin Çakıcı: Tabii tabii, anladın mı dediğimi?

Erol Evcil: Yani onbeş yirmi gün beklenecek diyor. Bazı şeyler var diyor.

Alaattin Çakıcı: Hayır değil, şimdi biz yurt dışında yaşıyoruz, size ulaşamıyoruz. Sen Yavuz'u aradın mı?

Erol Evcil: Aradım. Çok kırık konuştu bana nedense, çok soğuk konuştu.

Alaattin Çakıcı: Kim, Yavuz mu?

Erol Evcil: Evet.

Alaattin Çakıcı: Yoldaydı belki ondan.

Erol Evcil: Yani bilmiyorum neden de, aradım Kemal.

Alaattin Çakıcı: Kaçta aradığın zaman kaçtı biliyor musun? 7 saat var.

Erol Evcil: Onu aradığımda benim saat altıydı.

Alaattin Çakıcı: Ben onunla konuştum. Oranın şehrine gitmişti Şangay diyorlar. Anladın mı deniz kenarında oraya gitmeşler. Ondan anlıyor musun belki yol yorgunluğu falan.

Erol Evcil: Bilmiyorum yani, bana çok soğuk konuşunca herhalde dedim, o da bozuldu.

Alaattin Çakıcı: Yok canım, o sana niye soğuk konuşsun? Hayır yok Erol niye sana soğuk konuşsun.

Erol Evcil: Bak bize bizden başka bir kişi dost değil, bak bir kişi diyorum haberin olsun bazıları.

Alaattin Çakıcı: Bak sana bir şey anlatayım. Tabii bize dost Yavuz abi, Mehmet Ağar'dan anlıyor musun üç gömlek daha ama bunları hayatları ve meslekleri söz konusu oldu mu dostluk bir yere kadar bekleyeceksin o da onların hakkı.

Erol Evcil: DoÄŸru.

Alaattin Çakıcı: Anladın mı hakları yani, niye ben onu da anlatım bizden onlar bir yere eee ben niye Yavuz Abi'den her şeyi talep etmiyorum soruyorum sana.

Erol Evcil: Evet haklısın evet haklısın, haklısın.

Alaattin Çakıcı: Bak benim de dostum senin de dostun. Ama bir yere kadar. Bir yerden sonra biz onlara zararlı olursak biz onlardan bazı şeyleri beklemicez. Ben gemileri yakmışım, ben senin hakiki dostunum, hakiki dostunum. Cııkta değilim beş yaşında haaa, sen yani bende co benimlen en sona gene aynısın ister sev ister sevme, ikimizin birbirine en az üç sene ihtiyacı var.

Erol Evcil: Biliyorum tabii ki.

Alaattin Çakıcı: Ha ben sana menfaat için dostluk yapanın babasının sen bana yapacağın dostluğu yaptın. Her şey yaptın, ben bunu televizyonda da konuşurum, her yerde konuşurum. Benim senden şu hiç kimse kurtlanmasın, ben yok olursam, seni yok ederim, inanmıyorum ben sana, sana her türlü ama bak ölmesem sana saldıranın a... k...m mesela. Aynen bu şekilde söylendi sorun değil kardeşim ya. Kaybederler anında ha sana yanlış yapanın g... kazık sokarım. Belki altı ay sonra olur basın geleceği senin intikamını bak bu lafımı yerde bırakanın a..... Türkiye koyim (hat gidip geliyor, anlaşılmıyor) Ben kötü rüya görmüyorum lan, senin dostlarının geldiği gün senin şeyini fabrikanı aldılar. Elinden o... çocuğu bunlar.

Erol Evcil: Evet.

Alaattin Çakıcı: Ya biz ona i... dedik, yavşak bizim halk dilinde i... demek yalan mı?

Erol Evcil: DoÄŸru.

Alaattin Çakıcı: Ne dedik şimdi arkadaşlar.

Erol Evcil: Hem de çok iyi.

Alaattin Çakıcı: Şimdi Canan ile konuş, yarın ondan bir randevu Alaaddin'i arasın. Şimdi önemli olan bizim iki tane üç tane bir bu banka işi iki Yavuz'un dönmesi üç Topal'ın g... kazık sokmak dört, anlıyor musun, şeyi okutmak okutmak sen şey işte Canan ile konuş. Ara onu karıyı arasın. Yarın sen Zeki ile buluşmadan protokolu yap, ağa yani cumaya kadar yap önemli. Çünkü yarın buluş, öbür gün yap önemli değil.

Erol Evcil: DoÄŸru.

Alaattin Çakıcı: Yani bir an evvel dönsünler, konuşsunlar da bu işi yapsınlar. Eymür'ü almışlar almamışlar anasını avradını s.... Eymür'ün ben. Bizim amacımız Yavuz! Ha sana şunu söyleyeyim, Yavuz'u da gönderseler bugün buraya bu kasetten dolayı Yavuz'a da iyi bakmazlar. Bu Gedikli seni aradı mı sonra bu şerefsiz?

Erol Evcil: Benim telefonumu bilmez o. 295'li telefon var o da şirkette kaldı. Ararsa da bulamaz. Korumaların telefonunu da bilmez. Efendim, alo.

Alaattin Çakıcı: Bu 212'li (New York'u kastediyor. New York'un kod numarası) yerin üst katı var.

Erol Evcil: Ha ha.

Alaattin Çakıcı: Anlıyalım, yani Avrupalılar ama çok şey yani.

Erol Evcil: Peki 212'li yer var mı?

Alaattin Çakıcı: 212'ler yer yok ama oraya gidilip oradan aşağıya inilir anladın mı dediğimi? Ben biliyorum, alo.

