Header $articleheadline_he$ "ArticleHeadline" Detay Sayfa Header

 

 

     

 

 

 
2021-08-24

Detay Sayfa

Tüm Dosyaların Listesi

News Database Template Page Example

Aşık Kendini Savundu

8/4/2000 - 11:00 - Atinİlgili Bağlantı Yorumlar Bu Yazıyı Bir Tanıdığına Yolla Bu Yazıyı Yazdır  

      

Yayınımız üzerine açıklamalarda bulunan Eyüp Aşık, Mehmet Eymür'le akraba olduklarına da değinerek, Eymür'ün MİT'ten uzaklaştırılmasını kendisinden bildiği için böyle davrandığını, Alaattin Çakıcı'yı da ilk kullananın Mehmet Eymür olduğunu söylemiş. Eymür Aşık'ı cevapladı:

Aşık, bir zamanlar gazete manşetlerinde boy gösterip "MİT'de çetelerle ilişkili kişileri ayıklıyacağız" beyanatlarını unutmuş, "MİT'ten atılmasından beni sorumlu tutuyor olmalı ki, kızgınlıkla laf ediyor" diyerek konuyu geçiştirmeye çalışıyor.

Sayın Aşık, peki siz ve patronunuz Mesut Yılmaz, MİT'den çetelerle ilişkili kimleri ayıkladınız? MİT'den uzaklaştırılanlardan birisi bendim. Yani yıllardır terör örgütleriyle, organize suç örgütleri ile mücadele etmiş ve meslek hayatında yüz kızartıcı hiç bir lekesi olmayan biri. Diğeri ise sizin ve patronunuzun zaman zaman görüştüğü, başınız sıkıştığında çete reisi ile aranızı bulan Yavuz Ataç.

Sahi, Yavuz Ataç şimdi ne yapıyor acaba? MİT'den ayrıldıktan sonra sizin Genel Başkan Yardımcılarınızdan biri ona "müşavirlik" teklif etmişti. "Bende Alaattin'in maaşa bağladığı 15 kadar milletvekilinin, bakanın listesi mevcut, sıkıştırılırsam bunları açıklarım" diyordu. Açıklamadığına göre işler yolunda. Daha sonra sık sık MİT'e gidip üst düzey yöneticilerle pazarlık yaptığını duyduk. Yöneticiler "Aman Yavuz, DGM'de Alattin'in MİT'le ilişkisini açıklama. Teşkilat zor durumda kalır. Biz senin mağduriyetini hallederiz" diyorlarmış. Onların istediği gibi ifade verirse bu sefer DGM'de kendi suçlu durumuna düşecek. Ne ise sonunda kendini kurtarmak için DGM'ye Çakıcı ilişkisinin resmi bir ilişki olduğunu söylemek zorunda kalmış. Ancak irtibatın sanki eski bir faaliyetin korunması için devam ettiğini ima eder şekilde ifade vermiş. Çakıcı'nın "gizli bir dosya gibi, yabancı istihbarat teşkilatlarından koruması gerektiğini" söylemiş. Doğru, Çakıcı gizli bir dosya ama, MİT için değil, pisliklerin örtülmesi için gizli. Zaten artık "gizlilik" kavramı ve kapsamı da değişti. Çete faaliyetleri, adi cinayetler, hırsızlık, arsızlık, ihale işleri de gizli faaliyetler kapsamna dahil edildi. Gizli değince akan sular duruyor.

Doğru mu, değil mi bilmiyorum. Son olarak Ataç'a Başbakanlık'ta "Batı Çalışa Grubu'nun" sivil kanadında bir görev verildiğini duydum. Böyle bir grubun olup olmadığını da bilmiyorum. Eğer doğru ise herhalde onu Çin'de bile izlettiren Mesut Yılmaz, yine kontrol altına almış demektir.

Sayın Aşık, açıklamanızda beni tenkid etmiş, "İki hatası var: Birincisi iddiaları araştırmadığımı söylüyor, ikincisi ulaştığım bilgileri siyaseten kullandığımı söylüyor" demişiniz. Herhalde sizin hafızanız işinize gelmeyen konuları silme becerisine sahip. Ben size bir hatırlatma yapayım:

Flash TV 23.ncü SAAT

01.Mayıs.1997

" ERKEK SPİKER : Sevgili izleyiciler, Susurluk kazası ve beraberinde getirdiği iddiaların üzeri örtülmek mi isteniyor? İşte bu soruya en somut yanıtı Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut YILMAZ Parti grubunda daha dün verdi. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut YILMAZ Susurluk Skandalı’nın unutturulmaya çalışıldığını öne sürüyordu ve Türk Ticaret Bankası’nda yaşanan rezalete dikkat edin diye konuşuyordu.

BAYAN SPİKER : Türkiye’nin yoğun gündeminde Susurluk Skandalı'ndan giderek daha az söz edilmeye başlanmasını çeteler unutturulmaya çalışılıyor diyerek açıklayan Mesut YILMAZ’a göre bu çeteler hala faaliyette.

MESUT YILMAZ : Bu rejim bunalımı arasında unutturulmaya çalışılan birtakım gelişmeler de vardır. Bunların en başında da Susurluk sonrası ortaya çıkan gelişmeler geliyor. Artık varlığı bütün kamuoyunun malı olmuş olan bir takım devletin içine sızmış olan çeteler bu rejim tartışmaları içerisinde, bu demokrasi tartışmaları içerisinde kamuoyunun gündeminden uzaklaştırılmaya, düşürülmeye çalışılmaktadır. Ama bundan daha vahim olan bir durum bu çetelerin maalesef faaliyetlerini halen devam ettirmekte olduklarıdır.

BAYAN SPİKER : YILMAZ özellikle Türk Ticaret Bankası’nda yaşananlara dikkati çekiyor.

MESUT YILMAZ : Bugün hala günümüzde yeni rezaletler, yeni eylemler sergilenmektedir. Ben şu anda bunların detaylarına girmeyeceğim. Ama özellikle medyamızın nedense fazla ilgi görmekten, ilgi göstermekten kaçındığı Türk Ticaret Bankası üzerinde oynanan oyunlara, rezaletlere kamuoyunun dikkatini çekiyorum. Anavatan Partisi olarak bu meseleyi çok yakından izlemeye devam edeceğimizi söylemekle yetiniyorum. (Yılmaz, hakikaten de bu meseleyi yakından izledi)

ERKEK SPİKER : Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut YILMAZ Türk Ticaret Bankası’nda yaşanan rezalete dikkat edin derken, dün Türk Ticaret Bankası’nın Olağanüstü Genel Kurulu vardı. Genel Kurul öncesinde basın ve yayın kuruluşlarına gönderilen faks mesajlarında ise inanılması güç iddialar yer alıyordu. Faks metninde Olağanüstü Genel Kurulun Susurluk Skandalı’na ışık tutacak gelişmelere sahne olacağı belirtiliyordu. Bu faks mesajını ardından arkadaşlarımız olayı araştırmak için Türk Ticaret Bankası Merkez Binasına gittiler. Ancak bina önünde kızgın emeklilerle karşılaştılar. Emeklilerin dile getirdiği iddialarda çok önemliydi.

BAYAN EMEKLİ : Bunlar burada atmaca gibi başımızda bekliyorlar, bir şey olursa almak için. Doymuyorlar, gözleri doymuyor.

ERKEK SPİKER : Bu sözler Türk Ticaret Bankası Olağanüstü Genel Kurulu sürerken bankanın önünde söylendi. Türk Ticaret Bankası Mecidiyeköy Merkez Binası önünde toplanan banka emeklileri içeriye girmek istemelerine rağmen alınmıyorlardı. Türk Ticaret Bankası emeklilerinin banka önünde toplanmalarının nedeni ise gazete ve televizyon haber merkezlerine gönderilen faks mesajı idi. Faks metninde yazanlar inanılır gibi değildi. Faks metninde Başbakan Yardımcısı Tansu ÇİLLER’in eşi Özer ÇİLLER’den Alaattin Çakıcı’ya kadar pek çok kişinin ismi geçiyordu. İşte faks metni: “Türk Ticaret Bankası’nın bugün çok önemli olağanüstü genel kurulu var. Bu olağanüstü genel kurulun önemi Susurluk skandalı ile ortaya çıkan çetelere de ışık tutacak gelişmeleri içeren toplantıyı izlemenizi rica ederiz. Bu konudaki gelişmeler Özer ÇİLLER, Adil ÖNGEN ve Alaattin ÇAKICI’yı kapsıyor". Bu iddiaları araştırmak üzere Türk Ticaret Bankası önüne gittiğimizde banka emeklilerini beklerken bulduk. Banka emeklilerinin dile getirdiği iddialarsa yine çok önemliydi.

BAYAN EMEKLİ : Tansu ÇİLLER gibi adi bir kadın, eğer çekiyorsa bunu çeksin. Siz bunu söyleyin. Bizim bankayı gammazlamak istiyorsa yeter artık doymadı mı? Gerçekten doymadı mı?

ERKEK EMEKLİ : Yaa şimdi zamanında zaten bir şey almışlar. Kredi almışlar, daha bunların borçlarını ödememişler. Düşünün yani....

BAYAN EMEKLİ : Bunlar burada atmaca gibi başımızda bekliyorlar, bir şey olursa almak için. Doymuyorlar, gözleri doymuyor.

ERKEK SPİKER : İşte banka emeklileri inanılması güç iddialar ortaya atıyorlar. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut YILMAZ da Türk Ticaret Bankası’nda yaşanan rezalete dikkat edin diyor. Peki Türk Ticaret Bankası’nda neler yaşanıyor. Şimdi olaylara ilk başından başlamak istiyoruz. Susurluk kazasıyla gündeme gelen iddiaları araştırmak için TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na ifade veren Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi AVCI Alaattin ÇAKICI’nın bir banka satış işiyle ilgili olarak Adil ÖNGEN isimli bir eski bankacıyı tehdit ettiğini söylüyor. Tarih 4 Şubat 1997.

EKRANDA YAZILI OLARAK : ZABITLARDAKİ GERÇEKLER

ERKEK SPİKER : Tarih 4 Şubat 97. TBMM Susurluk Arattırma Komisyonu’na ifade veren Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi AVCI, Türkiye’yi sarsacak iddialarda bulunuyor. Hanefi AVCI sözü Alaattin ÇAKICI’ya getiriyor ve ÇAKICI’nın MİT’le yakın ilişkide olduğunu söylüyor. AVCI ÇAKICI’nın bir banka satışıyla ilgili olarak devlet yönetimine yakın eski bir borsacı olan Adil ÖNGEN’i tehdit ettiğini söylüyor. Hanefi AVCI’nın ifadesi aynen şöyle. Aslında zaten Alaattin ÇAKICI’nın ve kendi adamlarının bütün işleri eskiden beri MİT tarafından organize ediliyor. Yani yurtdışı çıkışlarında yardımcı olunuyor, yurtdışı Türkiye girişleri takibinde de aynı şey geçerli. Hatta bu çok fazla ilerletilmiş durumda... Alaattin ÇAKICI birtakım insanları tehdit ederse, Türkiye’de oradaki insanlar devreye girip yardımcı oluyormuş gibi. Hatta bir olay var Bursalı bir işadamı Erol EVCİL, bu adam geçmişte Alaattin’i birkaç defa kiralamış, birkaç eylemde kullanmış. En son banka açmak istiyor. Banka açmasına mani olan bir takım insanlar var devletin yönetiminde. Bunları 2 milyon dolara ÇAKICI’ya vermeye söz veriyor. Bunun üzerine başkan Mehmet ELKATMIŞ araya giriyor ve etkili kişiler kim devlet yönetiminde diye soruyor. Hanefi AVCI da bu soruya Adil ÖNGEN bir tanesi hatırlıyorum ben diyor. ELKATMIŞ necidir diye sorduğunda Hanefi AVCI şöyle devam ediyor. Bu adam bankacı hatta zannediyorum devlet üst yönetiminde özellikle ÇİLLER’lere çok yakın bir insan, onlarla yakın irtibatta olan. Bu adamın banka açma yetkisi var, imkanı var diye ÇAKICI tarafından tehdit ediliyor. Erol EVCİL 2 milyon dolar ÇAKICI’ya verecek, ÇAKICI da bu şahısları tehdit ediyor diyor ki, öldürür, asar, keserim. Bu adama banka açma vereceksiniz... İşte Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbaratının ikinci adamı Hanefi AVCI Susurluk Komisyonu’na 4 Şubat tarihinde bu ifadeyi veriyor. Ve tarihler 12 Mart 1997’yi yani Hanefi AVCI’nın bu ifadeyi vermesinin üstünden 36 gün geçiyor. Ve İstanbul’da bir olay yaşanıyor ve bu olay Hanefi AVCI’yı tam anlamıyla doğruluyor. Hanefi AVCI Susurluk Komisyonuna Alaattin ÇAKICI’nın tehdit ettiğini söylediği Adil ÖNGEN isimli eski Bankacı Balmumcu’da saldırıya uğruyor. Adil ÖNGEN saldırıdan yara almadan kurtuluyor ama koruması yaralanıyor.