Erol Evcil: Efendim.

Alaattin Çakıcı: 212'li yere bir müddet gidilmez abi, ben buna.

Erol Evcil: Evet haklısın.

Alaattin Çakıcı: Yani şeyde onda avukatın konuş senin adamın, kesin gitti Erol değil mi?

Erol Evcil: Nereye gitti?

Alaattin Çakıcı: Başkonsolosluğa.

Erol Evcil: Büyükelçiye gitti, bizim adam.

Alaattin Çakıcı: He, he büyükelçiye. Kesin değil mi yani?

Erol Evcil: Kesin kesin.

Alaattin Çakıcı: Bak kesinse o hem 212'li yerden söylenildi, hem oradan söylenildi.

Erol Evcil: Yok yok yok, o adam kesin gitti. Yani adam benim adamım değil, adam şeyin adamı biliyorsun. Kimin adamı olduğunu.

Alaattin Çakıcı: Ha.

Erol Evcil: Yani kimin adamı olduğunu biliyorsun, önemli bir adam

Alaattin Çakıcı: Öbür taraftan da gidin oranın anlıyor musun, daire başkanı Mehmet.

Erol Evcil: Anladım.

Alaattin Çakıcı: Ya o bu iki numaralı defter var ya, o number one oldu buna dokuz kat katıldı biliyor musun? Niye Erol bir şey diyor musun?

Erol Evcil: Ne diyeyim kendine iyi bak! Yarın kaçta ararsın beni.

Alaattin Çakıcı: Ben benim sana bir şey anlatayım ya, Allah'a nasıl inanıyorsan benim bu sözüme de inan. Benim sana asla silahım yok. Asla ben bunu Yavuz'un kendine de dedim. Bir sana dedim bir Erol'a dönmez.

Benim biri karımın ırzına geçecek o zaman döner bir de canıma kast. Dönmez kardeşim, bu bu yani ben sana vereceğim en büyük ceza konuşmamak. Yavuz'a da vereceğim en büyük ceza konuşmamak. Konuşmam, aramam sormam etmem. Bilmem anlatabildim mi eğer biz böyle dostluk yapmışsak, birbirlerine vereceği ceza budur. Başka bir şey değil. Yani bu şu adamı ben ona da dedim, yüzüne dedim. Ya senin candan dedim, bana yani getirmiyor ki belki Yavuz buraya operasyon başkanlığına geldiği zaman, belki de benden anlıyor musun bak sana bunu söylüyorum, belki de çok az konuştu, anladın mı dediğimi yani.

Erol Evcil: Haha.

Alaattin Çakıcı: Yani ben ona kızmam, niye biliyor musun, yani ben ona inanmışım kızmam. Niye konumundan dolayı. Rahatsızlık ona vermeyeyim diye, ya da her gün aramam, haftada bir özel telefondan ararım. Çünkü o adama benim hep arkasında olmalıyım, sen hep onun arkasında olmalısın. Onu oraya getirmek önemli değil. Getirdikten sonra muhafaza etmek! Yanlış mı diyorum?

Erol Evcil: Doğru söylüyorsun, doğru haklısın.

Alaattin Çakıcı: Getirmek değil, geldikten sonra onu almamak.

Erol Evcil: Haklısın.

Alaattin Çakıcı: Ben seni aramam! Yalnız sana söyleyeceğim şu, yanlış anlama istediğin an bende olanı al.

Erol Evcil: Benim sende hiçbir şeyim yok.

Alaattin Çakıcı: Yani.

Erol Evcil: Varsa bir hatırım vardır, hatır kolay kolay alınmaz. Yani onun dışında benim sende hiçbir şeyim yok. Eğer sen bir daha bana böyle bir şey söylersen beni çok kırarsın inan ki! Sen biraz bana abilik yapıyorsan bana böyle bir şey söyleme, konuşmazsan yani arada sırada ararsan çok üzülürüm. Gerçekten çok üzülürüm. Çünkü bende hayatımı sana göre ayarladım. Çok üzülürüm ama bir daha bana sakın şey söyleme. Eğer birazcık bana bir kardeş gibi görürsen oğlunla kardeşin olarak görürsen, ben seni abim gibi görüyorum. Sakın bana böyle bir şey söyleme ama.

Alaattin Çakıcı: Erol bizim dostluğumuz, kardeşliğimiz birbirimize.


*****

Alaattin Çakıcı: Ben şimdi o zaman Mustafa'ya açayım. Mustafa Abi, Yavuz Abi'nin (Yavuz Ataç) işi ne oldu diye sorayım.

Erol Evcil: Uğraşsın biraz

Alaattin Çakıcı: Versin parasının yarısını sonra ortak olsun.

Erol Evcil: Yok be.

Alaattin Çakıcı: Anlamadın dediğimi sen. O dedi sana 9 milyon dolar. Yarısını ver onun. Ben sana bir şey söyleyeyim bak. Oraya 17 milyon dolar ödendi ya şeye Macit Bey'e, yavuklusu orospu çıktı. Eğer o paradan... ya aklı sıra anlıyor musun? Bana telefon etti ne yapıyorsun aramıyorsun diye. Ben kimseyi aramıyorum dedim, niye arayayım dedim. Ya bugüne kadar kimseyi aramamışız, şimdi niye arayayım, doğru mu Erol?

Erol Evcil: DoÄŸru


Alaattin Çakıcı: Vereceğim cevap sana bağlı unutma..




FastCounter

 

Hit Counter

  Anadolu Türk Ä°nterneti

 

Güncelleştirme : 24.08.2021 - 15:50