EKRANDA YAZILI OLARAK : 12 MART 1997

ERKEK SPİKER : Ve tarih 12 Mart 97. Hanefi AVCI’nın Susurluk Komisyonu’na ifade vermesinin üzerinden tam 36 gün geçiyor. Hanefi AVCI’nın Susurluk Komisyonunda ÇAKICI tarafından tehdit ediliyor dediği, ÇİLLER’lere yakınlığıyla bilinen eski bankacı Adil ÖNGEN silahlı saldırıya uğruyor. ÖNGEN içinde bulunduğu zırhlı aracın arka koltuğuna yatarak saldırıdan kurtuluyor ama, koruması Hüseyin YOLCU saldırganlara karşılık verince yaralanıyor. Adil ÖNGEN’in MİT tarafından verilen 4 kişi tarafından korunduğu ve üzerinde yeşil pasaportla, başbakanlık kimliği taşıdığı öne sürülüyor. Saldırının ardından gazete ve televizyonları arayan bazı kişiler ise saldırıyı Alaattin ÇAKICI’nın yaptırdığını öne sürüyor. Peki, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi AVCI’nın komisyona adeta ihbar ettiği ve 12 Mart tarihinde tam anlamıyla doğrulanan olayın ardında yatan gerçekler neler? Hanefi AVCI komisyona verdiği ifadede bir bölümünden bahsediyor. Olayın ardında bir bankanın satışı işi var. İşte ortada dolanan iddialar.

EKRANDA YAZILI OLARAK : MAFYA - PARA - SİYASİ ÜÇGENİ

ERKEK SPİKER : Bu saldırının ardında Hanefi AVCI’nın açıkça ifade ettiği gibi bir banka satışı işi olduğu öne sürülüyor. İddiaya göre Alaattin ÇAKICI, Bursalı bir işadamı olan Erol EVCİL’e Türk Ticaret Bankası’nı almak istedi. Ama Adil ÖNGEN bu satışı engelledi. Alaattin ÇAKICI bunun üzerine MİT’ten Mehmet EYMÜR’den yardım istedi ancak olumlu yanıt alamadı. Bir başka önemli iddiaya göre de Adil ÖNGEN Mehmet EYMÜR’ü MİT’e işe sokan kişi. Bunun için Mehmet EYMÜR ÖNGEN’e MİT’ten 4 tane koruma veriyor. Bu aşamada ÇAKICI’nın adamalarının tutuklanması ve EVCİL’in de asker kaçağı olduğu gerekçesiyle hapse konulması ÇAKICI’yı iyiden iyiye çileden çıkarıyor ve ÇAKICI ÖNGEN’e silahlı saldırı düzenletiyor. Ortada dolanan iddialar böyle. Anavatan Partisi Trabzon Milletvekili Eyüp AŞIK da iddiaların ciddiyetine dikkat çekiyor. Eyüp AŞIK’a göre Susurluk skandalından sonra çeteler faaliyetlerini tam gaz sürdürüyor. Eyüp AŞIK Adil ÖNGEN gibi birine MİT’in neden koruma verdiğini soruyor.(Sayın Aşık, Flaş TV benimle ilgili bu kasıtlı bilgileri nereden aldı acaba?)

EKRANDA YAZILI OLARAK : ÇETELER TAM GAZ

EYÜP AŞIK : Bunca rezalete rağmen, bunca skandala rağmen çeteler aynı işlemlerine devam ediyor. Bir yandan Emniyet Müdürü Sami Hoştan'ı koruduğunu bana bildiriyor, bir yandan bilmem Türk Ticaret Bankası’nın Ahmet’e yada Mehmet’e satılması için adam vuruluyor. O olayın içerisinde de birçok soru işareti kalıyor. Susurlukta meydana gelen kazayla, sizin bahsettiğiniz Adil’in vurulması olayında meydana gelen skandal farklı birşey değil. Adil denilen adama suikast düzenleniyor, veyahut ta işte vurulması isteniyor adamın arabasında MİT mensubu çıkıyor. MİT mensubu yaralanıyor. Vurulan adam MİT mensubu. Devletin görevlisi. Ben şimdi sormak istiyorum devletin görevlisinin Adil’in arabasında ne işi var.(Sayın Aşık, kendin uydurmuş, kendin hesap soruyorsun. Daha doğrusu Alaattin ne dediyse ezberlemiş söylüyorsun. Kimmiş vurulan MİT mensubu? Şu söylediklerinden hangisi doğru. Hani tetkik etmeden hiç bir bilgiyi kullanmıyordun?) Ve yine iddiaya göre Adil’e yeşil pasaport verilmiş, Adile bilmem Başbakanlık Müşaviri belgesi verilmiş. Eğer bu iddialar doğruysa o zaman Susurluktan daha büyük bir skandalla karşı karşıyayız ve bu gergin ortamda dahi devam ediyor.

ERKEK SPİKER : Anavatan Partisi Sinop Milletvekili Yaşar TOPÇU da Hanefi AVCI’nın komisyona verdiği ifadenin yaklaşık bir ay sonra doğrulanmasını hayretle karşılıyor. Yatar TOPÇU Hanefi AVCI’nın komisyona verdiği ifadeyi anlatıyor.

EKRANDA YAZILI OLARAK : TOPÇU ANLATIYOR.

YAŞAR TOPÇU : Hanefi AVCI aktardı bize gelip verdiği ifade de bir işadamından bahsederek bunun çok geçmişi olmayan bir işadamının servetinin derinliği zaman itibariyle derinliği olmayan bir işadamının banka kurmaya kalktığını, buna bankalar birliğinden bir takım engeller çıktığını bunu işte yanlış hatırlamıyorsam söylediğiniz gibi sayın ÇAKICI’nın, yo pardon Alaattin ÇAKICI’nın şeyini vererek, ismini vererek onun o kişi tarafından Alaattin ÇAKICI’yla anlaşıldığını, bunun üzerine gönderilmek istendiğini ve şeyin de bu banka işinin de geri kalan bölümünün yine ÇİLLER’lerin adını vererek bunları araya sokmak suretiyle bu bankayı kurmaya çalıştığının istihbarat bakımından kendilerine geldiğini belirtmişti Hanefi AVCI.

ERKEK SPİKER : Adil ÖNGEN’e yapılan silahlı saldırı olayının gerisinde yatan bir de gizli rüşvet iddiası var sevgili izleyiciler. Bu rüşvet iddialarına yönelik ilk sinyalleri Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüsamettin CİNDORUK verdi. Hüsamettin CİNDORUK bir banka açabilmek için bir bakanın yakınına rüşvet vermek gerektiğini söylüyordu.

EKRANDA YAZILI OLARAK : CİNDORUK’TAN ŞOK AÇIKLAMA

HÜSAMETTİN CİNDORUK : Siz müteahhitsiniz, siz bankacısınız, şube açacaksınız, iş alanı açacaksınız, bu işi almak için Başbakanın eşine, Dışişleri Bakanının etine gidip komisyon veriyorsanız, ancak komisyonla banka şubesi açabiliyorsanız, ancak komisyonla ihale alabiliyorsanız bu devletin ekmeğini, parasını, bu devletin zenginliğini, halkla nasıl yüzletirsiniz, nasıl paylatırsınız. Bu nasıl demokrasi?

ERKEK SPİKER : Evet Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüsamettin CİNDORUK, banka açmak için bir bakanın yakınına rüşvet vermek gerektidini öne sürüyor. Anavatan Partisi Trabzon Milletvekili Eyüp AŞIK’ta CİNDORUK’u destekleyen açıklamalarda bulunuyor 23. Saat’te. Eyüp AŞIK bir bakanın yakınına banka açmak için rüşvet istendiğini öne sürüyor. Peki kim bu rüşveti alacak bakan yakını.

EKRANDA YAZILI OLARAK : PARALARI KİM ALACAK?

EYÜP AŞIK : Türk Ticaret Bankası bu işte Adil’in vasıtasıyla birisine verilmek isteniyor. Ama oradan 20 milyon dolar rüşvet isteniyor.

ERKEK SPİKER : Kim istiyor efendim rüşveti?

EYÜP AŞIK : Şimdi Adil’in vasıtasıyla isteniyor ama, yani fevkalade önemli kişilere, devlette şu anda halen görevli bakanlık konumundaki kişilerin yakınlarına gideceği söyleniyor bu paranın. Ha birbirine zincirleme de bağlı sadece ondan ibaret değil. Efendim Kanal 6 televizyonu bilmem kime pazarlanacakmış, bilmem kim kimin arsasını yeşil sahadan çıkartacakmış veyahut ta bilmem imar durumunu düzeltecekmiş yani birbirine zincirleme bağlı birçok vaatler. Ama en önemlisi Türk Ticaret Bankası’na Hazine’den 20 milyon dolar yardım yapılacağı Türk Ticaret Bankası’nın sermayesinin arttırılacağı ve bunun birisine devredileceği ve bu devir olayı karşılığında da 20 milyon dolar rüşvet isteniyor. Ve bu rüşvet verilmeyince o devir işlemi Erol denilen işadamından (Erol nasıl işadamı ise) vazgeçiliyor bundan, başka bir işadamına pazarlanıyor ve bunun üzerine de orada Adil’e suikast düzenleniyor, onun yanındaki devlet görevlisi vuruluyor. Adil dediğiniz aracı kişi vasıtasıyla paranın yalıya gideceği iddiasıyla 20 milyon dolar isteniyor.

ERKEK SPİKER : Sevgili izleyiciler şimdi bu banka satışıyla ilgili karanlık ilişkileri bir kenara bırakıyoruz ve bir başka iddiaya geçiyoruz. İddianın sahibi öldürülen kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal’ın eti Safiye Topal. Bu iddiaları dile getiren kişi ise Ömer Lütfi Topal’ın Avukatı Ekrem MARAKOĞLU. Ekrem MARAKOĞLU Susurluk komisyonuna verdiği ifadede şok açıklamalarda bulunuyor. Ve işte Yaşar TOPÇU’da bu ifadeyi anlatıyor.

EKRANDA YAZILI OLARAK : 2. İDDİA.

YAŞAR TOPÇU : MARAKOĞLU geldi çok enteresandır olay. Şimdi diyor ki eşi bizi Safiye yemede çağırdı. Ne zaman çağırdı sorduk, dedik ki yani tarih neydi. Susurluk olayından üç gün sonra. Susurluk 3 Kasımdır biliyorsunuz. 6 Kasım akşam diyordu yemekte televizyon seyrediyoruz, televizyonda da Susurluk kazasını gösteriyor. Safiye TOPAL diyor televizyona baktı baktı döndü bana dedi ki, Ekrem Bey TOPAL’ın kanı yerde kalmadı. Şimdi bu söz doğru çıkıyor. Nasıl Doğru çıkıyor? Bu susurluk kazasından 1,5 - 2 ay sonra yapılan emniyetin yürütmekte olduğu bu cinayetle ilgili sorutturma sırasında Abdullah ÇATLI’nın parmak izi Ömer Lütfi TOPAL cinayetinde kullanılan iki tane Kalaşnikof tüfekten bir tanesinin şarjöründeki bantta aynen çıkıyor. MARAKOĞLU diyor ki kendisine sordum Sami HOŞTAN’dan mı şüpheleniyorsun, isim zikrederek, Ali Fevzi BİR’den mi şüpheleniyorsun işte Ömer Lütfi TOPAL’ın katillerine katledilmelerine azmettirici olarak karıştığı bir çok isimleri saydıktan sonra bunlardan mı şüpheleniyorsun sorusuna hayır diyor. Onlardan değil. TOPAL’ın öldürülme olayında, katli olayında Özer ÇİLLER’in parmağından şüpheleniyorum.

ERKEK SPİKER : Evet bu iddialar son derece ciddi. Ama şimdi yine ülkeyi sarsacak iddialara geçiyoruz. Bu olayı daha iyi anlayabilmeniz için Adil ÖNGEN’in İstanbul Balmumcu’da nasıl silahlı saldırıya uğradığını hatırlatıyoruz sizlere.

EKRANDA YAZILI OLARAK : MAFYA KANUNU

ERKEK SPİKER : Tarih 12 Mart 97. İstanbul Balmumcu’da bazı MİT mensupları tarafından korunduğu iddia edilen eski bankacı Adil ÖNGEN kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin saldırısına uğruyor. Adil ÖNGEN içinde bulunduğu zırhlı Mersedes’in koltuğuna yatıp saldırıdan kurtuluyor. Ama araçtan inip saldırganlara karşılık veren ÖNGEN’in koruması emekli polis memuru Hüseyin YOLCU göğsünden ve başından yaralanıyor. Saldırının ardından gazeteleri arayan kimliği belirsiz kişiler, saldırıyı Alaattin ÇAKICI’nın yaptırdığını iddia ediyor. Ve yine Anavatan Partisi Trabzon Milletvekili Eyüp AŞIK’ın bu olayı ilgili iddialarına geçiyoruz sevgili izleyiciler. Eyüp AŞIK bu silahlı saldırı olayının ardında bir banka satış işinin yattığını, ancak bu işin içinde de başka işler olduğunu öne sürüyor. İşte Eyüp AŞIK’ın iddiaları.

EKRANDA YAZILI OLARAK : KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE?

EYÜP AŞIK : Türk Ticaret Bankası’nı almak isteyen kişiden vazgeçilip başka bir kişiye verilmeye kalkınca işte o Adil denilen adam vuruluyor, onu vururken arabası zırhlıymış, zırhlı araba olduğu için ona birşey olmamış ama onun koruması vuruluyor. Ona koruma niçin veriliyor? Ondaki koruma ne sıfatla ona verilmiş? Ona verilen diğer belgeler ne sıfatla verilmiş? Ve pazarlıklar nasıl yürüyor, öteden beri bu işler nasıl geliyor, maalesef araştırma şansımız da olmuyor.

ERKEK SPİKER : Kanal 6’nın satışı olayı nasıl gelişiyor?

EYÜP AŞIK : Efendim Kanal 6 bu işte biraz detay. Yani Kanal 6’nın da pazarlık içerisine sokulduğu daha sonra da o işin olmadığı bir hadise. Yani bu Türk Ticaret Bankası’nın verilmesi karşılığında Kanal 6’nında el değiştireceği ve işte parti paralelinde yayın yaptırılacağı, o da pazarlık içindeydi. O daha sonra çıktı. Anlaşma olamayınca o çıkartıldı.

ERKEK SPİKER : 20 milyon dolar rüşvet isteyen kişiyi yalı olarak tanımladınız. Yalı çetesi olarak...

EYÜP AŞIK : Yalıya verilmek üzere söyleniyor, yani iddia bu.

ERKEK SPİKER : Yani isim, isim, şahıs ismi kim? Yalı olarak şahıs ismi kimi vereceksiniz?

EYÜP AŞIK : Yahu burada birçok aracı var, ben şimdi doğrudan doğruya

ERKEK SPİKER : Aracıların isimlerini verin, deşifre edelim.

EYÜP AŞIK : Aracılar da birisine verecek muhtemelen. Ben diyorum ki mahkemeye intikal etsin birlikte araştıralım. Biz bizdeki bilgileri verelim mahkeme de bunları araştırsın neticede çıkartsın meydana.

ERKEK SPİKER : Peki biz sizdeki o bilgileri, aracılar dahil biz isimleri öğrenmek istiyoruz.

EYÜP AŞIK : Şimdi bağlantısını ben bugün söylediğim zaman, ismi söylediğim zaman, ispatlamam lazım.

ERKEK SPİKER : Peki, böylesine önemli iddialar neden medyada yer almıyor sevgili izleyiciler? Aslında bu konu daha önce Show TV’ de Kadir ÇELİK tarafından gündeme getirilecekti ama Show TV’ ye ve sahibi Erol AKSOY’a baskı yapıldığı ileri sürülüyor. Peki, kim baskı yapıyor. Bu soruyu Eyüp AŞIK’a soruyoruz. Aldığımız yanıt işte.

EKRANDA YAZILI OLARAK : BASINA SANSÜR.

EYÜP AŞIK : Kamuoyundan bu haberler saklanıyor. Yani bir televizyonda bunu haber yapmak isteyen kişiye de baskı yapılıyor, televizyona baskı yapılıyor, televizyonun sahibine baskı yapılıyor yayınlattırılmıyor.

ERKEK SPİKER : Yani Erol AKSOY’a baskı yapıldı ve Show TV’ de yayınlanmadı.

EYÜP AŞIK : Erol AKSOY’a baskı yaptırılıyor, Show TV’ de yayınlattırılmıyor. Özer ÇİLLER tarafından yayına sokulmayan bu ikinci yayındır.

ERKEK SPİKER : Yani biraz önce tarif ettiğiniz kişi Özer ÇİLLER mi? Dişileri Bakanı Tansu ÇİLLER’in eşi Özer ÇİLLER mi?

EYÜP AŞIK : Dışişleri Bakanının eşi Özer ÇİLLER bu yayına engel oluyor. Daha evvel çünkü Özer ÇİLLER vasıtasıyla benim bir televizyon programına, Star’da bir televizyon programına çıkışım engellenmişti biliyorum.

ERKEK SPİKER : Evet sevgili izleyiciler bu konu daha önce Kadir ÇELİK tarafından programda işlenecekti. Ancak her nedense yapılamadı bu yayın. Hatta bir akşam Kadir ÇELİK’in arabasına evinin önünde kurşun yağdırıldı.

EKRANDA YAZILI OLARAK : KADİR ÇELİK’E SALDIRI.

ERKEK SPİKER : Bu konu daha önce Kadir ÇELİK tarafından Show TV’ de Objektif programında gündeme getirilecekti ama, bir akşam Kadir ÇELİK’in otomobiline kurşun yağdırıldı.

KADİR ÇELİK : Olayı anlatıyor.

ERKEK SPİKER : Kadir ÇELİK bu konuyu gündeme getiremedi ama Hürriyet gazetesi yazarı Emin ÇÖLATAN bu konuyu 01 Nisan tarihinde köşesinde ele aldı. İşte 01 Nisan 1997 Hürriyet gazetesi Emin ÇÖLAŞAN’ın köşesinde bu konuyla ilgili yazılanlar. Alaattin ÇAKICI’nın Hürriyet gazetesi yazarı Emin ÇÖLAŞAN’la görüştüğü, ÇÖLAŞAN’ın 01 Nisan’daki yazısından da anlatılıyor. ÇÖLATAN 01 Nisan’da köşesinde bakın neler yazmış. “Çakıcı telefonda inanılmaz olaylar anlatıyordu. Anlattığı herşeyin doğru olup olmadığını elbette bilemezdim. Ancak çocuğu üzerine yemin verip herşeyin doğru olduğunu ısrarla belirtiyordu. Sözünü ettiği konu bir bankanın satışı olayı idi. Bu yüzden İstanbul Borsasının danışmanı olan Adil ÖNGEN geçtiğimiz günlerde öldürülmek istenmiş ancak arabası zırhlı olduğu için mermiler sekmiş ve kurtulmuştu. Çakıcının anlattığı sadece bir tek olaydı. Bir banka satışı ile ilgili idi. Burada hepimizin çok yakından tanıdığı isimler geçiyordu. Ve ayrıca çok önemli bir politikacı yakını. Çakıcı, kendisinden “Enişte" diye söz ediyordu. Çakıcı şöyle diyordu: "Sadece bu olayda 20 milyon dolar avanta döndü. Eğer bildiklerimi açıklarsam hükümet düşer. Açıklamaya da hazırım”. Madem açıklamaya niyeti vardı niçin konuşmuyordu. Çakıcı bununda yanıtını veriyordu. Bu işlerin içindeyim. Bildiklerimi anlatmak ve elimdeki belgeleri açıklamak için yürekli bir televizyon kanalına, yürekli bir programcıya ve yürekli bir patrona ihtiyacım var. Ben canlı yayına telefon ile katılacağım ve bu olayın içinde yaşadıklarımı anlatacağım. Herşeyi Kadir ÇELİK’in programında açıklayacaktım. Ancak son dakikada bu önemli kişinin baskısı ile programa sansür uygulandı. Bu konuyu geçen gün Kadir ÇELİK’te anlatmıştı. Programı sansür edilmediği taktirde bu olayların perde arkasında o kişinin olduğunu kanıtlayacağını söylemişti. Programı geçen hafta izledim. Bu konu gündeme gelmedi. Demek ki sansür mekanizması çalışmıştı. Burada ÇAKICI’nın bana her söylediğinin doğru olduğunu iddia etmiyorum. Ancak en kötü olasılıkla bile anlattıklarından çoğunun doğru olduğuna inanıyorum."

ERKEK SPİKER : Sevgili izleyiciler Şu anda hattımızın diğer ucunda Alaattin ÇAKICI var. Alaattin Bey iyi geceler.

Alaattin ÇAKICI : Hayırlı akşamlar.

ERKEK SPİKER : Çok önemli açıklamalarınız olacak ama daha önce ben size bir soru yöneltmek istiyorum. Dün akşam Metin ASLAN sizin yeğeniniz olduğu söyleniyor, öldürüldü, sizinle bir ilişkisi var mıydı, gerçekten yeğeniniz mi?

Alaattin ÇAKICI : Metin ASLAN benim ne yeğenim ne de akrabamdır. Bunu Dündar KILIÇ da bilir, kendisine sorabilirsiniz. Metin ASLAN 1,5 yıldır Mehmet Ali YILMAZ’ın yanında bulunmaktadır. Metin ASLAN benim Belçika’dan yakın bir arkadaşımın kardeşidir. Bu cinayetle ilgili hiçbir şey bilmiyorum, yorum da yapamam.

ERKEK SPİKER : Peki, şimdi çok önemli açıklamalar yapacaksınız, ben hemen bu Türk Ticaret Bankası işinde dönen bazı iddialara geçmek istiyorum. Bu konuda neler söyleyeceksiniz, çok çarpıcı iddialarınız olacak sanıyorum.

Alaattin ÇAKICI : Evet. Milletimize iyi akşamlar diler saygılarımı sunarım. Sözlerim ne bir milletvekiline ne de bir parti üyesine değildir. Demokrasinin ve insan haklarının rafa kaldırıldığı bir ülkede yaşamaktasınız. Bugün ülkeyi yönetenler milletimizi kaosun içine itmiştir. Sözde demokrasi adına yola çıkmış ÇİLLER ve Çetesi, ülkeyi kan, gözyaşı, yetim hakkı, çileli insanımızın emeğini, vatan savunmasının top mermisinin parasını gasbetmiştir. ÇİLLER ve çetesi iktidara geldiği günden bugüne kadar hegemonyasını ayakta tutabilmek için devletin çeşitli birimlerinde kendine bağımlı, Stalin dönemindeki Beria’lar gibi, demokrasiye ve insan haklarına düşman işler grubu oluşturmuştur. Sayıları 50’yi geçmeyen bu işler grubu medya patronlarına ve gazete sahiplerine baskı ve terör uygulamaktadırlar. ÇİLLER yanlısı yayın yapan medya ve basın kuruluşlarına farklı, aleyhte yayın yapanlara da ekonomik ve psikolojik terör uygulamaktadırlar. Evet, size anlatmak istediğim, günlerdir medya ve basına koyulan sansürü delmiş bulunmaktayım. Önce Flash TV’ ye ve mensuplarına, Sayın Emin ÇÖLAŞAN’a, Kadir ÇELİK’e, dünya görüşlerimiz farklı olan Sayın Doğu PERİNÇEK’e teşekkür ederim. Demek ki basın ordusunda yiğit kalabilenler bunlarmış. Bu ifadeyi kullandığım için tüm basın mensuplarından özür dilerim. Basın mensupları ne yapsın, Özer ÇİLLER ve çetesi babalarının çiftliği gibi devlet bankalarından, gazete ve medya patronlarına krediler verip kendi denetiminde bir basın oluşturmuşlar. Basın mensupları ekmeğinden olmamak için ciddi konuların üzerine gidememektedir. Sayın Mesut YILMAZ Kadir ÇELİK’le ilgili Erol AKSOY’u arıyor. Kendisine Kadir ÇELİK’in programını neden yayınlamadınız? Erol AKSOY’un cevabı şudur. Yapamam efendim. Yayınlarsam 64. Madde uygulanıp bankamı iptal edecekler diye Mesut YILMAZ’a ifade etmiştir. Bazı medya patronlarına devletin bankalarından kredi, bazılarına devlet ihalesi verilip basın susturulmuştur. Aylar evvel üst düzey bir emniyet görevlisi Susurluk Komisyonunda vermiş olduğu ifade şudur. Erol EVCİL isimli işadamı Ticaret Bankası ile ilgili ÇAKICI’yı kiralamış, ÇİLLER’e yakın Adil ÖNGEN’i tehdit etmiş. Beni ne bir siyasi idare, ne bir holding patronu parası satın alamaz. Adil ÖNGEN yeşil pasaport taşır. Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı kimliği kullanır. ÇİLLER’in bankalar konusunda müşaviridir. Mehmet EYMÜR’ü de MİT’e aldırıp çeteye dahil edendir. Soruyorum, Adil ÖNGEN eski bir Devlet Başkanı mı, yoksa emekli bir MİT Müsteşarı mıdır? Zırhlı araca biniyor, Mehmet EYMÜR’ün dört MİT görevlisi tarafından aylardır korunuyor. Yalı Çetesinin MİT’teki gözü, kulağı, eli olan EYMÜR ne yapsın? Çeteye olan vefa borcunu ödemektedir. Ticaret Bankası’nın alımıyla ilgili önce istenen Kanal 6. Kanal 6’nın alınması, Ufuk SÖYLEMEZ, Ahmet ÖZAL ve Erol EVCİL bir araya gelip konuşuyorlar. “Kanal 6’yı alıp ÇİLLER yanlısı yayın yaparsanız, bankayı size vereceğiz." Bunun üzerine ben devreye girip Mehmet KURT’u, Ahmet ÖZAL’ı bir araya, bir ağabeyim olan Mehmet KOCABAŞ tarafından getiriliyor. Mehmet KURT Kanal 6’yı tekrar Ahmet ÖZAL’a vereceğini söyleyince, ben daha sonra yalı çetesinin, bilemiyorum, perde arkası lideri Mehmet ÜSTÜNKAYA mıdır, Özer ÇİLLER midir? Mehmet ÜSTÜNKAYA’yı aradım, Mehmet Bey, dedim, biz Kanal 6 işini bitirdik, Adil Bey bizden Özer Bey’e verilmek üzere 20 Milyon Dolar istedi, biz onlarla böyle anlaşmadık ki, yalı komşunuza lütfen konuşun, bu iş bitmezse, sonu kötü olur. Mehmet Bey’in bana ifadesi şu: “ÇİLLER Ailesi seni sever." Ben de dedim ki, bana bir banka değil, on tane de verseler ben onları sevmiyorum. Çünkü onlar Türkiye Cumhuriyeti’ni ve demokrasiyi sattılar. Ortadoğu’da dünya düzenine çomak sokmak isteyen, Mustafa Kemal düşmanlarını sırtına alıp, ortak hükümet oluşturdular. Bu nedenle sevmediğimi söyledim. Evet, burada Türk Milleti’nin bilmesi gereken bir şeyi açıklıyorum: Yosmanın biri sürekli Türk Milleti’nin bacısı olduğunu ifade etmektedir. Milletimizde bacılık önemli bir makamdır. Tarihte örnekleri vardır, Nene Hatun, Halide Edip ADIVAR gibi. Mekanları cennet olsun. Soruyorum, kendi namusunun korumayan, milletin namusunu nasıl korur? Namusunu koruyamaz lafından dolayı, ÇİLLER basına eğer cevap verirse, konuyu açıklayacağım. Diyorum ki, bir yosma ile, Mustafa Kemal düşmanı olan Aynaroz kadısının birleşmesinden doğan çocuk, Türk Milleti’ne fayda getirmez. Burada milletimize söz veriyorum. Ya yalı çetesini yok edeceğim, ya öleceğim. Saygılar sunar, esenlikler dilerim. Ah, özür dilerim, bir de notum var.

ERKEK SPİKER : Buyurun.

Alaattin ÇAKICI : Bir askeri paşanın Fenerbahçeli Ali ŞEN’e ve Yavuz KAYRAL’a söylediği, zenci bir astsubayla ilgili (Ali Şen'e yakın bu askeri paşa yoksa Cumhurbaşkanı adaylarından biri mi?) , ÇİLLER’in kayboluş hikayesi. Nedenini, bunlara anlatmış. Birleşmiş Milletler’de ÇİLLER’in konuşması gerekirken, Büyükelçi niçin konuşmuştur? ÇİLLER ve astsubayın nereye gittiğini, Ali ŞEN’e ve Yavuz KAYRAL’a sorulmasını istiyorum. Saygılarımla, Türk Milleti’nden özür dilerim. Başka, siz bana başka bir şey sormak istiyor musunuz?

ERKEK SPİKER : Tabii, benim size sorularım olacak. Ben şimdi Türk Ticaret Bankası,

Alaattin ÇAKICI : Anlayamadım...

ERKEK SPİKER : Buyurun. Şimdi Türk Ticaret Bankası işine gelmek istiyorum ben.

Alaattin ÇAKICI : Efendim?

ERKEK SPİKER : Türk Ticaret Bankası işine gelmek istiyorum ben. Siz Adil ÖNGEN’i vurdurdunuz mu? Çünkü sizin vurdurduğunuz söylendi, siz mi yaptınız bunu?

Alaattin ÇAKICI : Evet, benim arkadaşlarım tarafından vuruldu ve bunu da kabul ediyorum.

ERKEK SPİKER : Bu banka satış işiyle alakalıydı, bu arada 20 Milyon dolarlık bir rüşvetten bahsettiniz biraz önce satır arasında.

Alaattin ÇAKICI : Evet.

ERKEK SPİKER : Bu 20 milyon dolar rüşveti kim istedi ve nereye gidecekti bu rüşvet?

Alaattin ÇAKICI : Adil ÖNGEN, Erol EVCİL’den istiyor, Özer ÇİLLER’e verilmek kaydıyla, az evvel zaten bu konuya ben açıklık getirdim. Mehmet ÜSTÜNKAYA ile görüşüyorum, diyorum ki yani bizim anlaşmamızda 20 Milyon dolar yoktu, “Kanal 6’nın işini halledin, biz veriyoruz" dediler bize.

ERKEK SPİKER : Evet. Bu Kanal 6 işi nasıl. Yani Kanal 6...

Alaattin ÇAKICI : Vallahi, Kanal 6’yı, Ahmet ÖZAL’ı, Ufuk SÖYLEMEZ arıyor, diyor ki “senin arkadaşın banka almak istiyormuş, Erol, Alaattin’in de arkadaşı. Bu Kanal 6’yı Mehmet KURT’ tan alıp, tekrar siz ÇİLLER politikası yayın yaparsanız, biz size bu bankayı, Ticaret Bankası’nı", orada İhsan Fevzibeyoğlu var, ÇİLLER’in yine ekibinden, yani aynı çetenin oluşturduğu halkaların bir zinciri, “ben" diyor, “ona imzayı attıracağım". Tabii, neticede ben çok yakın bir dostum ve ağabeyim olan Mehmet KOCABAŞ’ı arıyorum, lütfen Mehmet KURT Beyi arayın, Ahmet ÖZAL bir araya gelin, bu konuya bir çözüm getirin. Sağ olsun, Mehmet KURT'da diyor ki, ben diyor, bana verdiğim parayı ödesinler, ben vereyim diyor.

ERKEK SPİKER : Evet.

Alaattin ÇAKICI : Onun üzerine ben tekrar Mehmet ÜSTÜNKAYA’yı arıyorum ve konuyu anlatıyorum. Tabii, biz bu 20 Milyon doları vermeyince, Adil ÖNGEN, Tansu ÇİLLER’in müşaviri olduğu gibi, Ali BALKANER’in de müşaviridir, yani özel müşaviridir. Bu bankayı Ali BALKANER’e pazarlıyor ve onun neticesinde baktık biz alamıyoruz, biz alamıyor iken, kimse alamasın yani.

ERKEK SPİKER : Evet.

Alaattin ÇAKICI : Benim amacım banka değil.

ERKEK SPİKER : Peki neydi?

Alaattin ÇAKICI : Bazı bilinmesi gereken şeyleri kamuoyuna aktarmaktı. Peki, ben size iyi aksamlar dilerim. Allah’a emanet olun, saygılar efendim.

ERKEK SPİKER : Peki, peki, iyi akşamlar, sağ olun. (Telefon kapanıyor) Sevgili izleyiciler, evet, Alaattin ÇAKICI’nın iddiaları son derece önemli. (Program kapatılıyor.)

EDİTÖR: Ferhan TAYLIMAN YAPIMCI: Gökhan TAŞKIN "



Sayın Aşık, bu yayını ve takip eden tatsız olayları herhalde hatırlamışınızdır.Çakıcı'nın laflarına itibar etmediğinizi, ondan aldığınız bilgileri siyasi amaçlı kullanmadığınızı hala söyliyebilecek misiniz? Size daha onlarca örnek verebilirim. Hem de kendi sözlerinizle, kendi açıklamalarınızla. Ayrıca unutmamanız gereken bir husus, benim aynı dönemde, Çakıcı-Yılmaz-Aşık üçlüsü tarafından uzaklaştırılıncaya kadar, terör ve organize suçlarla ilgili bir ünitenin başında olduğum ve bu konuların önümden geçtiğidir. Siz ve patronunuz, belki bilerek, belki de saflığınızdan suç dünyasının ünlü bir ismi tarafından yönetilen bir başbakan ve bakan. durumuna düştünüz, Çakıcı'ların, Erol Evcil'lerin gayrimeşru kazançlarının koruyucusu haline geldiniz.

Şu size hatırlattığım Flaş TV'deki konuşmalara ve sonucunda olanlara bakın. Çete reisinin işaret ettiği kişiye Ticaret Bankasını satıp, sonucunda iktidardan düştünüz, mahkemelik oldunuz. Yer yerinden oynadı, siz hala bir söyleşinizde "banka satışını" onayladığınızdan bahsediyorsunuz. Zaten bir söylediğiniz diğerini tutmuyor. Hem yukarıdaki lafları ediyorsunuz, sonra da İstanbul DGM’den çıkışda gazetecilerin “Çakıcı ile ne için görüşüyordunuz sorusuna” “Bir banka satışı ile ilgili bana bilgi veriyordu” diye cevaplıyor. “Bilahare araştırdım aslı olmadığını da öğrendim” diye ilave ediyorsunuz. Gazetecilerin "Çakıcı'dan tehdit alıyor muydunuz?" sualine önce "hayır, öyle bir şey yok" diyorsunuz, sonra mahkemede "Mesut Yılmaz'ın çocuklarını tehdit ediyordu" diye kendinizi savunuyorsunuz. Başkalarından kaçabilir ama bu tutarsızlıklar bizim gözümüze gözümüze giriyor.

Sayın Aşık, size kızgınlığım olduğunu söylemiş, bunu MİT'ten uzaklaştırılmama bağlamışsınız. Ben MİT'ten uzaklaştırılmama değil, uzaklaştırma şekline, "çetelerle ilişkili MİT mensupları, Alaattin Çakıcı ile irtibatlı MİT mensupları" laflarına kırgınım, kızgınım. "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" diye bir söz vardır. Sizler, bir çete reisinin isteğini yerine getirmek için beni yurtdışı görevden çektiniz, MİT'den uzaklaştırdınız, bir çete reisi istedi diye banka sattınız, ondan sonra da yalan bir dünya yaratarak insanları karaladınız, Bunun hoş görülecek yanı var mı?

MİT'deki yöneticiler benden istifamı istedikleri zaman da söylemiştim. "Başbakan çıksın, Mehmet Eymür'ün çetelerle, Alaattin Çakıcı ile, telefon dinlemeleri ile hiç bir bağlantısı yoktur desin, hemen bir saat sonra emekliliğimi istiyeyim. Zaten böyle bir ortamda durmak ve görev yapmak istemem. Ancak bana bu kadar kara sürüldükten sonra, sanki suçluluğu kabullenmiş gibi ayrılmamı benden beklemeyin, siz emekli edebiliyorsanız edin. O zaman ben de meşru yollardan her türlü mücadeleyi yapar, hakkımı, şerefimi korurum" dedim. "Başbakan'a iletildi, yurt dışından dönene kadar 2 gün bekle" dediler. Sonunda "Şeker Fabrikalarına" tayinimi çıkardılar. Danıştay'a müracaat ettim, o tarihten beri adaletin doğruları bulacağına dair inancımı yitirmeden bekliyorum. Lehime bir karar çıkarsa tekrar göreve mi döneceğim? Hayır. Bu kadar yozlaşmış bir ortam içinde görev yapabilmek, faydalı olabilmek zaten mümkün değil. Benim için memuriyet hayatı tamamen bitmiştir. Artık daha huzurlu bir ortamda yaşıyor, küçük katkılarla da olsa topluma ve ülkeme karşı seviyeli bir cizgide vecibelerimi yerine getirmeye çalışıyorum.

Evet Sayın Aşık, biraz başınızı önünüze koyup düşünmeli ve medeni toplumlarda yapıldığı gibi gerektiğinde hatalarınızdan dolayı size vekalet vermiş toplumdan özür dilemeyi de öğrenmelisiniz. Laf kalabalığı ve şovlar size birşey kazandırmaz.

Bir de yakın dostlarınızı ve ortaklarınızı iyi seçin. Dikkat edin zamanında karanlık işlere girmiş kişiler ile mafia mensuplarının akrabaları olmasınlar. Hele Akmerkez'deki kuyumcudan ona bunu pahalı hediyeler alan kişilerin yanında hiç durmayın. Akraba tavsiyesi. Ne de olsa akrabayız ya.


NOT: "Çakıcıyı MİT'e Eymür aldı" konusuna ayrı bir yazıda değineceğiz.




FastCounter

 

Hit Counter

  Anadolu Türk İnterneti

 

Güncelleştirme : 24.08.2021 - 15:50